İki saç örgüsü, bir anne

Kurdistan’ın cesur kız kardeşleri Gulistan ve Ronahî, esaret ve baskıya karşı çıktıkların devrim yolcuğunda ölümsüzleşir. Annelerine bıraktıkları saç örgüleri ise mücadelelerinin mirası olarak evlerindeki duvara asılır.

Her kültürde yeni doğan çocuğun ilk saçının saklanması adeta yazılmamış bir kanun gibidir. Yaşadığımız coğrafya ve toplum içerisinde yazılmayan bu kanunun daha da geniş ve anlamsal yönüyle daha çok karşılaşır durumdayız.

Rojava’nın Qamişlo kentinde yaşanan acıklı olduğu kadar güçlü anlamlar ifade eden bir hikâyeyle karşılaşıyoruz.

HALEPÇE’YLE TANIRLAR, YAKINDAN İLGİLENİRLER

Gulistan Elî Bekir (Rûken Elî Bekir) ve Ronahî Elî Bekir (Rûken Elî Bekir) kardeşler. İki yıl arayla dünyaya gelirler. Bir ömür denmeyecek kadar kısa yılları bir arada geçirirler ama hakikatin peşinden ilerlemek için de birbirlerini takip ederler, hiç kopmayan, onları hep birleştiren bir bağ kurarlar.

Bekîr ailesi, 1988 yılında yaşanan Halepçe Katliamı ile birlikte Kürt Özgürlük Mücadelesi’yle tanışır. Ailecek bu mücadeleyi büyütmek için kolları sıvarlar ve her sokakta, her alanda mücadeleye atılırlar. Bekîr ailesinden Gulistan ve Ronahî de küçük yaşlarda mücadelenin anlam ve öneminin farkına vararak Baas rejiminin yasaklarına karşı başkaldırır.

Diline, kültürüne ve Kürt ulusuna olan merakından Gulistan, Kürtçe eğitim vermeye başlar. Baas rejiminin baskılarından dolayı her gün bir evde gizlice bir grup çocuğu eğitir ve onların içinde kardeşi Ronahî’de bulunur. Ronahî’nin dile hakimiyeti zamanla gelişir ve artık eğitimleri üstlenecek düzeye gelir. Yeni çalışma alanlarına açılma heyecanıyla Gulistan, kısa bir sürede PKK’yi daha yakından tanır ve 1993 yılında gerilla saflarına katılır.

ÇERÇEVE İÇİNDE İKİ SAÇ ÖRGÜSÜ

Ablası Gulistan’ın Kürt halkına olan bağlılığı ve kendisine olan emeğinin karşılığı olarak da Ronahî, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 1999 yılında esir alınmasıyla özgürlük mücadelesine katılma kararı alır. O da ablası gibi bir tutam saç örgüsünü annesi Hedla Hisên’e bırakır ve ailesinin uğurlamasıyla hakikat savaşçısı olarak yönünü özgürlük dağlarına çevirir. O dönemin koşullarından kaynaklı Gulistan’ın 1996 yılında şehit düştüğünü bilmese de sürekli O’nu görme hayaliyle her patikada yol alan Ronahî de 3 Nisan 2006 yılında Cûdî’de son mermisine kadar savaşır ve düşmanın eline sağ geçmemek için bombasını patlatarak şehadete ulaşır.

Anne Hedla Bekîr, Kürt halkının özgürlüğü için mücadele yollarına düşen Gulistan ve Ronahî’nin bıraktıkları saç örgülerini bir miras olarak korur. Çerçeve içerisinde muhafaza edilen saç örgüleri evin duvarında asılıdır.

Eve gelen herkes, ilgisini çektiği çerçeveyi sorar ve iki kardeşin mücadele hikayelerini merakla dinler, bu mirası kulaktan kulağa anlatırlar.