Ehmed: Kadınlar deklarasyonu sahipleniyor

Kongra Star’dan Rûken Ehmed, Özerk Yönetim’in yayınladığı deklarasyonun pratikleşmesi için ilk hedeflerinin Suriyeli kadınlarla bir araya gelmek olduğunu söyledi.

Kongra Star Demokratik Siyaset İttifakı ve İlişkileri Üyesi Rûken Ehmed, deklarasyonun pratikleşmesi için kadın kazanımlarını Suriyeli kadınlara anlatmak ve onlara ulaştırmak gerektiğini söyledi. 


Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi, Suriye’nin toprak bütünlüğünün sağlanması, ortak ekonomi ve savunma sistemin gerçekleşmesi, tüm halklara, etnik ve inanç topluluklarının eşit şartlarda yaşayabilmesi için 9 maddelik bir deklarasyon yayınladı, Şam hükümetine barış ve demokrasi endeksli çözüm çağrısında bulundu. Kongra Star ve Kuzey-Doğu Suriye’deki kadın bileşenleri de Özerk Yönetim tarafından 18 Nisan’da yayınlanan deklarasyona destek sunduklarını ve kadınlar olarak Rojava Devrimi’ne nasıl öncü oldularsa diyalogunun sağlanması için de aynı misyonla hareket edeceklerini belirtti. 

Kongra Star Demokratik Siyaset İttifakı ve İlişkileri Üyesi Rûken Ehmed, konuyla ilgili ANF’nin sorularını yanıtladı. 

Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin yayınladığı barış ve demokrasi deklarasyonunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Olumlu ve gerekli bir adımdı, güven vericiydi. Suriye muhalefeti ve Suriye için atılan en güvenilir adım olarak ele alıyoruz. Böyle kritik bir süreçte inisiyatifli bir çıkış yapmak, Suriye halklarına çözüm çağrılarında bulunmak anlamlı ve önemliydi. Özerk Yönetim’in barış ve demokrasi adımları, hep Suriye topraklarını parçalama töhmetiyle karşılaştı. Bugün ise attığı adımla bir kez daha bunları boşa çıkardı. Özerk Yönetim, kendisini Suriye’nin bir parçası olarak görüyor ve Suriye krizine bir çözüm alternatifi oluşturuyor. Deklarasyonun içeriğine dikkat edecek olursak, toprak bütünlüğünü esas alan ve işgale karşı savunulmasından yana. Tüm ekonomik kaynakların Suriye halklarına eşit bir şekilde paylaşılması görüşünü de ele alacak olursak, halklara eşit yaklaşımı esas alan ve halkları parçalamadan uzak duran bir tutumu sergilediğini görüyoruz.

Demokratik bir projedir, çünkü tüm ulusları, dinleri ve mezhepleri kapsıyor. Özerk Yönetim’in bir parçasıyız ve kadınlar olarak deklarasyonu sahipleniyoruz. Hayali bir proje değil. Her madde geniş kapsamlı açıklanıyor ve somut adımların atılmasıyla birçok konunun daha tartışılması zemini sunuyor. Demokratik bir Suriye'ye, ortak ekonomi ve savunmaya dikkat çekiliyor. Ayrıca tüm Suriyeli kesimleri diyaloga çağırıyor. Şu ana kadar Cenevre ve Astana görüşmeleri hiçbir sonuç almadı, çünkü Suriye halklarının iradesi bu görüşmelerde temsil edilmiyor. Suriye’nin yüzde 30’luk kısmı şu an Özerk Yönetim tarafından yönetiliyor fakat bu halkların iradesini temsil edenler bu görüşmelerde yer almadı. Eğer Özerk Yönetim böyle bir deklarasyon yayınladıysa Suriye halklarına elini uzattığı, çözümden yana olduğu içindir. Dış güçlerinin müdahalesinin olmadığı demokrasi ve barış ittifakı adımıdır.

Bu deklarasyonun kadınlar açısından önemi nedir?

Suriye krizine sözde çözüm bulmak için birçok adım atıldı. Cenevre ve Astana görüşmeleri gerçekleşti. Son dönemlerde ise dörtlü (Suriye-Rusya-İran-Türkiye) görüşmeler gerçekleşiyor. Bir yandan da Suriye ve Arap ülkeleri görüşmeleri gündemde fakat şu ana kadar hiçbir görüşme kadın, kadının rolü odaklı olmadı. Suriye muhalefetinde kadın rengi, rolünü pek göremiyoruz. Şam hükümeti sistemine bakıldığında da içerisinde yer alan kadınlar sisteme ayak uyduran kadınlardır. 2004 ve sonrası dönemlerde bölgemizde olan baskı, zulüm, şu an o bölgelerde de uygulanıyor. Bunun için kadın haklarını sayan, kadının varlığı bilen bir hükümet olduğu söylenemez.

Sisteme karşı olan birçok kadın ise gizli bir şekilde faaliyet yürütüyor, çünkü siyasi bir baskıyla karşı karşıyalar. Suriyeli kadınlar çok açık bir şekilde dile getirmeseler bile Rojava Devrimi’ni, Özerk Yönetim paradigmasını, Toplumsal Sözleşmeyi, Özerk Yönetim deklarasyonunu benimsiyor ve Suriye Devrimi’nin özü olarak nitelendiriyor. Kadın haklarının olmadığı, kadının varlığının reddedildiği bir sistem ardından kadın özgürlüğüne dayalı paradigmayı esas alan böyle bir sistemi kucaklıyorlar. Bu projenin sadece Kuzey-Doğu Suriye’yi kapsamasını yeterli görmüyorlar. Haklarını elde etmeyi Özerk Yönetim’in kazanımlarında, projelerinde görüyorlar. Bu deklarasyonun da yeni bir adım olacağını düşünüyorlar.

Deklarasyonun karşılık bulmasında kadının rolü nasıl ele alınmalı?

Deklarasyonda da farklı görüş ve önerilere açık olunduğu söyleniyordu. 9 maddelik bir deklarasyon, ilk adım için ciddi bir girişimdi. Tabii sadece deklarasyonun açıklanmasıyla sınırlı kalmayacak. Bu girişimler sürekli olacak. Önümüzdeki süreçte kadınlar da Özerk Yönetim’le beraber somut adımlar atacak. Şam hükümetinin adım atması için kadınlarla bulaşacağız. Kadınların görüşleri, çabaları bizim için değerli. Suriyeli kadınlarla görüşmeye hazırız. Çözümü Suriye-Suriye diyalogunda görüyoruz. Ortadoğu, Güney Afrika, Latin Amerika ve Arap ülkeleriyle birçok kez diyaloglarımız oldu. Bu ülkelerin de, deklarasyonun pratikleşmesi için Özerk Yönetim’e, Suriye ile diyaloguna arka çıkması, destek sunması gerekir. Özellikle kadınlar olarak Suriye-Suriye diyaloguna engel olmak isteyenlerin önünde durmalıyız. Özerk Yönetim paradigmasının yayılmasında, tanınmasında bu deklarasyona fayda sağlayabiliriz. Kadın, Rojava Devrimi veya Özerk Yönetim paradigmasıyla özgürlüğüne elde etme mücadelesi verdi ve devrimde başat rol oynadı. Kadının özgürlüğünü Özerk Yönetim paradigmasında görüyoruz. Dolayısıyla deklarasyonun pratikleşmesi kadın kazanımlarını Suriyeli kadınlara kavratmalı, onlara ulaşmalıyız.

Şam hükümeti şu ana kadın haklarını tanımış değil. Yaşımın her alanında hemen hemen denilebilir ki kadının varlığı kabul görülmüyor. Sizce Suriyeli kadınların deklarasyona yaklaşımı nasıl olmalı?

Suriyeli kadınlara ulaşmakta zorluklar yaşıyoruz. Hatta şu ana kadar Şam hükümeti de yayınlanan deklarasyon için bir cevap vermedi ya da açıklama yapmadı. Şam hükümeti hala bir hayal içerisinde sürüklenip gidiyor. 2011 yılı öncesi sistemini devam ettirerek Arap ülkeleriyle uzlaşabileceğini sanıyor. Hakikate bakılacak olursa gerçekleşmesi mümkün gibi gözükmüyor. Suriye Devrimi’nde sadece Kürtlere dönük zulüm gerçekleşmedi, tüm toplumları, mezhepleri ve dinleri kapsayan bir baskı ve zulüm vardı. Kadınlara dönük ayrı baskı mekanizması uygulanıyordu. 2011 yılı öncesi Şam hükümetine karşı kadınlar ve halklar bir umut beslemiyor. Suriye krizine çözüm olabilmek için öncesi kabul edilmemeli ve değişim-dönüşüm için cesaretli adım atılmalı. Suriye muhalefeti cılız sesini bir kenara bırakmalı ve bu deklarasyonu tartışmalı, sahiplenmeli ve çözüm odaklı düşünmeli.

Deklarasyonun yayınlanması ardından kurum ve kuruluş veya şahsiyetlerle nasıl bir diyalog sağladınız?

Özerk Yönetim’in başlattığı hamle devam edecek. Deklarasyon ardından açıklanmamış olsa da Özerk Yönetim ve Demokratik Suriye Meclisi öncülüğünde kadınlar, bölgedeki önde gelen aşiret kadınlarıyla, kanaat önderleriyle, siyasetçi kadınlarla forumlar düzenlenmeye başlanacak. Deklarasyon yayınlandığında sadece desteğimizi sunduk fakat bundan böyle doğrudan bu forumlarda yer alacağız ve Suriyeli kadınlarla buluşmak ilk hedefimiz olacak.