Ankara’nın ‘Çöktürme Planının’ Rojava döngüsü

Türk devletinin katliam ringine dönüşen Rojava'ya dönük dönemsel olarak yeni konseptler devreye konuldu. Son olarak bir yandan sistematik SİHA saldırılarıyla devrimin öncüleri ve yurtseverler katledilirken bir yandan da ambargo uygulamalarıyla kuşatıldı.

AKP-MHP faşist iktidarı ve Milli Güvenlik Kurumu (MGK) adlı savaş kurumu, 30 Ekim 2014 tarihinde Ankara’da toplanarak Kürtlere ve Kurdistan’a dönük ‘Çöktürme Planı’ adıyla, 1990’lı yılları aşan yeni bir kaos ve katliam döngüsünü devreye koydu. 24 Temmuz 2015 tarihinde Türk savaş uçaklarının Kandil’i bombalamasıyla savaş olarak süregelen bu konseptle günümüze kadar binlerce Kurdistanlı katledildi.

DAİŞ’in Kobanê’ye saldırısı sürecinden ikili politika yürüten Ankara hükumeti, bir yandan Rojava Devrimi yetkilileriyle görüşmeler yaparken diğer yandan Kürtleri katletmek için DAİŞ çetelerine lojistik ve mühimmat desteği veriyor, çete geçişleri için sınırlarını açıyordu. Kürtlerin DAİŞ’i tarihi yenilgiye uğratmasının ardından ise Türk devleti bizzat devreye girdi.

İLK DÖNGÜ: QEREÇOX’A ‘İNTİKAM’ SALDIRISI

Rojava savunma güçlerinin DAİŞ’e karşı başarılı ilerleyişiyle birlikte bu durumdan rahatsız olan Türk devleti, Tebqa’da DAİŞ’e dönük özgürleştirme operasyonunun devam ettiği süreçte ilk intikam saldırısını, 25 Nisan 2017'nin sabah saatlerinde Kurdistan’ın üç parçasını birbirine bağlayan Dêrik bölgesindeki Qereçox Dağı’na dönük gerçekleştirdi. 26 savaş uçağıyla gerçekleştirdiği saldırıda Halk Savunma Birlikleri (YPG) karargâhı ve basın merkezini hedefledi. Saldırıda 20 YPG savaşçısı ve basın emekçisi şehit düştü, 18’i de yaralandı.

EFRÎN VE SERÊKANİYÊ'YE YÖNELİK SALDIRILAR

Ankara hükümeti kısa bir süre sonra Kürtlerin adım adım statüye ilerlemesine karşı yeni bir operasyon döngüsünü devreye koydu. YPG-YPJ güçlerinin Dêrazor’da DAİŞ’e dönük gerçekleştirdiği operasyonlar sürecinde Efrîn’i işgal tehditlerine başladı ve 20 Ocak 2018 tarihinde ‘Zeytin Dalı Harekâtı’ adıyla işgal saldırılarına başladı. 72 savaş uçağıyla Efrîn'i gece gündüz demeden 68 gün boyunca bombaladı.

DAİŞ’in son kalesi olan Baxoz’u da kaybetmesi üzerine bu kez daha kapsamlı bir döngü süreci başladı. Dönemin MİT başkanı Hakan Fidan, mücadelesiyle dünyadaki herkesin gönlünde yer bulan Rojava özgürlük güçlerine karşı saldırı için yaptığı planlamaların ses kaydı basına yansıdı. Ankara hükümeti ‘Sınır güvenliği’ bahanesiyle 9 Ekim 2019 tarihinde Serêkaniyê ve Girê Spî merkezli Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük ‘Barış Pınarı’ adıyla bir savaş harekâtı başlattı. 

DEMOGRAFİK DEĞİŞİM VE KÜRTSÜZLEŞTİRME

AKP-MHP iktidarı, işgal ettiği Rojava topraklarını Misak-ı Milli sınırları içerisine almak için önce o bölgelerde yaşayanları katletti veya yerinden etti. Yaklaşık 1 milyon kişinin göçertildiği bölgelere, Türkmenistan, Kırgızistan vb. bölgelerin de aralarında bulunduğu farklı uyruktaki çeteleri ve ailelerini yerleştirdi. Sokakların, mahallerin, köylerin ismini değiştirdi, Türk kurumları açtı, eğitim dili Türkçe’ye, para birimi ise Türk lirasına dönüştürüldü.

AMBARGO VE KUŞATMA

5 milyon civarında kişinin yaşadığı Kuzey ve Doğu Suriye’de bir diğer ateş hattı ise ambargo ve kuşatma politikaları oldu. Bölgeye insani yardımların geldiği Rojava ile Irak arasındaki en büyük kapı olan Til Koçer Sınır Kapısı, 2020'nin başından beri Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi toplantısında Rusya ve Çin'in vetosu sonrasında kapalı tutuluyor. Başûr ve Rojava Kurdistan arasındaki Sêmalka Sınır Kapısı ise MİT’in Başûrê Kurdistan’daki temsilciliğini yapan KDP tarafından sürekli olarak kapatılıyor. Rejim tarafındaki kapılarda da tablo aynı. Suriye rejimi özellikle Şehba ve Halep’in Şêxmeqsud ve Eşrefiyê mahallelerinde yaşayanlar için gıda malzemelerinin geçişini sürekli engelliyor.

12 yılı aşkın süredir savaşın sürdüğü Suriye’de ekonominin çökmesinin yanı sıra uluslararası güçlerin yaptırımı ve AKP-MHP iktidarı piyonluğunda yürütülen ‘Çöktürme Planının’ bir döngüsü olan ambargo ve kuşatma politikalarıyla da Rojava Devrimini boğmak istiyorlar.

Yarın: Ankara’nın ‘Çöktürme Planının’ Rojava döngüsü – II: Sistematik SİHA saldırıları