Suriye’nin birçok bölgesinde yaşayan Arap halkı uzun yıllardır Baas rejiminin ‘Kendi dilinizle konuşup okuyabiliyorsunuz, özgürsünüz’ düşüncesinden farklı hiçbir görüş ve tutum işitmemişti. Baas hükümetine karşı çıkacak her türlü görüş veya tutum hemen ortadan kaldırılırdı. 1976-1982 yılları arasında bölgede yaşananlar yaşananların özeti gibidir. Ancak bu durum kısa süre sonra değişti. Bu değişimin mimarı ise birçok halk ve kesim tarafından öncü lider olarak görülen Önder Abdullah Öcalan’dı. Birçok konu hakkındaki görüşleriyle büyük değişimler yarattığı gibi Arap toplumunu da iyi tanıyarak, analiz ederek onlara dönük stratejiler sundu. Felsefesini tanıyan Arap halkları da Kürdistan Özgürlük Mücadelesi saflarına katılarak ortak mücadelede yerini aldı. Kürdistan Özgürlük Mücadelesini tanıyarak 1983’te bu saflara katıldıktan 3 yıl sonra şehit düşen Arap toplumundan ilk şehidi olan şehit Eziz Ereb bunun ilk örneğidir.
İLHAM OLDU, SAHİPLENDİLER
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 1980 ve 1990’lı yıllarda Suriye ve Lübnan gibi bölgelerde kalması Arap toplumunun bu felsefe ve mücadeleyi tanımasına da olanak sağlar. 2010 yılında Tunus’la başlayan Arap baharıyla toplum rejim düzenine karşı halk yönetimini talep eder. 19 Temmuz 2012’de Rojava Devrimi’yle demokratik yönetim modeli Suriye’nin diğer bölgelerini etkilediği gibi tüm Arap ülkelerine de ilham kaynağı olur. Toplum, Önder Abdullah Öcalan’ın fikir ve felsefesi temelinde kurulan bu yönetim modelini yakından inceleyerek bunda yer almaya başlar. Demokratik Ulus ve halkların birliği felsefesinin daha net yansıması ortaya çıkar. Yıllardır ulus devletçi zihniyetin kemirdiği toplumsal doku yeni bir filizlenme aşamasına geçer ve gerçek bir halkların baharı müjdesini verir.
ÖNDER APO’NUN DÜŞÜNCELERİNİN TANINMASIYLA ARAP KADINLARI…
Bugün yüz binlerce Arap halkı Önderliğin düşüncelerine bağlılıkları var ve Önderliğin fiziki özgürlüğü için, el birliğiyle Kürt halkının yanında egemen sisteme karşı mücadele ediyor. Arap halkı içinde dolaşıldığında ve devrimden sonra Önderliğin düşünce ve felsefesine bağlılıklarının artığını belirttikleri sohbetlerinde şöyle diyorlar:
''Ben Arap kökenliyim önderliğin savunmalarını okurken en çok dikkatimi çeken yön önderliğin felsefesinin temelini oluşturan halkların kardeşliği vurgusu oldu. En temelde dikkatimi çeken yön oldu. Üzerinde durulması gereken temel konu ve anlam bütünlüğü özgür yaşam felsefesi oluyor. Özgür yaşam felsefesi ile siyaset yürütmektir. Önderliğin savunmalarında egemen sistemin köleleştiren zihniyetine karşı, özgür düşünceler savunmalarda yer alıyor. Toplumun prototiipinde yer alan ve adına doğal toplum formu dediğimiz toplumsal hafıza da özgürlük düşüncesi vardı. Önderliğimiz klan toplumundan başlayarak bu analizlere yer verdi. Önderlik evrenselleşmiş düşüncelerini ilk toplumsal forum olan klanlar üzerinde oturtuyor.”
Önderliğin savunmalarını okuyanlar konuşmalarında özgür yaşamdan ki önderliğin felsefesinden oluştuğundan söz ederek şöyle derler: “İnsanın özgürce yaşayabilmesi için insan yaşamının tüm evreleri hakkında bilinçlenmesi gerektiğini vurgulayarak en küçük parçacıktan tutarak evrenselliğe kadar burada da merkezi olmayan düşünce tarzıyla ve özgürlükle ilişkilidir. Bu düşüncenin ortaya çıkışıyla olumlu etkisini her şey üzerinde yaptı. O nedenle de Önderlik savunmalarının ilik cildinden Sümer ve Asurilerden bahseder ve savunmalarda kahinleri yorumlar. Önderlik ilk savunmadan birçok kavramı yorumlayarak daha sonra da tarih öncesi çağlara gider, gözlerimizin önünde ters yüz edilen gerçeklikler, ya da çizgisinden saptırılanları bizlere yorumluyor. O dönemde yaşanan öyküleri ve insanın doğa ve canlıya bağlılığını tanımlıyor. Bunlarda gösteriyor ki, Önderliğin toplum üzerinde her açıdan görüşlerinin olduğunu gösteriyor, bu temelde Önderliğin yaptığı tüm analizlerde, sorunların derinliği ve inceliğinin çözümünü ortaya koyuyor.”
‘BU PROJE HALKLARIN KARDEŞLİĞİ PROJESİDİR’
Sohbetlerin devamında düşünceler şöyle paylaşılıyor: “Ötekiye sevgi, kardeşlik ve saygı esas alınıyor. Önderlik Özgürlük Sosyolojisi savunmasıyla halkların kardeşliği felsefesiyle gerçek özgürlük anlamına dikkat çekerek, köleliğin gerçek nedenlerini ortaya koyuyor. Kapitalist sistemde yaşayan köle bireylerin özgürlük yanılsamasıyla özgür birey arasındaki farka da dikkat çekiyor. Tıpki peygamberlerin halklara verdiği mesajlara benzer bir mesajdır. Çünkü bir aynı yer yüzünde yaşıyoruz, aynı havayı teneffüs ediyoruz. 1990’li yılların başında da Önderliğin projesi halkların kardeşliği projesiydi. Buda diğer halklara ve inançlara karşı saygıyı da kendi içinde barındırıyor. Bu da sosyalizmin ta kendisi oluyor.”
Bu konu ve Önder Apo’nun halkların kardeşliği konusunda savunmalarda geliştirdiği projeyi halklara sunmuştur. Artık Arap toplumu da evrende oluşan gerçekliğin farkına varmıştır ve bu tartışma toplum içinde sürekli tartışılan konular olmakta.