GÖRÜNTÜLÜ

Dêrik: Halka dayanan bir devrimin yenilmesi mümkün değil

Güçlü bir örgütlülüğe ve halkçı bir stratejiye sahip olan bir devrimin yenilmezliğini vurgulayan YPJ-QSD Genel Komutanlık Üyesi Sozdar Dêrik, “Önümüzdeki süreçlerde daha güçlü ve büyük devrimlerle halkımızı ve devrimimizi koruyacağız” dedi.

ROJAVA DEVRİMİ'NİN 12. YIL DÖNÜMÜ

Sozdar Dêrik, halkların, kadınların, devrimci güçlerinin mücadele ve emeğiyle bugünlere geldiklerini ve kendi kendilerini yönetecek iradeye kavuştuklarını belirterek, “Önümüzdeki süreçlerde ya da yıllarda tekrar saldırılara maruz kalabiliriz. Her anımızı büyük değerlendirmeliyiz. Yediden yetmişe devrim değerlerini savunmalıyız” diye konuştu.

YPJ-QSD Genel Komutanlık Üyesi Sozdar Dêrik, 19 Temmuz Rojava Devrimi’nin yıl dönümü vesilesiyle ANF’ye konuştu.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, devrim şehitleri, mücadele yoldaşları, halk ve tüm annelerin 19 Temmuz Devrimini kutlayarak sözlerine başlayan Sozdar Dêrik, Temmuz ayının kendileri açısından önemine işaret etti. Dêrik, “Rojava Devriminin bu ayda gerçekleşmiş olması, temmuz ayının özgürlük mücadelesi tarihinde büyük direniş ayı olması, elbette çok daha anlamlı kılıyor. Biz 4. YPJ konferansımızı da bu ayda yaptık” dedi.

HALKIMIZIN EMEĞİ VE MÜCADELESİYLE BUGÜNLERE GELDİK

19 Temmuz Devrimi’nin kadın emeği ve kadın direnişiyle gerçekleştiğini söyleyen Sozdar Dêrik, şunları aktardı: “Kadın eliyle yapılmış olan bir devrim hiçbir zaman kaybetmez. Kadın toplumda annedir, toplumun tüm değerlerini kendisinde barındıran ve toplumu var edendir aynı zamanda. Bu anlamda toplumun temsiliyetini oluşturuyor. 19 Temmuz Devrimi Kobanê’de Heval Jînda’nın özgürlük çığlığıyla başladı. Kadın öncülüğünde gerçekleşen devrimin çok değerli bir anlamı vardır. Burada kendi varlığına sahip çıkma vardır. Yıllardır böylesi bir devrimde yaşamak büyük emek, fedakarlık ve direniş gerektirir. Bir an bile durmadan ilerleyen bir devrim süreci, mücadele ve savaş hep devam etti. Halkımız da bu devrim ve mücadele sürecine en iyi şekilde katıldı. Tabii ki hala zorlanmalar ve eksiklikler var. Hiçbir devrim bedelsiz ve acısız gerçekleşmemiştir. Rahat olanı arıyorsak kendimizi kandırmış oluruz. Devrime yönelik saldırılar devam ediyor ve buna karşı direniş ve mücadele kararlılığı ilk günkü gibi devam ediyor. Halk ve toplum olarak her şeyimizin tamam olduğunu söyleyemeyiz. Ancak şunu çok iyi biliyoruz ki, yaşanan tüm zorlanmaları aşabiliriz. Geçen yıllar normal acılar yaşamadık. Bizler tüm insanlığın değerlerine saldıran, toplumları yok etmek isteyen DAİŞ, El Nusra gibi çete örgütlenmeleriyle savaştık. Bunlar tüm dünyayı karanlığa mahkum etmek istediler. İnsanlar bunların bayraklarını gördüklerinde kaçıyorlardı. Sadece isimleri bile insanların içine korku salmaya yetiyordu. Bizler böylesi bir karanlığa ve barbar gerçekliğe karşı savaştık. Bu nedenle biz öyle zorluklardan kaçacak, gerçeklikten kaçacak bir halk değiliz. Ortadoğu’da en doğru çizgi, en doğru mücadele, en büyük direniş bu topraklar üzerinde yaşandı. Ortadoğu’da diğer halkların verdiği mücadeleyi küçümsemiyoruz. Şu anda Ortadoğu’da yaşayan birçok halk hala çok fazla acı çekiyor, büyük haksızlıklara ve zulme maruz kalıyor. Mücadele de veriyor. Ancak şunun da çok iyi bilinmesi gerekir; güçlü bir örgütlülüğe ve halkçı bir stratejiye sahip olan bir devrimin yenilmesi mümkün değil. Halkımızın emeği ve mücadelesiyle bugünlere geldik. Kendi kendimizi yöneteceğimiz iradeye sahip olduk. Bizim buna sahip çıkmamız gerekiyor.”

DEVRİME KARŞI HALA BÜYÜK SALDIRILAR VAR

“Bugün bize karşı olan güçlerin tek stratejisi bu devrimin tasfiyesine yöneliktir” diyen Sozdar Dêrik, “Bu devrimi kendilerine düşman görüyorlar. Oysa biz kimseyi düşman olarak ilan etmedik, bizler kendi değerlerimize sahip çıktık, irademizi ve topraklarımızı savunduk. Bundan sonra da mücadelemiz aynı şekilde devam edecek. Fakat bize karşı yapılacak her türlü saldırıya karşı da sessiz kalmayacağız. Bugüne kadar kendi gücümüze dayandık. Bu da devrimimizin bugüne kadar başarıyla ilerlediğini gösteriyor. Dünyadaki örneklere baktığımızda kendi öz gücüne dayanmayan, çözüm gücünü kendisinde yaratamayanların kaybettiğini özellikle Afganistan örneğinde gördük. O halkın yönetimi, askeri komutanı ve halk iradesi kendisini örgütleyecek ve güç haline getirecek gücü ve iradeyi gösteremediği için tekrar yüz yıl gerisine gitmek durumunda kaldı. Bizim de böylesi bir sonla karşılaşmamamız için, halkımız ve halklar bir kez daha kendi iradelerine, dillerine, kültürlerine ve değerlerine dönük saldırılarla karşı karşıya gelmemeleri için devrime her yönlü sahip çıkmamız gerekir. Elbette bu da mücadele, direniş, kendi öz gücüne güvenme ile sağlanabilir” ifadelerini kullandı.

DEVRİM DEĞERLERİNİ DAHA DA BÜYÜTEREK KORUMALIYIZ

19 Temmuz Devrimini 12'nci yılını karşıladıklarını belirten YPJ-QSD Genel Komutanlık Üyesi Sozdar Dêrik, şunları vurguladı: “Temmuz ayını biz coşku, gurur ve kutlamalarla karşılıyoruz. Özellikle askeri bir güç olarak bizler temmuz ayını özgürlüğe doğru yürüyen, zafere doğru ilerleyen büyük bir direniş sembolü olarak gururla karşılıyoruz. Yaratılan değerleri ve kazanımları halkla paylaşmak bizim için onur verici. Bu temelde bizler askeri bir güç olarak bu değerlere sahip çıkma sözü veriyoruz. Önümüzdeki süreçlerde ya da yıllarda tekrar saldırılara maruz kalabiliriz. Bu anlamda her anımızı büyük değerlendirmeliyiz. Şimdi saldırı olacakmış gibi kendimizi örgütlemeli, hazırlamalıyız. Yediden yetmişe herkesin kendisini devrim değerlerini korumak için hazırlaması gerekir. Bu ruhla devrimimizi kutlamalıyız. Ancak güçlü bir örgütlemeye sahip olamazsak, bize yönelik yapılan saldırılar bizde moralsizlik yaratabilir. Bize karşı büyük bir özel savaş yürütülüyor. Erdoğan bir taraftan kendisi oradan oraya koşturuyor, diğer taraftan dış işler bakanını her yere gönderiyor, birçok devlet ile görüşmeler yapmak istiyor. Tüm bu çabaların hepsi halkın devrimini, devrim değerlerini ve kazanımlarını tasfiye etmek içindir. Biz buna izin vermeyeceğiz. Elbette bunu sadece kendi halkımız için demiyoruz. Biz tüm toplum ve halklara karşı yapılabilecek her türlü  politikaya karşıyız. Hiçbir ülkenin topraklarının işgal edilmesine taraf değiliz, karşıyız. Bu anlamda verilmesi gereken mücadele tüm dünya, halklar, Ortadoğu ve Suriye’nin korunması için gereken mücadele verilecektir. Biz bunun için varız. Bizler tüm halkların, kadınların, devrimci güçlerinin mücadele ve direnişlerinin sonucuyuz. Bunun farkındayız ve bunun için güçlü bir mücadele vereceğiz. Bu temelde 19 Temmuz Devrimini tüm halkımıza, Suriye halklarına kutluyoruz. Önümüzdeki süreçlerde daha güçlü ve büyük devrimlerle halkımızı koruyacağız.”