Türk devletinin 2018 yılında Efrîn’e yönelik işgal saldırılarına karşı YPG-YPJ savaşçıları ve Efrîn halkı tarafından büyük bir direniş sergilendi. Çağın Direnişine tanıklık eden gazeteci Egîd Roj, o dönem yaşanan savaşı ve mücadeleyi ANF’ye anlattı.
Son 9 yıldır Efrîn ve Şehba bölgesinde gazetecilik yaptığını belirten Egîd Roj, o günleri şöyle anlattı: "Efrîn’e yönelik saldırıların olduğu dönemde 58 gün boyunca Efrîn halkının ve Türk işgaline karşı kahramanca mücadele eden tüm savaşçıların, direnişlerinin, acılarının sesi olabilmek için oradaydık. Çağın Direnişi’nde güçlü gazeteciliğe ihtiyaç vardı. Bu direnişi takip eden gazetecilerin büyük emekler verdi. Savaşın her anına tanıklık ettik, direnişi anlatan yüzlerce fotoğraflar çektik, biz de birçok kez ölümden döndük. O direnişte halkın ve savaşçıların sesi olmak bizim için bir gururdur.
Efrîn’de 58 gün süren o tarihi direnişte halk çocuklarıyla birlikte yer aldı. Düşman Efrîn’e yönelik saldırılar sırasında medya yoluyla da savaş yürüttü. Bizler de Türk devletinin özel savaşını boşa çıkaracak fotoğrafları, belgeleri nasıl ortaya çıkarırız, nasıl halkın ve savaşçıların sesi oluruz üzerine yoğunlaştık. Efrîn’de gazetecilerin omzunda büyük bir yük vardı, bizler de basının rol ve misyonunun farkındaydık. Kalemimizi, kameramızı aldık, bu direniş hikayesini nasıl belgeleriz, nasıl dünya kamuoyuna ulaştırırız ve tarihe nasıl aktarırız üzerine planlama yaptık. 20 Ocak 2018 yılında saat 04.00’da Türk devleti 72 uçakla Efrîn semalarında dolaşmaya başladı. Türk devleti her şeyden önce halkın iradesini kırmayı hedefliyordu. Ama saldırıların ilk anından itibaren Efrîn halkı tutumunu ortaya koydu. Bizler de savaşın başlamasıyla birlikte ilk saldırıları belgeleyip kamuoyuyla paylaştık.”
ANNELER ZILGITLARLA ÇOCUKLARINI UĞURLADI
Efrîn savaşının başlamasının ardından YPG-YPJ savaşçılarının mücadelesine odaklandıklarını söyleyen gazeteci Roj şunları ekledi: “Çünkü o savaşçılar tarih yazmak istediler, büyük bir direniş sergileyerek halk için, toprakları için canlarını verdi. Bundan dolayı savaşçıların yaşamının, direnişinin her anını kayıt altına almak istedik. Düşmana karşı halkını korumak isteyen onlarca fedai savaşçının, yine çocuklarını zılgıtlarla uğurlayan Efrînli anneleri de kayıt altına aldık. Bu uğurda onlarca gazeteci şehit oldu. Cizîrê Kantonundan, Güney’den, Halep’ten yüzlerce direnişçi Efrîn’e geldi; o anları da büyük bir heyecan ve coşkuyla takip ettik. Efrîn halkının tamamı düşmana karşı alanlara aktığında bu tarihi anları nasıl kayıt altına alacağımızı bilemedik.
Çağın direnişine dört parça Kurdistan’dan savaşçılar katıldı. Hepsinin Efrîn topraklarına kanları aktı. Rêber Apo, 1970’li yıllarda hareketi kurduğunda Kürtlerin birlik olması bir hayaldi fakat Efrîn’de bu gerçekleşti. Çünkü Kurdistan’ın her parçasından insanlar yönünü Efrîn’e verdi. Tarihte her savaş olduğunda göç olur ama Efrîn’de durum tam tersiydi. Efrîn'de 58 gün süren savaş, Önder Apo’nun ideolojisinin ve özgürlük hareketinin 50 yıllık kazanımıydı. Kurdistan'ın dört bir yanından ve Kurdistan dışından gelip Efrîn için savaştı ve direndi.
Efrîn işgal edildikten sonra halkımızla birlikte Şehba bölgesine giderek çalışmalarımıza devam etme sözümüzü yerine getirdik. Burada direnişe, mücadeleye, umuda, sevgiye dair pek çok olaya tanık olduk. Til Rifat ve Aqibê katliamları gibi halkımızın yaşadığı tüm katliamlara, bölgemize her gün yapılan bombardımanlara şahit olduk. Türk devletinin Kürt halkına ettiği düşmanlığı tüm dünyaya anlatmaya çalışıyoruz. Efrîn direnişini, yaşanan tarihi anları kamuoyuna duyurduğumuz için gurur duyuyorum. Çünkü halkın sesini duyurmak bizim için çok önemli.”