Rûken Ehmed: Rojava Devrimi, Abdullah Öcalan’ın eseri

TEV-DEM Eşbaşkanı Rûken Ehmed, Kürt Halk Önderi’nin 20 yıllık çalışmalarıyla Rojava toplumunu örgütlü, bilinçli, kimliğine, diline, toprağına sahip çıkan bir halk haline getirerek, Rojava Devrimi’ni hazırladığını söyledi.

Uluslararası Komplo’nun yıl dönümü vesilesiyle ANF’nin sorularını yanıtlayan Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM) Eşbaşkanı Rûken Ehmed, Önder Öcalan’ın Rojava’da yürüttüğü çalışmaları, toplumsal, kültürel ve siyasi değişim-dönüşümleri ve Rojava Devrimi’ndeki rolünü anlattı.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yaklaşık 20 yıl boyunca Rojavayê Kurdistan’daki çalışmalarına işaret eden Eşbaşkan Rûken Ehmed, “BAAS rejimi, sürekli yasak, olağanüstü ve savaş koşullarını bahane ederek Suriye topraklarında yaşayan halkı iradesiz kılan bir sistem kurmuştu. Suriye’de halkları temsil edecek bir parti, sivil toplum örgütlerini kuracak ve topluma misyon biçen bir sistem bulunmuyordu. Önder Apo, 1979’da Suriye’ye gelerek toplumu eğitme, örgütleme imkanına ulaştı. Suriye’de Kürt halkı her zaman yedek pozisyondaydı. Önder Apo çarkı tersine çevirdi. Halkı eğiterek, örgütleyerek aslında devrime hazırlık yaptı. Önder Apo’da önemli olan sayının az olması ya da çok olması değil var olan sayının örgütlenmesiydi” dedi. 

TARİHSEL BİLİNCE ULAŞTIRDI

Sadece Kürt Özgürlük Hareketi’nin kadrolarını eğitmekle yetinmeyip toplumu da eğittiğini; kimsenin boş durmasını rıza göstermeyip her insanın yapabileceklerinin olduğunu kavrattığını kaydeden Rûken Ehmed, “Bir toplum ne yapacağını bilmezse, nasıl yaşayacağını bilmezse ister istemez iktidarın hizmetine giriyordu. Önder Apo, toplumu iktidar kıskacından kurtarmak için örgütlü bir yaşam inşa ederken, bilinçli, kimliğini, dilini, varlığını koruyan bir toplum yarattı”şeklinde konuştu. 

KADIN ÖNCÜLÜĞÜNE DAYANANAN YAŞAM

Örgütlenme faaliyetlerinin önemli ayağının kadınlar olduğunu, kadınlara büyük rol ve rol ve misyon biçtiğini vurgulayan Rûken Ehmed, şöyle devam etti: “Rojavayê Kurdistan’da yurtseverlik bilincinin oluşması, var olan toplumun örgütlenmesi ve evlerin eğitim, örgütlenme alanına dönüşmesinde büyük oranda kadınların payı var. Önder Apo, kadınları evlerinde iradeli kıldı. Aslında her bir evin ferdini bu şekilde irade sahibi yaptı. Aile fertlerinin görevleri nedir, bir çocuğun, kadının, erkeğin evdeki görevi nedir, nasıl yaşamalı, kadınlar aracılığıyla ailelere ulaştırdı. Bir ailenin yönetilmesiyle bir devrimin nasıl kurulacağı boyutunda örgütledi. Önder Apo’nun demokratik toplum nasıl olunur, eşit bir toplum nasıl yaratılır, özgür eş yaşam nasıl kurulur, bir ferdin toplumdaki rolü nedir, nasıl özgür bir insan olunur? sorularına cevap olan bir tarz ve tempo, eğitim ve örgütleme sistemi kurdu.”

KİMLİKSİZLİĞİ, YURTSUZLUĞU VE DİLSİZLİĞİ GÖSTERDİ

Rejim döneminde ‘devlet ne derse o olur’ kültürünün hakim kılındığını; eğitim sisteminden ziraat, kültür ve sanata kadar yaşamın her alanının devletin elinde ve halkın bu sistemin peşinden koşar durumda olduğunu hatırlatan Rûken Ehmed, şunları dile getirdi: “Devletin ihtiyaçlarını karşılayan, sesini bile çıkaramayan, iradesi teslim alınan bir toplum vardı. Kurdistan’ın diğer parçalarına bakacak olursak var olan devlet sistemini karşı bir tepkinin olduğu söylenebilir. Rejimin yürüttüğü politika ince eleyip sık dokunan bir politikaydı, aslında çoğu kez toplum bunun farkında değildi. Önder Apo, çözümlemeleri ve bu doğrultuda yürüttüğü politikayla bir halkın kimliksiz, dilsiz, yurtsuz bırakıldığını gösterdi. Yarattığı kültür, yürüttüğü siyaset, açtığı sosyal yaşam alanlarıyla, eğitim-örgütleme sistemiyle var olan devlet sistemini halka kavrattı, sessizliğin yerini bilinçlenmenin almasını sağladı. 70 bin insan kimliksizdi. Önder Apo, halkın hakkı olanı elde etmesini sağladı. 20 yıl çalıştı, BAAS’ın Kürt’ü yok sayan, mülkiyetini gasp eden sistemini deşifre etti. Halka yaşam alanı sundu.” 

ROJAVA DEVRİMİ’NE ÖRGÜTLÜ BİR TOPLUM HAZIRLADI

Eşbaşkan Rûken Ehmed, 19 Temmuz 2012’de gerçekleşen Rojava Devrimi’nin, Öcalan’ın emekleri sayesinde bugünlere geldiğini kaydederek, şöyle konuştu: “Önder Apo’nın çizgisi, bu çizgiyle eğittiği toplum, devrimi geliştirdi. Devrim içerisinde devrim yaratıldı. Askeri, siyasi, diplomasi, kadın, gençlik vb. örgütlenmeleri devrimle örgütlendirildi, devrim bitsin de örgütlenmesi devamında yapılsın gibi bir yaklaşım olmadı. Önder Apo hiçbir zaman rejimin çizgisine karşı kuru bir mücadele yürütmedi, toplumun inkârı üzerinden kurulan rejimi de benimsemedi. Çizgimiz 3. Yol’dur dedi. Rojava Devrimi de bunu esas aldı. 3. Yol, halkların birlikte bir yaşamı inşa etmesi, öz savunma sisteminin oluşturulması, kendi kendine yönetme sistemidir. Önder Apo, Rojava toplumunu eğitti, örgütledi ve bu düzeye gelmesini sağladı. Rojava’da bulunduğu süre zarfında halkla doğrudan bağlantıda olmasaydı bu denli örgütlü, bilinçli, kimliğine, diline, toprağına sahip çıkan bir halk da var olamazdı. Eğer Şengal halkına dönük gerçekleştirilen 74’üncü fermanda Rojava halkı seferberlik ilan ettiyse Önder Apo’nun ulusal birlik ve yurtseverlik bilincini yaratmasındandır. Örgütlü bir toplum gücünün açığa çıkması Önder Apo’nun halklarla kurduğu bağla doğrudan ilişkilidir.”

ULUSAL BİRLİKLE FİZİKİ ÖZGÜRLÜK

Katliam, soykırım, şiddet, baskı politikalarına karşın halkların  Abdullah Öcalan’a dönük uygulanan imha, tecride sessiz kalmadığını fakat komplonun boşa çıkarılması, fiziki özgürlüğünün sağlanması için mücadelenin yükseltilmesine işaret eden Rûken Ehmed, şunları ekledi: “Halklara dönük uygulanan politika oldukça tehlikeli. Dolayısıyla mücadele daha da büyütülmeli. Mücadele düzeyi nasıl yükselecek? Demokratik Ulus ve Kürt halkı öncülüğünde ulusal birliğin sağlanmasıyla. Bu da Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünün sağlanmasını, savaş ve kaos ortamının sonlanmasını beraberinde getirecektir. Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünün sağlanması sadece Kürt halkının değil dünya halklarının özgürleşmesidir. Bu bağlamda halklar imha ve tecride karşı sessiz kalmamalı.”