HRW: Türkiye’nin işgal ettiği topraklarda her şey silah zoruyla

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’de işgali altında tuttuğu topraklarda “ciddi ihlaller ve potansiyel savaş suçlarının sorumluluğunu taşıdığını” kaydetti.

HRW yayınladığı raporda “Türkiye'nin Kuzey Suriye'de işgali altındaki bölgelerde kendi güçleri ve desteklediği yerel silahlı gruplar tarafından işlenen ciddi hak ihlalleri ve potansiyel savaş suçları konusunda sorumluluğa sahip olduğunu” belirtti.

Raporda, “Bölgede yaşayan Kürtler, Suriye'nin kuzeydoğusunda geniş bir alanı kontrol eden Kürt liderliğindeki güçlerle bağlantılı oldukları varsayıldığından ihlallerin çoğunluğuna maruz kalmaktadırlar” denildi.

HER ŞEY SİLAH ZORUYLA

"Her Şey Silah Zoruyla : Türkiye İşgali Altındaki Kuzey Suriye'de Hak İhlalleri ve Cezasızlık" başlıklı rapor 76 sayfadan oluşuyor.

Raporda, “Silahlı gruplardan oluşan ve sıkı bağlara sahip olmayan Türkiye destekli bir koalisyon olan Suriye Milli Ordusu ile 2018'de Suriye Geçici Hükümeti ile Türkiyeli yetkililer tarafından görünüşte ihlalleri önleme amacıyla kurulan Askeri Polis yapısının kaçırma, keyfi gözaltı, hukuksuz alıkoyma, cinsel şiddet ve işkence eylemlerini” belgeliyor.

TSK VE MİT İHLALLERİN GERÇEKLEŞMESİNDE ROL OYNUYOR

İnsan Hakları İzleme Örgütü ayrıca Türk Silahlı Kuvvetleri ve istihbarat teşkilatlarının ihlallerin gerçekleştirilmesinde ve denetlenmesinde rol oynadıklarını tespit ederken, “aynı zamanda yaygın yağma ve talanın yanı sıra mülklere el koyma ve yağma da dahil olmak üzere konut, arazi ve mülkiyet hakları ihlallerini, hesap verebilirlik girişimlerinin çoğunun ihlalleri engelleme veya mağdurlara giderim sağlama konusundaki başarısızlığını” belgeliyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü Orta Doğu Direktör Yardımcısı Adam Coogle, "Kuzey Suriye'de Türkiye'nin otoritesi altında yaşayanlara yönelik işkence ve zorla kaybetme gibi süregelen ihlaller, Türkiye tarafından sorumluluk alınıp durdurulmak için harekete geçilmediği sürece devam edecektir" dedi.

TÜRK YETKİLİLER SAVAŞ SUÇLARINA DOĞRUDAN DAHİL OLUYOR

Coogle, "Türkiyeli yetkililer ihlallere sadece seyirci kalmanın ötesinde işgalci güç olarak sorumluluk taşımakta ve bazı durumlarda bariz savaş suçlarına doğrudan dahil olmaktadırlar” diye ekledi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü, raporu hazırlarken 58 eski mahpus, cinsel şiddet mağduru, akrabaları ve ihlal tanıklarının yanı sıra sivil toplum örgütü temsilcileri, gazeteciler, aktivistler ve araştırmacılarla mülakatlar yaptı.

Ayrıca çok sayıda farklı kaynakla da görüşmeler yapıldığı belirtilirken, 2016’dan bu yana Azaz, El Bab, Cerablus, Efrin, Girê Spî ve Serêkaniyê’nin işgal edildiği hatırlatıldı.

KADINLARA TECAVÜZ VE CİNSEL ŞİDDET

Raporda, “Bölgede yaşayan 1,4 milyon kişi için hayat hukuksuzluk ve güvensizlik içinde sürmektedir. Geçmişte Suriye Milli Ordusu yönetimi altında yaklaşık üç yıl yaşamış olan bir kişi, ‘Her şey silah zoruyla oluyor’ dedi” ifadeleri yer aldı.

HRW, “Suriye Milli Ordusu grupları ve Askeri Polis çok sayıda insanı keyfi olarak gözaltına almış, alıkoymuş, zorla kaybetmiş, işkence ve diğer kötü muamelelere maruz bırakmış, adil olmayan askeri yargılamalara tabi tutmuş ve cezasız kalmıştır. Mahpus Kürt kadınlar tecavüz de dahil olmak üzere cinsel şiddete maruz kaldıklarını ilettiler. Altı aylık küçük çocuklar anneleriyle birlikte hapsedildi” diye belirtti.

Raporda ayrıca şunlar yer aldı: “Türk askeri ve istihbarat yetkililerinin de zaman zaman hazır bulunduğu gözaltı merkezlerinde Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu ve Askeri Polise bağlı grupların ihlaller gerçekleştirdiğini belirten eski mahpuslar, Türkiyeli yetkililerin de bazen işkence ve kötü muameleye doğrudan müdahil olduklarını belirttiler.”

GASP, YAĞMA VE TALAN

İnsan Hakları İzleme Örgütü konut, arazi ve mülkiyet hakları ihlallerine maruz kalan 36 kişiyle görüştü.

2018’de Efrîn, 2019’da ise Girê Spî ve Serêkaniyê’nin işgaliyle yüzbinlerce kişinin yerlerinden edildiğini belirten HRW,  “Harekâtları müteakiben Suriye Milli Ordusu grupları geniş çaplı yağma, talan ve mülklere el koyma eylemlerinde bulundular. Mağdurların büyük çoğunluğu, uygun bir iade veya tazminat almadı (…) Yağma, talan ve el koyma olayları devam ederken, bunlara karşı çıkanlar keyfi gözaltı, alıkonma, işkence ve kötü muamele, kaçırılma ve zorla kaybedilme tehlikeleriyle karşı karşıya kalmaya devam ediyor” dedi.

HRW, “Türk işgali altındaki topraklarda ciddi insan hakları ihlalleri ve olası savaş suçları için hesap verebilirlik halen sağlanamamıştır. İnsan Hakları İzleme Örgütü, ciddi ihlallere karıştığı iddia edilen dört üst düzey yetkiliye ilişkin vakaları araştırdı. Bilgi sahibi olan kaynaklara göre bu kişilerin hiçbiri hakkında dava açılmadı ve üçü halen Suriye Milli Ordusu yapısı içinde üst düzey görevlerde bulunuyor” diye ekledi.

Türk devlet yetkililerinin de bu konuda kendilerine herhangi bir yanıt vermediğini kaydeden HRW yetkilisi Coogle, "Türkiye'nin Kuzey Suriye'de bazı bölgeleri işgal etmesi, hukuksuzluk, cezasızlık ve ihlal ortamını kolaylaştırdı. İlgili bölge ‘güvenli bölge’ olmaktan çok uzak" dedi.