KBDH: Kobanê direnişi mücadelemize yol gösteriyor
KBDH Genel Konseyi, 1 Kasım Dünya Kobanê Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, “Kobanê direnişi mücadelemize yol gösteriyor” dedi.
KBDH Genel Konseyi, 1 Kasım Dünya Kobanê Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, “Kobanê direnişi mücadelemize yol gösteriyor” dedi.
KBDH Genel Konseyi yaptığı açıklamada “Kurtuluşu büyük bedellerin ve sarsılmaz bir iradenin sonucu olan Kobanê, kendi sınırlarını aşmanın destanıdır. Kobanê, faşist T.C. devletinin ve onun bugünkü temsilcisi Erdoğan rejiminin kursağında tıkanıp kalmıştır. Arîn Mirkan şahsında somutlanan devrimci irade, Miştenur Tepesi'nden dünya halklarına ulaşmıştır. Bütün dünyada Kobanê Günü olarak kutlanmaya başlayan bu zafer günü T.C. destekli DAİŞ karanlığına karşı umudun meşalesinin harlandığı gündür” dedi.
Açıklamada devamla şu ifadeler yer aldı:
“Faşist T.C. devleti Rojava, Başur ve Bakur’da askeri saldırılarını sürdürürken bir yandan da demokratik alanda mücadele yürüten güçleri zindanlara atmaya, halkı açlık ve yoklukla terbiye etmeye devam etmektedir. Yürüttüğü karşı propaganda çalışmaları ile ihaneti derinleştirmeye ve kitleleri umutsuzluk girdabına sürüklemek istemektedir. Türk burjuvazisinin çıkarları ve içinde bulunduğu ekonomik-siyasi krizden çıkış için Kürdistan’daki saldırıları yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle Azerbaycan eliyle Artaskh’ın (Karabağ) işgalini sağlamış ve Ermeni soykırımının niteliği devamındaki saldırıları finanse etmiştir.
FAŞİZMİN 100 YILLIK İKİYÜZLÜLÜĞÜ
Bugün İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarından da kendisine pay çıkarmaya çalışmaktadır. Faşist Erdoğan, Müslümanlara yapılan zulümden bahsetmekte, Gazze’de hastanelerin, elektrik santrallerinin ve temiz su kaynaklarının İsrail tarafından hedef alınmasına karşı konuşmakta diğer yandan İsrail’le ekonomik-askeri anlaşmalarına devam etmektedir. Kendisi de Rojava’da, Güney Kürdistan’da aynı nitelikte saldırılar düzenlemektedir.
Bir yandan TC’nin kuruluşunun 100. yılında kadınların “özgürleştiğini” iddia etmekte diğer yandan kadınlara ve ezilen cinsel kimliklere her türlü saldırıyı gerçekleştirmektedir. İstanbul Sözleşmesinden çekilmesinin ardından gözünü 3284’e dikmiştir. Kadınlara erkeklerin kölesi olmayı öğütlemekte, ezilen cinsel kimliklere karşı “Büyük Aile Yürüyüşleri” adı altında linç kampanyaları örgütlemektedir.
Hakları için direnen işçi ve emekçi kadınlara, patron ve polis iş birliği ile saldırıları organize etmektedir. Onurları için direnen ezilen cinsel kimliklerin piknik dahil her türlü eylem ve etkinliğini valilik kararlarıyla yasaklamakta ve öğrenci kulüplerini kapatmaktadır. Suyu, havası ve ormanı katledilmesin diye barikatın en önünde direnen köylü kadınların iradesini jandarma eliyle kırmaya çalışmakta ve doğayı emperyalist şirketlere peşkeş çekmektedir.
Deprem bölgesinde zorlu yaşam koşulları içinde çocuklarını doyurmaya ve ailesinin ihtiyacını karşılamaya çalışan kadınların görünür olmasını engellemekte, en temel insani ve hijyen ihtiyaçlarına ulaşmalarını engellemektedir.
Siyasette özneleşen ve öne çıkan kadınları zindanlara doldurmakta ve bu zindanlarda da sürgünler ve infaz yakmalarla kontrol altına almaya çalışmaktadır.
KOBANÊ DİRENİŞİ MÜCADELEMİZE YOL GÖSTERİYOR
Ancak bu ataerkil faşist zihniyetin çabaları dün Kobanê’de nasıl sonuç vermediyse bugün direnişin olduğu alanlarda da onu istediği kesin sonuca ulaştıramayacaktır. Kobanê, derslerle dolu bir zafer türküsüdür. İçinde bulunduğu zorlu koşullardan şikâyet etmek yerine imkansızlıklardan imkanlar yaratan bu irade, DAİŞ karanlığı karşısında kurtuluş mücadelesi yürüten kadınların savaşta özneleşme ve komutanlaşma dersleriyle doludur.
Bugün bu derslerden çıkardığımız sonuçlarla direnişlerimiz devam etmektedir. “Jin, Jiyan, Azadî” sloganı yaşamlarımızda ve namlularımızda ataerkil düzeni sarsan fırtınaya dönüşmektedir. T.C. devleti, son süreçte saldırılarını yoğunlaştırdığı Rojava Devriminin aynı zamanda bir kadın devrimi olduğunu bilmekte ve burada her şeye rağmen ayakta kalan devrim Erdoğan’ı ve temsil ettiği erkek egemen T.C. devletini çılgına çevirmektedir. Her türlü kimyasal saldırıya ve teknik üstünlüğe rağmen dağlarda iradesini kıramadığı kadın gerillaların her eylemi beyinlerinde patlamaktadır. Arînlerden, Saryalardan, Kaderlerden miras aldığımız bu cüret en karanlık anda dahi umudun meşalesini harlamaya devam edecek ve birleşik devrimci mücadelemiz zafer çiçekleriyle taçlanacaktır.”