KBDH Genel Konseyi şu açıklamada bulundu:

“Kızkardeşler,

Rojava halkları, kadınlar, günlerdir bombardıman sesleri altında uyuyor, bombardımanla uyanıyor. Hastaneler, gazdolum tesisleri, petrol tesisleri, fabrikalar, köyler, barajlar, yollar, işletmeler… yani yaşam alanlarına dönük, tüm altyapı ve halka hizmet veren kurumlara faşist Türk ordusunca bomba yağdırılıyor. Onlarca insanımız katledildi, onlarcası yaralandı. Faşist Türk devleti günlerdir uluslararası burjuva hukuku dahi çiğneyerek savaş suçu işliyor.

Önce, Faşist Erdoğan ve ardından halklarımızın katili Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Rojava-Kuzey ve Doğu Suriye’yi hedef gösterdi. Dün Kuzey Kürdistan’da ‘Kadında olsa çocuk da olsa acımayın’ diyerek Kürt kadın ve çocukları için vurulma emrini veren faşist Erdoğan bugünde Rojava-Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim topraklarında; Kürt, Arap, Süryani, Ermeni halklarını, kadınları, çocukları hedef alıyor. Erdoğan dökülen kanların sorumlusudur!

Faşist Türk devleti, ‘Cumhuriyet’lerinin 100. yılını kutlarken Türk dışındaki uluslara, halklara nefes hakkı tanımayacağını bir kere daha gösteriyor. Devlet egemenliğini, varlığını, ırkçılık, milliyetçiliğe olduğu kadar cinsiyetçiliğe de dayandırıyor. Kadını ‘makbul’ sınırlarda köle olarak kabul ediyor. Bu nedenle kadın devriminin kazanımlarını yok etmeye ant içmiş durumda.

Rojava, kadın devrimi, kazanımlarıyla dünya kadınlarına ilham olduğu kadar faşist, erkek egemen gerici sistemlere de korku yaymaktadır. Rojava kadın devrimi erkek egemen iktidarın koltuğunu sarsmıştır. Devrimin her kazanımı, erkek egemenliğini geriletmekte, bölge, dünya kadınlarına kadın özgürlükçü, eşitlikçi bir yaşamın mümkün olduğunu göstermektedir.

Rojava kadın devrimi; İran ve Afganistan’da erkek egemen gericiliğine karşı verilen mücadelede adeta buzkıran rolü oynuyor. Dünya kadınlarına cins eşitlikçi-özgürlükçü yaşam için ilham oluyor. Bu nedenle Rojava Kadın Devrimi, Saraydakilerin uykularını kaçırmaya yetiyor. Bu nedenle Rojava halklarının, kadınların bin bir emekle kazandığı, var ettiği topraklara büyük bir düşmanlıkla savaş açmış durumda. Sömürgeciler, faşistler, emperyalistler bir olup Rojava Devrimi’ni boğmak için birlik olmuş durumdalar.

Rojava’da, eylemlerin en önünde yürüyen kadınlar, Rojava halkları ise tepelerinde ki insan avcısı SİHA’lara, İHA’lara, savaş uçaklarına rağmen direniş sloganlarını haykırıyorlar. Kadın özgürlükçü, eşitlikçi, halkların gönüllü eşit birliğine dayalı yaşamı, Özerk Yönetim topraklarını savunacaklarını, topraklarını terk etmeyeceklerini haykırıyorlar. Faşist DAİŞ barbarlığına karşı büyük kahramanlık örnekleriyle devrimi savunan kadınlar şimdi; faşist AKP/MHP hükümetinin, faşist Türk devletinin işgal saldırılarına bedenlerini siper edeceklerini haykırıyorlar.

Direnişçi Rojava halkları, kadınlar; Türk, Kürt, Arap, Ermeni halklarına, kadınlara dayanışmayı yükseltme çağrısı yapıyor.

Kızkardeşler!

Rojava’dan yükselen bu sesi duyun! Bu direnişin sesine kulak verin!

Ezilen milyonların sesini Rojava halklarının, kadınların sesiyle buluşturalım. Rojava Devrimimizi yok etmeye çalışanlara karşı enternasyonal mücadele bayrağını en yükseklere çekelim. Nasıl İspanya’da Franco’ya, Avrupa’da Hitler faşizmine karşı savaştıysak, nasıl ki Hitleri, Stalingrad’da yendiysek nasıl ki “No Pasaran” diyerek Kobanê onur ve özgürlük savaşı etrafında kenetlendiysek yine aynı, umut, irade, heyecan ve kararlılıkla faşizme ve emperyalizme karşı ayağa kalkalım. İşgale karşı yükselen direnişe sahip çıkarak mücadeleyi yükseltelim. Rojava kadın devrimi kazanımları sizin, bizim dünya ezilen kadınlarının kazanımlarıdır. Rojava-Kuzey ve Doğu Suriye halklarıyla, kadınlarla dayanışmayı yükseltelim.

İşçi, ev emekçisi, öğrenci, aydın kadınlar, her yaştan, her ulustan, her inançtan kızkardeşler!

Gün kızkardeşliğini sokakta büyütme günüdür!

6-8 Ekim serhildanı ruhuyla, Arîn’in, Sarya’nın, Kader Ortakaya’nın, Helîn’in, Eylem’in, Ceren’in, Destan’ın, Barîn’in kanlarının karıştığı devrim topraklarını savunmak için bulunduğunuz her yerde sokağa çıkın. Sesinizi yükseltin.”