Kürt halkının yeni bir süreçten geçtiği bir dönemde ulusal direniş kararı alan Rêber Apo’nun çıkışıyla 27 Kasım 1978 yılında PKK kuruldu ve Kurdistan'ın kurtuluşu için yeni umutlar yeşerdi. PKK’li tutsakların zindanlardaki direnişinin ardından 15 Ağustos 1984 yılında silahlı mücadelenin başlamasıyla birlikte Kurdistan devrimi yeni bir aşamaya girdi. Mücadele artık dört parça Kurdistan'a ve Ortadoğu'ya yayıldı. Böyle bir süreçte heval Xebat Dêrîk de rejimin inkar ve zulüm politikalarından dolayı ailesinin geçimini sağlamak için Rojavalı bir çok genç gibi yurtdışına çıkmak zorunda kaldı.

Heval Xebat, Lübnan’da PKK'nin öncü kadrolarını yakından tanıdı. Tüm sorunların artık nasıl çözüme ulaşacağını gördü. Halkın özgürlük mücadelesi güçlenmediği taktirde bir bireyin, her ailenin onurlu ve özgür yaşaması mümkün değildi. Bu temelde 1983 yılında PKK kadrolarıyla ilişki kurdu. Artık Lübnan'da Kurdistan devriminin destekçisi ve çalışanı oldu. 1985 yılında ise Mahsum Korkmaz Akademisi'ne gidip askeri-ideolojik eğitim alma ve Rêber Apo'yla tanışma fırsatını yakaladı. Önderlikten devrimci yaşamın nasıl olması gerektiğine ilişkin eğitim aldı ve PKK kadrosu oldu. Emekçi, fedakar ve mütevazi biri olarak tanınan heval Xebat Dêrîk, 4 parça Kurdistan’ın kaderinin birbirine bağlı olduğunu inanıyordu.

“İşgalcilerin varlığımızı kabul etmesi için, önce varlığımızı kanıtlayalım. Askeri, toplumsal ve siyasi güç olalım” diyordu. Büyük bir inançla ve tereddüt etmeden 1987 yılında yönünü Kurdistan dağlarına vererek gerilla saflarına katıldı. Yaralandı, birçok zorluk çekti ama tüm bunlara rağmen şehit Xebat, büyük bir fedakarlıkla mücadelesini sürdürdü. Her zaman savaşın, askeri eylemlerin komutanı, öncüsü ve özgürlük savaşçısıydı ama aynı zamanda partisinin kadrosuydu. Kendisini Rêber Apo’nun bir militanı olarak tanımladı. Şehit Xebat cesareti ve yoldaşlığıyla örnek oldu. Düşmana karşı savaşmaya ve mücadele etmeye ne kadar hazırsa, Önderlik ve parti çizgisi dışındaki yaklaşımlara karşı mücadele etmeye de hazırdı. Parti içindeki görevi parti merkez komitesi düzeyine ulaştı. Ayrıca askeri alanlarda da en üst düzeyde komutan olmuş, her alanda savaşmış ve direnişi geliştirmiştir.

DEVRİM SÜRECİNDE ROJAVA’YA GELDİ

Gerilla saflarında uzun yıllar mücadele eden öncü komutan heval Xebat, nice başarılara tanık oldu ama aynı zamanda birçok yoldaşının yanında şehit düşmesine de şahit oldu. Şehit yoldaşlarının yolunda yürümeyi bir görev olarak benimsedi. Halkların Baharı sürecinde genelde Suriye özelde Rojava’da devrim başladığında tereddütsüz bir şekilde dönemin görevlerini yerine getirmek için Rojava’ya döndü. Şehit Xebat’ın Rojava’ya gelmesi bizi çok mutlu etmişti çünkü büyük bir savaş ve örgütlenme tecrübesine sahipti. Bilindiği gibi toplumsal, siyasi ve ideolojik savunmanın yanı sıra askeri savunma da çok önemli. Bundan dolayı öz savunma temelinde bir askeri güç kuruldu.

Şehit Xebat, kısıtlı imkanlara rağmen yoldaşlarıyla birlikte gece-gündüz gençliği örgütledi ve yoktan var etti. Özellikle de pratikte o gençler kısıtlı imkanlarıyla sahada büyük kahramanlıklar sergiledi. Böylece halk onlara inandı ve destek verdi, kısa sürede binlerce genç etraflarında toplandı, yani grubun bir parçası oldular. Rojava Devrimi bu temelde gelişti.

Heval Xebat, parti değerleri konusunda net bir arkadaştı. 12 Ocak 2012 yılında yaşanan bir sorunu çözmek için Qamışlo’ya gitti ve orada bir komplo sonucu yaralandı. 14 Ocak 2012 tarihinde ise doktorların çabalarına rağmen şehit düştü. Heval Xebat’ın şehadeti büyük bir kayıptı. Onun şehit düşmesinin ardından ihanete ve zulme karşı büyük bir öfke gelişti, şehidin anısına bağlı kalan binlerce genç devrime katıldı.

Binlerce gencin katılımıyla YPG ve YPJ güçleri kuruldu. Heval Xebat, Rojava Devriminin simgesi oldu. Başta şehit Xebat olmak üzere tüm şehitlerin emekleri ve direniş mirası sayesinde bugün Rojava Devrimi, Kuzey-Doğu Suriye Devrimi düzeyine ulaştı.

Bu devrim tüm Suriye ve Ortadoğu halklarına umut olmuştur. Şehit Xebat gibi yoldaşlarımız her zaman öncü ve sembol olacaklar. Özgürlük ve demokrasi devrimini kazanmamız için güç ve cesaretlerini her zaman örnek alacağız.

Devrimin ardından Kuzey-Doğu Suriye’ye yönelik çok büyük saldırılar başladı. Bir yandan bu saldırılara karşı topraklarımızı korumalı, diğer yandan ulus devlet sistemine karşı Demokratik Özerk sistemi geliştirmeliyiz. Bu da devrimci bilinç ve tarzla mümkündür. Özgür kadın, özgür toplum yeni bir bilinçle yaratılır. O bilinç de herkesin Rêber Apo paradigmasına göre örgütlenip şehitlerin izinde yürümesiyle gerçekleşecektir. Şu an toplumsal sözleşmesi revize edildi, sistemin yeniden inşasının temeli olacak. Bugün tüm saldırılara ve tehditlere rağmen şehitlerin duruşunu ve mücadele tarzını örnek alırsak başarılı olacağız.