Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Dış İlişkiler Dairesi Eşbaşkanı Bedran Çiya Kurd, Rojava’ya yönelik devam eden Türk devlet saldırılarına ilişkin ANF’ye değerlendirmelerde bulundu.
Herkesi hedef alan Türk devletinin bu vahşi saldırıları İstanbul’daki saldırının cevabı olarak göstermeye çalıştığını ifade eden Çiya Kurd, "Herkes Taksim’deki saldırının MİT tarafından planlandığını ve sonrasında Kuzey-Doğu Suriye halklarının vahşice hedef alındığını iyi biliyor. Herkes Türk devletinin saldırılarını genişleterek halklar arasında fitne oluşturmayı amaçladığını ve halkımızın imhasını planladığını görüyor. Çünkü halkımızın varlığını ve kazanımlarını kendileri için tehlike görüyorlar.
Topyekün saldırıya geçerek faşist ve terörist yüzünü bir kez daha ortaya çıkaran AKP-MHP hükümeti ayakta kalmak ve iktidarını sürdürmek için halkımıza dönük vahşice saldırılarda bulunuyor. Halkımızın kanı üzerine iktidarını sürdürmeye çalışan bu faşist rejim bunu iyi bilmelidir ki bu şansı olmayacak. Savaşın yaşanmaması için çok çaba gösterildi ancak direniş dışında başka yol kalmadı. Faşizme karşı direnmekten başka çaremiz yok.
Türk devleti artık yıkılma sürecine girmiştir. Biraz daha direnirsek Türk faşizmi tarihi hezimete uğrayacaktır. Yaşadıkları hezimeti örtbas etmek için her türlü kirli yönteme başvuruyorlar. Cephet El Nusra ve DAİŞ gibi grupları yönetme, kimyasal silah gibi yasaklı silahları kullanma vb. her türlü kirli yöntemi kullanıyorlar. Bu savaş suçudur. Eğer bir rejim bunlara başvuruyorsa bilmelidir ki artık kaybetmiştir" diye konuştu.
‘TUTUM GÖSTERMEYENLER ORTAKTIR’
“Saldırılar sadece bölge istikrarını da değil tüm dünyanın istikrarı için tehdit teşkil ediyor. Türk faşist iktidarı bugün sadece bölge halkı için de değil tüm dünya halkları için ciddi tehdittir” vurgusunda bulunan Çiya Kurd uluslararası kamuoyunun tutumunu şöyle değerlendirdi: "Türk faşizmi yıllardır tüm dünyanın gözü önünde yüzlerce kez insanlık suç işledi. Dünyanın buna karşı tutumu zayıf hatta yok derecesindedir. Bu sessizlik Türk devletine fazlasıyla cesaret veriyor.
Buna karşı net tutum göstermeyenlerin ortak çıkarları vardır. Ekim 2019’da ‘ateşkes ittifakı’ yapan Rusya ve Amerika gibi güçler bu saldırılara karşı ses çıkarmalıdır ve önünü almalıdır. Bu saldırılar böyle devam ederse tüm bölge büyük saldırılarla karşı karşıya kalacaktır. Biz de buna karşı genel direnişe geçeceğiz. Ve direnişimiz bazı bölgelerle sınırlı kalmayacaktır. Bölgenin savaşa girmesinde DAİŞ ve El Nusra gibi terörist gruplar fayda görecektir. DAİŞ gibi terörist grupları destekleme arayışına giren Türk devleti, DAİŞ’i yenen gücü hezimete uğratarak terör gruplarına alan açmayı hedefliyor."
HERKES AYAĞA KALKMALI
Saldırıların tüm Suriye’ye dönük olduğunu belirten Çiya Kurd, “Saldırılarda Şam hükümet askerlerini de hedef aldılar. Çok sayıda asker yaşamını yitirdi. Bu da onların Suriye’nin ve Suriye halklarının hiçbir zaman bütünlüğünü istemediklerinin göstergesidir. Türk devleti buradaki halkın yaşamını yok ederek onları göçe zorluyor. Böylece demografiyi değiştirmeyi planlıyor. Suriye topraklarının korunması tüm Suriye halklarının görevidir. O yüzden tüm Suriye halkları işgale ve faşizme karşı tek vücut olmalıdır. Tüm bölge halkları faşizme karşı tutumlarını göstermelidir.
Kuzey ve Doğu Suriye halkları her zaman olduğu gibi bir kez daha işgale karşı tutumunu net olarak gösterdi ve saldırılara karşı direnişe geçti. Kuzey ve Doğu Suriye halklarının işgalcilere karşı direnişlerini sürdüreceklerine inanıyoruz. Suriye halkları Özerk Yönetim alanlarında yaşayan halklarla birlikte saldırılara karşı tek vücut olmalı. Savunma gücü, Özerk Yönetimle birlikte faşizme karşı onurlu mücadeleye katılmalıdır. Saldırılarla halkı göç yollarını düşürmeyi ve ülkeyi boşaltmayı hedefliyorlar. Ülkemizi savaş alanına çevirerek yaşam alanlarını yok etmek istiyorlar. Herkes direniş ruhuyla ayağa kalkacak ve Türk devletini tarihten silecektir" diyerek konuşmasını sonlandırdı.