GÖRÜNTÜLÜ

‘Kurdistani hareketler işgale karşı Kurdistan’ı savunmalı’

Suriye Çağdaş Demokrat Parti Temsilcisi Heyfa Mehmud, KDP’nin Türk devletinin Başûrê Kurdistan işgali konusunda verdiği desteği eleştirerek tüm Kurdistani hareket, parti ve oluşumları Kurdistan’ı savunmaya çağırdı.

KDP'YE İŞGAL TEPKİSİ

Kuzey ve Doğu Suriye’deki 35 siyasi parti ve sivil toplum örgütü, işgalci Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye ile Başûrê Kurdistan’a yönelik aralıksız saldırılarına ilişkin 22 Temmuz’da ortak açıklama yaptı. Bu siyasi partilerden biri de Suriye Çağdaş Demokrat Partisi’ydi. Bu bağlamda Suriye Çağdaş Demokrat Parti (Partiya Nûjenî û Demokrasî ya Sûriyeyê) Temsilcisi Heyfa Mehmud ANF’ye konuştu.  

 

35 SİYASİ PARTİ VE STÖ TEPKİ GÖSTERDİ

22 Temmuz’da yapılan açıklamaya dikkat çeken Heyfa Mehmud, “Türk devletinin oluşum tarihini bilmeyen yoktur. Halkların yok edilmesiyle varlıklarını inşa eden bir geçmişe sahiptirler. Osmanlı devleti 400 yıl boyunca Kurdistan topraklarını işgal etti. Osmanlı devletinin çöküşü ve Birinci Dünya Savaşı döneminde çizilen sınırları yok sayarak Kuzey ve Doğu Suriye ve Başûrê Kurdistan’ı işgal etme çabası içerisindedir. 21’inci yüzyıla baktığımızda Türk devletinin saldırıları genişleyerek artmaktadır. Başûrê Kurdistan’a dönük gerçekleştirilen saldırılar Irak hükümetinin onayı ve sessizliğinden cesaretini almıştır. Türk devleti, DAİŞ çetelerini de arkasına alarak işgal ve ilhak saldırılarını böylece genişlettirdi” diyerek bu saldırılara karşı tavırsız kalmayacaklarını belirtti.

‘KDP’NİN TÜRK DEVLETİNE DESTEĞİ BİR İLK DEĞİLDİR’

Türk devletinin, Başûrê Kurdistan’a dönük askeri teçhizat ve çete sevkiyatına tepki gösteren Heyfa Mehmud, “Başûrê Kurdistan toprakları, Türk devleti ve DAİŞ çeteleri tarafından işgal ediliyor. Çetelerin, Başûrê Kurdistan’a sevk edildiği birçok yayın organı tarafından belgeli bir şekilde servis edildi. Maalesef KDP ve Irak hükümeti, Türk devletine fazlasıyla destek sunarak Türk devletinin saldırılarının yayılmasına ve devam etmesine neden oldu. Türk devleti, Irak ve Başûrê Kurdistan’a baskı uyguladığı kesindir. Fakat ortak çıkarlar olmasıydı ortaya çıkan tablo bu olmazdı.  Irak hükümeti ve Başûrê Kurdistan, DAİŞ saldırılarına karşı Başûr ve Şengal halkını yalnız bırakıp, kaçarken gerilla Musul’dan Şengal’e kadar halkın yanındaydı. Yine YPG-YPJ, Kuzey ve Doğu Suriye’den Şengal’e kadar halkının yanında yer aldı. YPG-YPJ, Kuzey ve Doğu Suriye’de DAİŞ’in fiziki varlığına son verdi. KDP, Türk devleti ve DAİŞ’e karşı mücadelenin yanında olması gerekirken, kendi çıkarlarına göre hareket etti. KDP’nin, Türk devletine desteği bir ilk değildir. Geçmiş zamanda da bu destek her zaman sürmüştür. Şu anda da Türk devletinin saldırılarına destek vererek, gerillanın gücünü kırmak istemektedir” diye konuştu.  

DAİŞ’İ TEKRAR YAŞATMA POLİTİKASI UYGULANIYOR

Türk devletinin, DAİŞ çetelerini Başûrê Kurdistan’a sevk etmesi ardından Irak hükümeti ve KDP’nin sessizliğini Heyfa Mehmud, şu şekilde değerlendirdi: “2019 yılında Baxoz’da fiziki hezimete uğrayan ve yok edilen DAİŞ’in şu an Başûrê Kurdistan’da bulunması ve yerleştirilmesi Irak hükümetinin ve Başûrê Kurdistan hükümetinin de DAİŞ çetelerle bağlantısı olduğuna işarettir.  Bu bağlantının askeri bir lojistik ihtiyacı karşılaması anlamında olduğunu kast etmiyorum. Fakat merkezi yerlerinin oralarda kurulması ve emirlerinin oralarda yaşaması bu bağlantıyı da açığa çıkarıyor. Kuzey ve Doğu Suriye’de DAİŞ’in fiziki sonlanması ardından çevre devletlerinin DAİŞ’i kucaklaması tekrar DAİŞ’in canlanmasına neden oluyor. QSD-YPG-YPJ, dünyanın başına bela olan DAİŞ çetelerine karşı büyük mücadele verdi ve Kuzey ve Doğu Suriye’de varlıklarını sona erdirdi. Maalesef bu devletler ise DAİŞ’in tekrar canlanmasına yardımcı oluyor.”

Heyfa Mehmud, Türk devletinin, Kuzey ve Doğu Suriye ve Başûrê Kurdistan’a dönük saldırılarının devletler arası ittifaklar doğrultusunda gerçekleştiğini belirterek, “Türk devleti halkların düşmanıdır. Ama bu saldırıları tek başına gerçekleştirme gücüne sahip değildir. KDP, kendisini Kurdistani bir parti olarak tanıtıyor, gösteriyor. Bu saldırılara karşı KDP’nin bu tutum içerisinde olmaması gerekirdi. KDP, Türk devletine resmi ve açık bir şekilde yol açarak Başûrê Kurdistan topraklarını işgal etmesine ön ayak olur. Bunun aksine sert ve keskin bir tavır sergileyebilmeliydi. Kendisini Kurdistani bir hareket olarak dillendirdiği için de Türk devletine Başûrê Kurdistan’ın kapısını açacağına tüm Kurdistan parçalarını, Kürt halkını koruma ve savunma görevi ve sorumluluğuyla yaklaşmalıydı. Çünkü halkların düşman Türk devleti, Kürt halkını yok etmek istiyor” ifadelerini kullandı.

Kurdistan’ın dört parçasına dönük gerçekleşen işgal ve ilhak politikasının sonlandırılması gerektiğini vurgulayan Heyfa Mehmud, şu çağrılarda bulunarak konuşmasını tamamladı: “Kendisini Kurdistani bir hareket, parti ve oluşum olarak değerlendirenler; Kurdistan ve Kürt halkını savunmalı, korumalıdır.”