Kürt Özgürlük Hareketi’nin yeni tarihsel eşiği

Qereqozax ve Tişrîn sadece iki coğrafi bölge değil, Kürt halkının özgürlük yürüyüşündeki yeni bir eşiği temsil etmektedir. Burada süren direniş, Önder Apo’nun paradigmasının pratikte nasıl savunulduğunu gösteren en önemli kanıtlardan biridir.

QEREQOZAQ - TIŞRÎN

Kürtlere ve özgürlük mücadelesine yönelen her saldırı, sadece bir askeri hamle değildir. Her kurşun, her bomba, Kürt halkının özgürlük iradesini bastırmaya dönük sistematik bir politikadır. Türk devletinin Qereqozax ve Tişrîn Barajı’na yönelik saldırıları da bu perspektiften ele alınmalıdır. Önder Apo’nun özgürlük paradigmasını ve demokratik konfederalizmi hedef alan bu saldırılar, yalnızca askeri değil, aynı zamanda ideolojik, kültürel ve siyasi bir savaştır. Ancak tarih, Kürt halkının özgürlük mücadelesinin saldırılar karşısında daha da güçlendiğini göstermiştir. Qereqozax ve Tişrîn direnişi de bunun en güncel örneğidir.

TÜRK DEVLETİNİN SALDIRILARDAKİ ISRARI: NE İSTİYORLAR?

Türk devleti, yıllardır Kürdistan’ı parçalayan, Kürt halkının tarihsel varlığını reddeden ve bu varlığı yok etmek isteyen bir zihniyetle hareket ediyor. Qereqozax ve Tişrîn Barajı’na yönelik saldırılar da bu zihniyetin yeni bir yansımasıdır. Peki, neden özellikle bu bölgelere saldırılıyor?

Stratejik kontrol:

Qereqozax ile Tişrîn Barajı, Fırat’ın doğusu ve batısı arasındaki bağlantıyı sağlayan kritik noktalardır. Bu bölgeler hem enerji kaynakları açısından hem de lojistik üstünlük bakımından Rojava’nın can damarlarıdır. Türk devleti, buraları ele geçirerek Rojava’yı boğmak istemektedir. Suyu ve elektriği bir silaha dönüştürerek halkı teslim almaya çalışmaktadır.

Demokratik özerkliğin tasfiyesi:

Önder Apo’nun ortaya koyduğu demokratik konfederalizm projesi, halkların bir arada özgür ve eşit yaşadığı bir sistemdir. Qereqozax ve Tişrîn bölgeleri, Kürtler, Araplar, Süryaniler ve Türkmenlerin ortak yaşam inşa ettiği alanlardır. Türk devleti, burada yaratılan özgür yaşam modelini yıkmak ve faşist-milliyetçi anlayışını dayatmak istemektedir.

Uluslararası dengelerde rol oynama çabası:

Türkiye, bölgede emperyalist güçler arasında kendi pozisyonunu güçlendirmek için sürekli saldırılar gerçekleştiriyor. NATO ve Batı ile olan ilişkilerinde pazarlık unsuru yaratmak adına Kürt halkına saldırıyor. Tişrîn ve Qereqozax, bu kirli hesapların merkezinde yer alıyor.

DİRENİŞİN ANLAMI VE ÖZGÜRLÜK HAREKETİ’NİN TARİHSEL SÜREKLİLİĞİ

Her saldırıya karşı gelişen direniş, Kürt halkının tarihiyle bütünleşir. Qereqozax ve Tişrîn direnişi de tıpkı Kobanê direnişi gibi, tıpkı Zap, Avaşîn ve Metîna’daki savaş gibi, Kürt halkının varlık ve özgürlük mücadelesinin en son halkalarından biridir. Bu direnişin anlamını üç temel eksende değerlendirmek gerekiyor:

Askeri ve stratejik açıdan:

Direniş, Kürt gerilla mücadelesinin şehir savaşları ve konvansiyonel ordu karşısında nasıl yeni yöntemler geliştirdiğini göstermektedir. Rojava’daki savunma güçleri, burada yalnızca bir direniş hattı kurmamış, aynı zamanda savaşın karakterini değiştirmiştir. Yüksek teknolojiye sahip İHA ve SİHA’lara karşı gerilla taktikleri, siper savaşları ve halkla bütünleşen savunma stratejileri geliştirilmiştir. Bu süreç, gelecekteki tüm mücadeleler için bir laboratuvar niteliğindedir.

Siyasi ve örgütsel açıdan:

Bu direniş, Rojava’nın kendi kendini yönetme iradesini pekiştirmiştir. Saldırı altında dahi, halkın ve örgütlü yapının çözülmediği, aksine daha da sıkı kenetlendiği görülmektedir. Önder Apo’nun “Demokratik Modernite” çerçevesinde tarif ettiği sistem, kriz anlarında dahi ayakta kalabilmektedir. Bu, kapitalist modernitenin ulus-devlet dayatmalarına karşı halkların bir arada yaşayabileceğini gösteren en somut örneklerden biridir.

Kültürel ve toplumsal açıdan:

Bu direniş, halkın özgüvenini artırmış ve Kürt kimliğinin daha güçlü sahiplenilmesini sağlamıştır. Özellikle gençler, kadınlar ve entelektüeller açısından büyük bir tarihsel bilinç oluşturmuştur. Türk devletinin saldırıları, Kürt halkını parçalamak yerine birleştirmiş, mücadele azmini daha da pekiştirmiştir. Bu anlamda, Qereqozax ve Tişrîn direnişi, gelecek kuşaklar için bir direniş kültürü mirası yaratmaktadır.

ORTAYA ÇIKAN BÜYÜK FIRSATLAR VE GELECEĞE BAKIŞ

Qereqozax ve Tişrîn’deki direnişin en büyük sonuçlarından biri, uluslararası alandaki etkileridir. Kürt Özgürlük Hareketi, bu süreçte yeni diplomatik açılımlar yapabilir ve dünya kamuoyunun desteğini daha fazla kazanabilir. Ortaya çıkacak fırsatları şöyle sıralayabiliriz:

Uluslararası meşruiyetin güçlenmesi:

Bu direniş, Batı’daki halklar nezdinde Kürt halkının özgürlük mücadelesini daha fazla görünür hale getirebilir. Özellikle enerji ve su politikaları üzerinden tartışmalar açılarak, Tişrîn Barajı’nın askeri hedef olmaktan çıkarılması yönünde uluslararası baskılar artırılabilir.

Hareketin kendi içinde yenilenmesi ve güçlenmesi:

Direniş süreçleri, özgürlük hareketinin içindeki dayanışmayı artırır ve yeni kadroların yetişmesini sağlar. Qereqozax ve Tişrîn, yeni bir neslin savaşçı ruhuyla tanışmasını sağlayacak ve ideolojik olarak daha donanımlı kılacaktır.

Rojava modelinin daha fazla benimsenmesi:

Demokratik konfederalizmin pratikte nasıl işlediğini gösteren bu direniş, Ortadoğu’daki diğer halklar için de bir örnek oluşturacaktır. Bölgedeki Arap aşiretleri, Türkmenler ve diğer halklar, Türk devletinin işgal politikalarına karşı Kürtlerle birlikte hareket etme eğilimine daha fazla girebilir.

YENİ BİR EŞİK VE DİRENİŞ KÜLTÜRÜNÜN GÜÇLENMESİ

Qereqozax ve Tişrîn, sadece iki coğrafi bölge değil, Kürt halkının özgürlük yürüyüşündeki yeni bir eşiği temsil etmektedir. Burada süren direniş, Önder Apo’nun paradigmasının pratikte nasıl savunulduğunu gösteren en önemli kanıtlardan biridir. Türk devleti, ne kadar saldırırsa saldırsın, bu mücadele büyüyecek, daha geniş bir yankı uyandıracak ve bölgesel devrim potansiyelini artıracaktır.

Bugün Kürt halkının direnişi, yalnızca askeri bir karşı koyuş değil, aynı zamanda tarih sahnesinde kendini yeniden var etmenin adıdır. Ve bu mücadele, sadece Kürtler için değil, Ortadoğu’daki tüm ezilen halklar için bir umut ışığı olmayı sürdürecektir.

Özgürlük ve direniş, bu topraklarda daha da kökleşecektir. Qereqozax ve Tişrîn, bir savaş alanı olmaktan çıkıp, halkların özgürlüğünü inşa ettiği bir direniş kültürüne dönüşecektir.