Kuzey ve Doğu Suriye’de 890 bin 680 öğrenci ana dilde eğitim görüyor
Kuzey ve Doğu Suriye’deki 4 bin 160 okulda 890 bin 680 öğrenci, ana dilinde eğitim görüyor. 41 bin 867 öğretmen, çocukları Kürtçe, Arapça ve Süryanice eğitiyor.
Kuzey ve Doğu Suriye’deki 4 bin 160 okulda 890 bin 680 öğrenci, ana dilinde eğitim görüyor. 41 bin 867 öğretmen, çocukları Kürtçe, Arapça ve Süryanice eğitiyor.
Üç dilli eğitim müfredatına dikkat çeken Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi Eğitim ve Öğretim Kurulu Eşbaşkanı Semîra Hec Elî, tüm halkların anadilde eğitim görme hakkının olduğunu dile getirdi.
Rojava Devrimi’nin 19 Temmuz 2011’de kıvılcımıyla eğitim ve öğretim sistemi yeniden inşa edildi. Devrim öncesi Halep, Kobanê ve Efrîn gibi kentlerde gizlice görülen Kürt dili eğitimleri artık açık bir şekilde görülmeye başlandı. Rojava Devrimi’yle ana dilde diriliş gerçekleşti, halklar ana diliyle eğitim almaya başladı.
İLK KÜRTÇE DİLİ EĞİTİMİ VEREN OKULLAR
Kobanê’de 9 Eylül 2011’de Şehit Osman Sîleman, 6 Ekim 2011’de Efrîn’deki Şera İlçesi’ne bağlı Duraqliya köyünde Şehit Fewzî, 12 Ekim 2011’de Dêrik’in Bestasusê köyünde Şehit Dicle, 15 Ekim 2011’de Qamişlo’nun Enteriye Mahallesi’nde Şehit Reşo ve Şehit Mustafa Gulo, 9 Kasım 2011’de Amûdê’de Reşîdê Kurd okulları açıldı. Böylece dönemin Efrîn, Cizîrê ve Kobanê kantonlarında peşi sıra Kürtçe eğitim veren okulların startı verildi.
2012’DE 97 OKUL KÜRTÇE DİLİ EĞİTİMİNE GEÇTİ
Kürt Dili Kurumu’nun 19 Mayıs 2012’deki 3. Konferası’nda (İlk konferans 2007, ikinci konferans 2009’da gizlice Halep ve Kobanê kentinde gerçekleşti) müfredat ve öğretmen yetiştirme tartışmaları ardından uzman öğretmenlerin eğitilmesi için kollar sıvandı. Konferansın ardından 14 Ekim 2012’de Kobanê’de 97 okulda Kürtçe dili eğitimlerine başlandı. 11 Aralık 2012’de Cizîrê’de Kürtçe dili eğitimine geçildi. Kürt Dil Kurumu’nun (SZK) 2013’te gerçekleştirdiği toplantı sonucu akademi ve enstitü açılma kararı alındı.
AKADEMİ VE ENSTİTÜ AÇILMAYA BAŞLANDI
Cizîrê’de 23 Ekim 2013’de Celadet Bedirxan Akademisi ardından Şehit Nalîn, Şehit Dorşîn, Şehit Ezîz akademileri açıldı. Efrîn’de 1 Ağustos 2013’te Şehit Ferzende Kemanger Akademisi ve devamında Şehit Zozan Yusif, Şehit Arîn Mîrkan Akademisi açıldı. Kobanê’de 20 Aralık 2013’te Şehit Viyan Amara Akademisi sonrası Şehit Rosyar ve Şehit Amara Hisên akademileri açıldı. 2011-2012 yılları arasında temeli atılan uzman öğretmenler yetiştirme projesiyle 2013-2016 yılları arasında öğretmenlerin eğitilmesi, güçlendirilmesi için Efrîn’de 7, Cizîrê’de 15 ve Kobanê’de 7 enstitü açıldı. Eğitim Müfredatı Komitesi ise 2014’te oluşturuldu.
ÜNİVERSİTELER AÇILDI
İlk üniversite de 27 Ekim 2015’te Efrîn Üniversitesi adıyla açıldı. 5 Temmuz 2016’da Qamişlo’da Rojava Üniversitesi, Kobanê’de 30 Eylül 2017’te Kobanê Üniversitesi ve 2021’de ise Reqa’da El Şerq Üniversitesi adıyla açıldı.
ERMENİ, SÜRYANİ VE ASURİLER
Ermeni, Süryani ve Asuri halkı da devrimle birlikte dillerini özgürce yaşama fırsatı yakaladı. Kiliselerde eğitim gören Süryani ve Asuri halkı, dillerini artık okullarda ve kendi bünyelerinde kurmuş oldukları meclis ve kurumlarda görmeye başlandı. Süryani dilinin gelişimi ve öğretmenlerin eğitimi için 2014’te Qamişlo’da Olaf Tao adlı kurum açıldı. Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi’ne bağlı olarak açılan bu kurumun Qamişlo, Tirbêspiyê, Dêrik ve Hesekê’de şubeleri bulunuyor.
ÇERKES VE TÜRKMENLER DE
Minbic’de yaşayan Çerkesler, kendi özgün meclisleri ve dernekleri bünyesinde ana dillerinde eğitim görebiliyor. Türkmen halkı da Minbic’in DAİŞ çetesinin işgalinden özgürleştirilmesinin ardından 25 Nisan 2018’de açtıkları komite bünyesinde kendi ana dillerinde eğitim görmeye başladı.
BAAS MÜFREDATI TARİHİ ÇARPITIYORDU
Rojava Devrimi öncesi, Suriye rejimi denetiminde olan bölgede yaşayan Kürt, Arap, Süryani, Ermeni ve Çerkes halkların zor koşullar altında yaşamını idame ettirdiğini kaydeden Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi Eğitim ve Öğretim Kurulu Eşbaşkanı Semîra Hec Elî, “Özellikle Kürt halkına dönük özel bir politika uygulanıyordu. Kürtçe konuşmak, okumak, şarkı dinlemek yasaktı. Kürtçe konuşan ve yazan bireyler ise şiddetle karşı karşıya kalıyordu, tutuklanarak zindanlara atılıyordu. Kültürüyle yaşamak, tarihini tanımak, ana dilinde eğitim görmek engellere takılıyordu. Ulus devletler; tek dil, tek bayrak, tek kimlik kısacası tekleştiren tipi esas alıyor ve bu da Suriye rejiminde baskındı. Eğitim müfredatları Suriye rejiminin şovenist, ırkçı ve milliyetçi bakış açısıyla hazırlanıyordu. Tarih çarpıtılarak veriliyordu. Halkların asimilasyonları okullarda gerçekleştiriliyordu. Sadece Kürt halkı değil. Süryani halkı da ana dillerinde eğitim görme hakkına sahip edildi. Hatta Arap halkı için de bunu diyebiliriz. Doğrudur, ana dillerinde eğitim görüyorlardı fakat ulus devlet politikasına göre gitmek zorundaydı. Tarihini doğru tanıma, okuma yoktu. Arap halklarının da farklı farklı kültürleri vardı fakat rejimin onayı olmadan kültürlerini yaşatamıyorlardı. BAAS rejimini benimsemeyen bireylerin üniversiteye geçme ihtimali çok düşüktü. Puanları kırılırdı, hatta puanı yeten bir bireyin üniversiteye geçme ihtimali çok düşüktü” dedi.
7 KİŞİLİK MÜFREDAT KOMİTESİ’YLE BUGÜNLERE GELİNDİ
Dönemin Efrîn, Cizîrê ve Kobanê kantonlarında uzman öğretmen kadro yetiştirme faaliyetlerinin temelinin 2011-2012 yılları arasında atıldığını dikkat çeken Semîra, şöyle devam etti: “Dil eğitimi verebilmek için öncelikle Kürtçe dili eğitimini verecek öğretmenlere ihtiyaç vardı. Bununla bağlantılı olarak dil müfredatına da ihtiyacımız vardı. Mexmûr Kampı ve Bakurê Kurdistan’daki dil bilimcileriyle dayanışarak bir temel oluşturuldu. 19 Mayıs 2012’de Amûdê’de gerçekleştirilen konferansın sonuç bildirgesinde eğitim müfredatı oluşturulma, fakülte, akademi açılma kararı alındı. Böylece okul faaliyetlerine başlanılacaktı. Öğretmenleri yetiştirmek için üç aşamadan oluşan müfredatlar oluşturuldu. Peşi sıra ilk, orta ve lise okulları açtık. Kürt Dil Kurumu, üç yıl boyunca müfredat, fakülte, akademi ve okulların inşası için büyük bir mücadele yürüttü. Öğretmenlerin eğitilmesi, güçlendirilmesi ve hazırlanması için Cizîrê Kantonu’nda Celadet Bedirxan Akademisi 2013’te açıldı. Üç aylık eğitim süreçlerinde eğitim ve öğretim kadroları oluşturuldu. 2014’te Efrîn, Kobanê ve Cîzre Özerk Yönetimi ilan edildi. Böylece eğitim ve öğretim kurulu Özerk Yönetim sisteminde resmi bir şekilde yerini aldı. 2014’te Eğitim ve Öğretim Kurulu Müfredat Komitesi kuruldu. Bu süreçte zorlu geçti. Uzman bireylere ihtiyacımız vardı. Yeni bir müfredat nasıl oluşturulabilir, halkların ortaklaşa eğitileceği eğitim sistemi nasıl kurulur, halkları kapsayan bir müfredat nasıl yapılır, yıllardır süregelen BAAS rejimi sistemini etkisi nasıl etkisiz kılınır gibi birden fazla sorunla karşı karşıya kaldık. 7 kişiden oluşan bir müfredat komitemiz, büyük mücadeleler sonucunda bugünlere ulaşabildi. Bugün Kürtçe, Arapça ve Süryanice müfredatları oluşturuyoruz.”
7 KANTONDA MÜFREDAT ORTAKLAŞTIRILACAK
Uzman öğretmenlerin yetiştirilmesi için Kürt Dil Kurumu’nda görülen dil eğitimlerini tamamlayacak enstitülerin açıldığını belirten Semîra, “Efrîn, Kobanê ve Cizîrê Kantonu’nda öğretmenlerin eğitilmesi için fakülteler açıldı. Üç aylık eğitimlerle başlayan fakülteler zamanla bir yıla kadar uzatıldı ki öğretmenler müfredata hakim olabilsin. Bu iki yıl içerisinde Kuzey ve Doğu Suriye’de eğitim ve öğretim müfredatında bütünlük oluşturulacak. 7 kantonda ortaklaştırılacak eğitim sistemi kurulacak. Bu sistemin yaratılması çok önemlidir. Kürt halkı ana dilinden mahrum kaldı fakat diğer halklarda ana dillerinde eğitim göremiyorlardı. Süryani halkı, kiliselerde kendi dilleriyle ibadetlerini gerçekleştiriyordu fakat kültürel, tarihinden kopuk yaşayarak ana dillerinde eğitim göremiyordu” dedi.
ÜÇ DİLDE ÖZERK YÖNETİM MÜFREDATI
Kuzey ve Doğu Suriye’de Kürt, Arap ve Süryani olan çocuklar birlikte aynı okulda ana dillerinde eğitim gördüklerini kaydeden Semîra, şunları ifade etti: “Her çocuk, ana dilinde eğitim görürken diğer halkların dillerini de öğrenme şansına sahip oluyor. Kuzey ve Doğu Suriye’de eğitim ve öğretim sistemi insanların yeniden yaratılması üzerine oluşturulan bir sistemdir. Çünkü kültürü ve tarihiyle yeniden yaratılan bireyler toplumu yaratacaktır. Ulus devlet sistemi eğitimleri sistemine tabi olacak insanlar yaratıyor. Özerk Yönetim eğitim sistemi sadece bir dersten ve kalıplaşan sınav sisteminden ibaret değil tam tersine demokratik ulus paradigmasıyla toplum yaratılıyor. Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetim Toplumsal Sözleşmesi’nde Arapça, Kürtçe ve Süryanice resmi dil olarak belirlendi. Bu halklar Özerk Yönetim okullarında ana dillerinde eğitimlerini görüyor.
HALKLAR ANA DİLDE EĞİTİMDEN MAHRUM KALMIYOR
Ermeni ve Çerkes halkları da ana dilde eğitim görme hakları bulunmaktadır. Özerk Yönetim’inin desteğiyle Ermeni halkları kendi bünyesinde oluşturdukları sistemle ana dillerinde eğitim görmekte. Yine Çerkes halkları da bu şekilde ana dilde eğitim sistemini oluşturma hakları vardır. Ermeni ve Çerkes halkların farklı bir okulları bulunmamakta. Kuzey ve Doğu Suriye’de Kürt, Arap, Süryani veya Ermeni okulu diye bir ayrıştırmaya gidilmemektedir. Farklı halklardan olan çocuklar bir arada okumakta. Kürt, Arap ve Süryani çocuklar, Özerk Yönetim’in oluşturduğu müfredat dahilinde ana dillinde eğitim görmekte. Üç dille oluşturulan eğitim sisteminde hiçbir halkın eğitim hakkından mahrum kalması engellenmiyor. Ermeni ve Çerkes halkları da kendi bünyelerinde oluşturdukları kurumlarda ana dilinde eğitim görebiliyor.”
SALDIRILAR EĞİTİMİ DURDURAMADI
Kuzey ve Doğu Suriye’deki oluşturulan eğitim sisteminin yüzde 80 başarılı olduğunu söyleyen Semîra, şunları paylaştı: “Kuzey ve Doğu Suriye’deki savaş koşullarını göz önünde bulundurduğumuz için bu istatistiği belirtiyoruz. Eğer normal koşullarda olan bir eğitim sistemi olmuş olsaydı daha da başarılı sonuçlar elde edebilirdik. Türk devleti aralıksız bir şekilde bölgenin altyapısını hedef alıyor. Bu saldırılar sonucunda çocuklarımız haftalarca eğitimlerinden mahrum kalıyor. Depremden kaynaklı birçok okulumuz devre dışı kaldı. Efrîn-Şehba Kantonu’na dönük gerçekleşen Türk devleti saldırıları ve Şam hükümeti ambargosuna rağmen eğitimler devam ediyor. Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi imkanları dahilinde yardımcı oluyor. Okulların iyileştirilmesi gerekiyor. Demokratik ulus paradigmasının daha iyi kavratılması ve bu doğrultuda müfredatın daha da güçlendirilmesi gerekiyor. Tüm aksamalara rağmen çocuklarımız eğitimden mahrum bırakmadık. Dolayısıyla halkların ana dilde eğitim görmesiyle büyük başarıların elde edildiğini gördük.”
ANA DİLLE BÜYÜK BAŞARILAR ELDE EDİLDİ
Ana dilde eğitimin önemine işaret eden Semîra, şunları ekledi: “Çocuklar ana diliyle düşündüklerinde, konuştuklarında daha verimli sonuçlar elde ediyor. Evlerinde ve okullarında konuştukları dil aynı. Böylece okulla bütünleşiyor, becerilerini elde ediyor. Anne, öğretmen aynı dili konuşuyor, eğitim materyalleri aynı dil olunca çocukların sağlıklı yetişmesinde olumlu sonuçlar doğuruyor. Çocuklarımız artık ana dilinde eğitim veriyor, eğitim görüyor. Ana diliyle, eğitimi daha çabuk kavrıyor, düşünüyor, iddiaları daha güçlü oluyor. Ana dilinde eğitim gören çocuklar, siyasi, ekonomik, toplumsal, kültürel ortak bir toplum yaratıyor ve ulus devlet sistemini yerle bir ediyor. Demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigma doğrultusunda Kuzey ve Doğu Suriye toplumunu yeniden yaratılıyor.”