Salih Muslim, "Türk devleti ve vahşetinden her şey beklenebilir. Biz savunma pozisyonuna geçmişiz. Ne olursa olsun sonuna kadar kendimizi savunacağız. Halkımız kendine ve öz gücüne güvensin" dedi.
'SAVAŞ HÜKÜMETİ SALDIRILARINI SÜRDÜRÜYOR'
Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eşbaşkanı Salih Muslim, Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük artan saldırıları ve bağlantılarına ilişkin ajansımızın sorularını yanıtladı.
Muslim, seçim sonrası savaş hükümetinin kurulmasıyla çöktürme planına devam edildiğini belirterek, “Seçimlerden birkaç ay önce de söyledik. Bir diktatörün, bir despotun adil yollarla kürsüden uzaklaştırılması tarihte gerçekleştirilmemiştir. Maalesef bizim öngörümüz gerçek oldu. Şimdi de bunu görüyoruz. Bu faşizm kalkıp her türlü sahtekarlık ve hileyle kendi konumunu güçlendirdi. Bununla birlikte 2014’ten beri var olan çöktürme planını uygulamayı sürdürüyor. Rojava bu planların başında geliyor. Savaş hükümetini kurar kurmaz kolları sıvayarak saldırı girişimlerinde bulunuyor. Seçimlerden bu yana saldırılar durmamıştır. Hiçbir kanunda yeri olmayan her türlü ahlak dışı yöntemlerini çocuk kadın demeden herkese karşı uygulamaya başlamıştır. Özellikle de buradaki Özerk Yönetimi ve motor gücü olan Kürtleri yok etmek istiyorlar. Planlarına başlamışlar. Bizim için değişen bir şey yok. Bunu biliyor, tahmin ediyorduk. Biz de tabii buna karşı halk olarak mutlaka direneceğiz” dedi.
'ZAMANLAMASI ASTANA ÖNCESİ GÜÇ GÖSTERİSİ'
Saldırıların zamanlamasını da değerlendiren Salih Muslim, şöyle konuştu: “Zamanlamaya bakarsak, Türk devleti tüm yaptıkları için zamanı özellikle seçer. Bildiğiniz gibi 21 Haziran’da Astana’da dörtlü bir zirve olacak. Türk faşizmi herhalde yaptıklarıyla bunlara güç gösterisinde bulunmak istiyor. ‘Ben bunları yaparım. Hatta Suriye askerlerini de vurabilirim. Rus güçlerini de vururum’ mesajı veriyor. Esas amaçları Özerk Yönetime zarar vermek. 21’inde toplantıları olacak, neyde kararlaşacaklarını bilmiyoruz. Ama bir bakıma biraz susmuşlar. Hava sahasını açmak, sadece droneler değil savaş uçaklarının bölge semalarında uçması için onlara söylemiş olmalılar. Türk hükümeti, bana hava sahasını açmışlar diyerek rahatça saldırılar düzenliyor.”
‘RUSYA’NIN TUTUM GÖSTERECEĞİNİ SANMIYORUZ’
Muslim, Rusya, İran ve Şam’ın saldırılar karşısındaki tutumuna da değinerek, şunları kaydetti:
“Rusya şimdi Türkiye’ye muhtaçtır. Özellikle şimdi Ukrayna savaşından dolayı batının uyguladığı ambargodan dolayı muhtaç durumda. Bu artık uluslararası bir meseledir. Çünkü en zayıf tarafı kimse o darbe yer. Bunun için bizim üzerimizde rahatça şantaj yapabilecek durumdalar. Rusların bir şey yapacağını tahmin etmiyoruz. Çünkü aralarında bir sürü anlaşma var. Onun için susuyor. Suriye rejimine gelirse, o zaten Rusya’nın ve İran’ın dedikleri dışında bir şey yapmaz. Türk devletinin bölgeye dönük yoğun saldırılarına karşı kimsenin ses çıkarmaması çok dikkat çekici. 9 Suriye rejim askeri öldürülmüş, kimse tık diyemiyor. Hatta Suriye rejimi taziye mesajı bile yayımlamıyor. Zaten Ruslar da, İran da bir şey demiyor.
'HALKIMIZA DAYANIYORUZ, TEK ÇAREMİZ DİRENMEK'
Sanki herkes Türkiye’nin böyle saldıracağını kabullenmiş. Böylesi yoğun saldırılara kimsenin ses çıkarmaması gerçekten dikkat çekici. Onlar ne derse onu yapar, uygular. Bakalım bu Astana görüşmesinin sonuçları ne olacak... Onun için de biz kendimizi dış güçlere ve tutumlarına bağlamıyoruz. Ama dikkat ediyoruz. Kendimizi esasen gücümüze ve halkımızın örgütlülüğüne dayandırıyoruz. Direneceğiz, başka çaremiz yoktur."
ÇÖZÜM DEKLARASYONU, DAİŞ ÇETELERİNİN YARGILANMASI…
“Esas hedef Özerk Yönetim ve Kürtler” diyen Muslim, saldırıların hedeflerini şöyle sıraladı: “Bildiğiniz gibi Özerk Yönetim kısa bir süre önce Suriye sorununun çözümü için bir deklarasyon yayımladı. Türkiye, ne Suriye için bir çözüm istiyor ne de Kürtlerin bunun içerisinde yer almasını istiyor. Bir diğeri de Özerk Yönetim tutuklu DAİŞ’lileri yargılayacaklarını duyurdu. Onu da istemiyor. Çünkü başından bu yana DAİŞ’le ve yaptıklarıyla ilgili kirli işleri ve suçları ortaya çıkacaktır. Ki zaten dünyanın gözü önünde şeffaf yapılacak bu yargılamada Türk faşizminin yaptığı tüm pislikler ortaya çıkacaktır. Bunu istemiyorlar, bundan dolayı daha da hırçınlaşarak saldırılarını devam ettiriyor. Nereye varacağını biz de bilmiyoruz.”
TÜRK ASKERLERİNİN SURİYE’NİN KUZEYİNDEN KADEMELİ OLARAK ÇEKİLMESİ
Muslim, özellikle İdlib olmak üzere Suriye’yi bekleyenlerin çokça tartışıldığına vurgu yaparak, “Ortada birçok yorum var. Bazıları Rusya, Suriye ve Türkiye arasında anlaşma gibi bir şey olmuş. İdlib’in bazı yerlerini rejime bırakacaklarını ve Türk askerlerinin kuzeyden kademeli olarak çekilmesinden, Halep ve Lazkiye arasındaki M4 yolunun açılacağından bahsediliyor. Böylesi bir anlaşma olabilir. Bilmiyoruz. Oradaki çetelerin bazılarının bunu kabul etmediği yansıyor. Suriye rejimi bunu göze alıp onlarla savaşacak mı yoksa Türkiye 4 yıldır susturmaya ve şartlara bağlamaya çalışıyordu bunu becerecek mi belli değil. Ne olacağını bilmiyoruz ancak böylesi bir anlaşmada orada bulunan tüm güçlerin harekete geçeceği öngörülüyor” dedi.
‘SAVUNMA POZİSYONUNA GEÇTİK, SONUNA KADAR SAVUNACAĞIZ’
Muslim, bölgeye dönük olası kara operasyonu olasılığına ilişkin sorumuza ise şu yanıtı verdi:
“Türk devleti ve vahşetinden her şey beklenebilir. Bunun iki tarafı var. Birincisi, olası kara operasyonunda direneceğiz. Ama kara operasyonunu göze almaları biraz zor görünüyor. Çünkü biz hazırız. Diğeri ise Til Rifat, Şehba ve Minbic’te Ruslar da, İranlı güçler de var. İşgal saldırıları İran’ın çıkarına değildir. Ama Astana’da buna izin verip vermeyeceği belli olur. Biz bunlara bel bağlamıyoruz. Biz halkımızın ve güçlerimizin direnişine bel bağlıyoruz. Başka bir şey yok. Biz savunma pozisyonuna geçmişiz. Ne olursa olsun sonuna kadar kendimizi savunacağız. Halkımız kendine ve öz gücüne güvensin. Türk devletinin droneleri vb. tekniği belki birkaç kişiyi öldürebilir ama halkımızın iradesini kıramaz. Olası kara operasyonu Türkiye’nin yıkılışı olur. Bizim güçlerimiz de hazırlıklıdır. Direnişten başka yolumuz yok. Herkes de bu bilinçle hareket edecektir."
'DEVRİMİ SAVUNMA’ ÇAĞRISI
Rojava Devrimi’nin demokrasinin sürdürülmesi için tek umut olduğunun altını çizen Muslim, demokratik kamuoyuna şu çağrıyı yaptı: “Demokratik güçler ve demokrasi olmasını isteyenler, gerçekten Ortadoğu’da bir demokrasinin genişlemesini istiyorlarsa bizi desteklemeleri gerekiyor. Çünkü tek umut budur. Türkiye, Suriye, İran gibi nerede despot bir diktatör rejim varsa bize karşı çalışıyor. Biz de direniyoruz tabii. Hem kendi varlığımız hem de demokratik ölçüleri, insanlık ölçülerini korumaya çalışıyoruz. Sanırım, bunların yanımızda olmaları ve bizi desteklemelerini istememiz hakkımızdır. Biz bunu istiyoruz ve bu da onların görevidir. Ve bunu yapmazlarsa kendi insani görevlerini yerine getirmedikleri düşüncesindeyiz.”