Türk devletinin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit ve tehditleri, Kuzey ve Doğu Suriye kentlerinde yapılan yürüyüş ve açıklamalarla protesto edildi.
Reqa’da Zenûbiya Kadın Topluluğu öncülüğünde Çocuk Hastanesi önünden Anıt Heykeli’ne kadar bir yürüyüş gerçekleştirildi. Abdullah Öcalan’ın posterlerinin yanı sıra “Önder Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü halkların özgürlüğüdür” pankartlarının açıldığı eylemde “Bê Serok jiyan nabe” ve “Bijî Rêberê me Abdullah Öcalan” sloganları atıldı.
Anıt Heykeli önünde Zenûbiya Kadın Topluluğu Yöneticisi Buseyna Ebdo açıklama yaparak, İmralı’daki işkence sisteminin Türkiye ve uluslararası yasalara aykırı olduğunu ifade etti.
Abdullah Öcalan üzerindeki psikolojik baskıya ve tehditlere işaret eden Buseyna Ebdo, tehdit mektuplarının Erdoğan ve hükümetinin Abdullah Öcalan'a karşı işlediği suçun başka bir belgesi olduğunu söyledi.
Tecridin kaldırılması ve Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanması için mücadeleyi büyütme çağrısı yapan Buseyna Ebdo, “Önder Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü tüm bölge halkının özgürlüğüdür. Mücadele ve direniş alanından Reqalı kadınların selamlarını Önder Abdullah Öcalan’a gönderiyoruz. Fiziki özgürlüğünü sağlayana kadar mücadeleyi büyüteceğimize söz veriyoruz” denildi.
‘ÖNDER ABDULLAH ÖCALAN HALKLARIN BİRLİĞİ İÇİN MÜCADELE EDİYOR
Dêrazor’da yüzlerce kişinin katılımıyla Kisra beldesi kavşağı önünde başlayan yürüyüşte de “Faşist düşmanın saldırıları kadın devrimine olan korkusunu gösteriyor” ve “Önder Abdullah Öcalan’ın fikir ve felsefesiyle Önderliğin fiziki özgürlüğünü sağlayana kadar şehitlerin çizgisini sürdüreceğiz” yazılı pankartlar taşındı.
Dêrazor Zenûbiya Kadın Topluluğu Ofisi Yöneticisi Xîtam Salih’in yaptığı açıklamada, “Önderlik üzerindeki ağır tecrit büyük bir hukuksuzluktur. Çünkü halkların ve tüm insanlığı Önderliği dört duvar arasında tutuluyor. Önder Abdullah Öcalan halkları birliği için mücadele ediyor ve kadınlara yönelik zulme karşı durdu. Bu nedenle tecrit kaldırılmalı” dedi.
Tüm sorunların çözüm anahtarının İmralı'da olduğunu belirten Xîtam Salih, ilgili taraflara ve insan hakları kuruluşlarına işgalci Türk devletinin Abdullah Öcalan'a karşı işlediği suçlara karşı durma çağrısında bulundu.
‘AHLAK DIŞI VE YASA DIŞIDIR’
Aynı amaçla Mêzan Kavşağı’ndan Meseb Kavşağı’na kadar yürüyüş gerçekleştiren Minbicli kadınlar da, “Bê Serok jiyan nabe”, “Bijî berxwedana jinê” ve “Bijî berxwedana Rêbertî” sloganları attı.
Buradaki açıklamayı ise PYD Dêrazor Meclisi Eş Başkanı Rîm Derwîş yaptı. Rîm Derwîş, tutsaklara yönelik tecrit ve tehdit ahlak dışı ve yasa dışı olduğunu vurguladı.
Efrîn Hukukçular Birliği’nin Şehba’da yaptığı açıklamada ise, Abdullah Öcalan’ın sağlığında Türk devleti, Avrupa Birliği, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin sorumlu olduğu belirtilerek, bu devlet ve kurumlara acilen harekete geçme çağrısı yapıldı.
ULUSLARARASI KURUMLAR SORUMLUDUR
Tecrit ve tehditlerin kınandığı diğer bir adres ise Tebqa oldu. Zenûbiya Kadın Topluluğu Meclisi Tebqa şubesi öncülüğünde gerçekleştirilen eylemde, açıklamayı okuyan Zenûbiya Kadın Topluluğu Meclisi Üyesi Macîde El Kerîm, “Her geçen gün insanlığın Önderliği’ne yönelik komplonun detayları ortaya çıkıyor. İşgalci Türk devletinin Önder Abdullah Öcalan’a verdiği tehdit mektupları, komplonun bir parçasıdır ve Önderliğimize karşı kinlerini yansıtıyor” dedi. Meclis Üyesi, başta CPT olmak üzere Türk devleti ve uluslararası tüm hukuk örgütlerinin Abdullah Öcalan’a yönelik gerçekleşecek her şeyden sorumlu olduklarını vurguladı.