TEV-DEM’den 12 Mart açıklaması: Direnişimizi büyütelim
TEV-DEM, 12 Mart Serhildanı’nın 20’nci yıldönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada mücadele ve direnişi büyütmeye çağırdı.
TEV-DEM, 12 Mart Serhildanı’nın 20’nci yıldönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada mücadele ve direnişi büyütmeye çağırdı.
TEV-DEM yaptığı yazılı açıklamada, Qamişlo kentinde 12 Mart 2004’te El Cihad ile El-Futwa futbol takımları arasında oynanan maçta başlayan kavganın ardından BAAS rejimi güçleri Kürtlere saldırmasıyla maçın oynandığı stadyumdan başlayarak Rojava ve Suriye’nin büyük kent ve başkentlerine uzanan saldırı ve direnişin Rojava Devrimi'ne de ilham kaynağı olduğunu kaydetti.
Olayın, planlı ve organize bir komplo olduğunu belirten TEV-DEM, Adana Anlaşması politikaları çerçevesinde yürütüldüğüne dikkat çekti.
TEV-DEM, “Bu anlaşma, Suriye'deki faşist Türk rejimi ile şovenist Baas rejiminin iş birliği yaparak Kürtleri inkar etme ve öldürme politikalarını hayata geçirdiği uluslararası bir komplodur. Amaçları arasında, Kürt halkını savaşlara sürüklemek, farklı tarihi kültürler arasında fitne çıkarmak, bölgenin siyasi ve güvenlik istikrarını bozmak ve halkın iradesine karşı şiddet uygulamak yer alıyordu” dedi.
“Halkımızın güçlü iradesi ve ulusal duruşu, Baas rejiminin baskıcı güvenlik aygıtlarına karşı cesurca direnerek tutuklanmayı ve şehadeti göze aldı” diyen TEV-DEM, şöyle devam etti: “ Kürt halkımıza yönelik uygulanan politikalar sonucunda kültürel ve manevi değerlerimizin yok edilmesine dayalı Türkiye-Suriye ilişkilerinde yeni bir dönem başladı. İşgalci Türk devleti, Suriye'yi ekonomik, siyasi ve güvenlik açısından kontrol altına alarak Türk kültürünü dayatıyor.
12 Mart serhildanı, Baas rejiminin Kürtlere ve diğer Suriye topluluklarına karşı şovenist ve ırkçı tepkisi ortaya koydu. Bu şovenist rejimin Türk faşizmine karşı etkisizliği ve teslimiyetçi tavrı açıkça görüldü. Bugüne kadar bu rejim iradesini yitirdi, sorunlarını çözemedi ve destekçilerini zayıflatmayı esas aldı.
Suriye'ye ilişkin 2254 kararı, işgalci Türk devletinin merkezindedir ve bu durum iç diyalog çalışmalarını engelleyen bir siyasi boşluk yarattı. Suriye, uluslararası ve yerel güçler arasında gerilim ve çatışma alanına dönüştü. İlgili ve garantör devletlerin rolünün yetersizliği, Suriye'de çözüm ve siyasi toplumsal istikrarın felakete sürüklenmesine neden oluyor. Krizin uzaması, ekonominin ve geçim kaynaklarının her geçen gün azalmasıyla birlikte gerçek bir insanlık felaketine doğru ilerliyor.”
TEV-DEM, 12 Mart katliamı ve serhildan ile tüm özgürlükçü şehitlerinin takipçisi olacaklarını kaydederek, şöyle noktaladı: "Mücadele ve direnişimizi büyütelim. Suriye halkı olarak, işgalci Türk devletinin bölgeye yönelik saldırılarına karşı duralım. Suriye rejimi, ülkenin geri kalanını olası siyasi ve ulusal felaketlerden korumak için gerçekçi adımları atmalı. Demokratik bir sistem içinde ulusal diyalogu teşvik etmeli ve tüm Suriye'deki özgür halkların iradesini kabul etmelidir."