4415 yıllık Nabada Krallığı kalıntıları yok olma ile yüz yüze!

Rojava’da tarihin yeniden yazıldığı şu günlerde tarihe beşiklik etmiş Nabada Krallığından kalma kültür mirasının bulunduğu mekânlarında olmak, günceli geçmiş ile birlikte görmek ve yaşamak bir başka anlam taşıyor.

Rojava’da tarihin yeniden yazıldığı şu günlerde tarihe beşiklik etmiş Nabada Krallığından kalma kültür mirasının bulunduğu mekânlarında olmak, günceli geçmiş ile birlikte görmek ve yaşamak bir başka anlam taşıyor.

YPG’nin Komutan Rubar Qamişlo Hamlesinin 59. gününde savaşın en çetin yaşandığı Heseke şehrinin yer yer tenha ve savaş izlerinin olduğu sokaklarını da gezdikten sonra 4415 yıl önceki tarihi mekânlara, bir zamanlar Nabada Krallığının bulunduğu tarihi Til Bender’e gidiyoruz.

Güneşin henüz son ışıklarını Rojava üzerinden esirgemediği anlarda Nabada Krallığının bulunduğu Til Bender köyündeki tarihi mekâna varıyoruz. Yol uzun olsa da meraklı yolculuğumuzda yönümüzü bu defa 4415 yıl önceki Nabada Krallığına çevirdik.

Nabada Krallığının tarihi kalıntılarının bulunduğu Til Bênder köyünden geçenlerin gözüne tepebaşındaki Nabada Krallığının simgesi ile Urfa’nın Harran evlerini andıran tarihi miras yerleri göze çarpar. Bölgeye gelenler tarihi Nabada Krallık ve tapınak yerlerini görmeden geçemiyor.

‘TARİH GÜNÜMÜZDE, BİZ TARİHİN BAŞLANGICINDA…’

Nabada Krallık tapınağının bulunduğu tepe ile etrafında gördüklerimiz Kürt Halk Önderliği Abdullah Öcalan’ın “tarih günümüzde saklı biz tarihin başlangıcında” sözlerini doğrular nitelikte.

Zira bir yandan bu topraklarda tarih yeniden yazılırken, diğer yandan tarih ve toplumsal doku bilinçli bilinçsiz katliamlardan geçiyor. Tıpkı Nabada tapınaklarından çıkartılan tarihi hazine kalıntılarının paramparça çöpler içine terk edilmesi gibi.

Nemrut tepesinde güneşin doğuşu kadar Til Bender köyündeki Nabada Krallığının bulunduğu tepebaşında güneşin batışını izlemek insanda çok farklı bir duygu ve güzellik veriyor.

‘HİÇBİR ŞEY İÇİN GEÇ DEĞİL’

Nefes nefese izlediğimiz Komutan Robar Qamişlo Hamlesi 2. ayına giriyor. Hamlenin 59. Hesekê savaşının da 9 gününde Hesekê deki savaş bir süre şehir içinde de takip edip, halkın nabzını alarak öğleden sonra yola düşüyoruz. Çeteler Habur hattından sökülüp atıldıktan sonra Til Temir-Hesekê yolunda sakin bir şekilde yol alarak bir yandan savaşın en çekin geçtiği Xarita, Til Hürmüz ve Ruba’yı izliyor, takip ediyor, diğer yandan güncel gelişmeleri düşünüyorum.

YPG hamlesi devam ettiğinde çeteler bu hat üzerinde her türlü teknik ve silah ile bir savunma hattını oluşturmuştu. Ancak YPG başarılı bir şekilde çeteleri bu alanlardan söküp atarak özgürleştirmiş, şimdi ise yaşam yeniden canlanırcasına insanlar evlerine toprağına dönüyor.

Hamleye dair şimdiye kadar yazıp çizdiklerimizin dışında özetlemek gerekirse YPG, YPJ güçlerinin ister hamle öncesi isterse hamlede ortaya koydukları iddia ve kararlılık düzeyi Rojava halklarının özgürlük değerlerini her koşulda koruyacağını ortaya koydu. Şimdiye kadar verdikleri mücadele ile bundan sonrada Rojava halklarının değerlerine gelişebilecek tüm yönelimlere karşı durabilecek güç ve kapasitede.

Qamişlo, Hesekê, Helep yol üçgenin bulunduğu yere geldiğimizde gün batımına sayılı dakikalar kalmıştı. Üç genin bulunduğu yerin yakınında bulunan Til Bender köyünün üstündeki Nabada Krallığı ve tapınağına ait tarihi miras yeri adete gelen geçenleri güncelde selamlar gibi duruyor.

“Eğer geç olmasaydı tarihi yerleri görmek isterdim” söylemime karşılık birlikte yolculuk yaptığımız YPG güçleri, “hiçbir şey için geç değil” diyerek aracımızın yönünü tepeye doğru çeviriyor. Til Bender köyünün hemen yanından tepeye giden toprak yola saparak tepeye doğru çıkıyoruz. Daha önce arkeolojik kazılar için açılan yolu takip ederek tarihi kalenin olduğu tepeye varıyoruz.

Tepeye ulaştığımızda adeta kendimizi geçmiş ile günümüz arasında köprü görevi gören kültürel değerler ortamında hissediyoruz. Arkeolojik kazılar sonrasında restore edilen Nabada Krallığının bulunduğu tapınaklara girip adım adım dolaştığımızda bir anda kendimizi tarihi yolculukta hissetmeye başladık. Her köşesinde 5 bin yıl öncesinden insanların yaşam izlerini görmek, yaşamına dair bulgulara rastlamak apayrı bir duygu oluşturmaya başlamıştı. Tapınakların tam kuzey tarafında tarihi yerin krokisinindi bulunduğu yer aynı zamanda tapınakların ön kısmını da oluşturmaya başlamıştı. Tarih Milattan önce 2400 yer Nabada Krallığı…

TİL BENDER, HARMAN YERİ TEPESİ?

 “Til” kelimesinin Kürtçe karşılığı “Gir”, yani Tepe demek. Bênder ise harman yeri. “Harman Tepesi” anlamına gelen Til Bênder, günümüzden tam 4415 yıl öncesine ait. Arkeolog ve bilim insanları MÖ 4415 yıllarına öncesine ait tarihi aydınlatmak için tepenin yamacına dönemin yerleşim yerlerine yakın otantik bir köy tipi yerleşim yeri inşa ederek kazı çalışmalarını buradan yürüttü.

Til Bênder, Hesekê, Qamişlo, Dirbêsîyê ve Til Temir şehir yollarının birleştiği kavşağın hemen yakınında Hesekê’ye gidin yol üstünde bulunuyor. Tepenin yamacına kurulmuş olan ve çoğunluğu Arap olan Hesekê yolu üzerindeki köy ismini bu tepeden alıyor. Yörede Til Bênder coğrafyası dört şehrin buluştuğu yol kavşağı olarak tanınır.

Buradaki kazılar hakkında bir bilgiye ulaşma şansımız olamadı. Ancak yörenin en yüksek tepesi üzerinde bulunan tepede yapılan kazılar sonucu Milattan Önce 2400 yılana ait Nabada Krallığının bulunduğu yerleşke ve tapınaklar ortaya çıkarılmış. Bir kısmı ise aslına uygun restore edilerek ziyaretçilere açılmış.

Arkeolog ve bilim insanlarının tepebaşında ortaya çıkardığı tarihi medeniyet yerindeki yapıların çoğu toprak ve kerpiçten yapılma olduğu anlaşılıyor. Çölde yaygın olan toprak evler inşa ederken, tapınağın merdivenleri, evlerin içindeki kimi yerler ve sokak arasında yörede bulunan siyah taşlardan döşemelerin olduğu göze çarpıyor.

Toprak altından çıkarılan tapınak ve evlerin üstü toprakla kapalı kaldığı için duvarların büyük bir kısmı halen sağlam. Ancak dışarda olan duvarlar çoktan erimiş gitmiş. Arkeologlar bu tarihi mirası canlı tutabilmek için ortaya çıkardıkları temeller üzerine bir iki metrelik duvarlar örerek restorasyona gitmiş.

Krallığının en üst yerinde bulunan ve tapınak olduğu anlaşılan yapının yönü kuzey yönüne dönük. Tapınağın önünde tapınağı tarif eden levhada Nabada Krallığın tarihçesi Milattan Önce 2400 öncesine ait yerleşkenin projesi yer alıyor. Tapınağın arkasına düşen evlerin önündeki levhada ise tarih Milattan önce 150 ait olduğu yazılı tabela duruyor.

ARKELEOGLAR YAŞADIKLARI YERİ TARİHİNE UYGUN İNŞA ETMİŞ

Nabada Krallığı araştırmasını yapan arkeologlar ve bilim insanları çalışmalarını yürütmek için tepenin aşağısında köyün dışında kendileri için dönemine uygun bir yer inşa etmişler. Dışardan bakıldığında Ruha’nın Harran evlerini andıran yerleşkede bilim insanlarının kaldıkları yerlerin dışında, çalışmaların toparlamak için çıkarılan eserlerin toplandığı ve onarıldığı laboratuvarlar da inşa etmişler. Kazılardan çıkarılan eserlerden ve eserlere ait parçalar buraya taşınarak burada incelenmeye alınmış.

Arkaologlar ve bilim adamlarının el emeği ve göz nuru ile inşa ettikleri evler ve tek tek kazılardan çıkardıkları eserlerin toplandığı ve onardığı laboratuvar yerlerinde kazılardan çıkarılan canlı tarihin izlerini halen cap canlı bir şekilde gözler önüne seriyor.