Ön cephenin gönüllü sağlıkçıları

Farklı ülkelerden elen ve şimdi Reqa'da devam eden 'Büyük Savaş'ta yer alan enternasyonalistler de savaşçılara ilk müdahale yapmak için gönüllü çalışıyor.

Rojava ve Kuzey Suriye üzerindeki ambargodan dolayı lojistikten cephaneye kadar her şey oldukça kısıtlı. Cephede en çok ihtiyaç duyulan ilk yardım malzemeleri ve ilaçta da sıkıntı yaşanıyor. Buna rağmen QSD, tüm imkanları zorluyor. Savaşçılar cephede ihtiyaçları karşılamak ve yaralılara müdahale etmek için ellerinden geleni yapıyor.

Farklı ülkelerden DAİŞ ile mücadele için gelen Jiyan Bengi, Dilan Cudi, Egid ve Çiya, ön cephedeki savaşçılara ilk müdahalede gönüllü çalışıyor. Kendileri için çok önemli ve kutsal gördüklerini dile getiren enternasyonalist savaşçılar, ANF'ye konuştu.

Ne zamandan beri Rojava'dasınız?

Jiyan Bengi: Ben Almanya'dan iki buçuk yıl önce geldim. Şehit Rubar ve Minbic hamlelerine ve Reqa hamlesinin birinci aşamasına katıldım. Şimdi de şehir merkezine yönelik hamlede yer alıyorum. Şimdi olduğu gibi hep sağlıkçıydım.

En çok yaşadığınız sıkıntı nedir?

Rojava ve Kuzey Suriye üzerinde büyük bir ambargo var. İhtiyaçlar noktasında sürekli sıkıntı yaşanıyor. Hastanede ilaç eksikliği var. Bizim öyle Avrupa standartlarında imkanlarımız yok. Örneğin, elimizde yaralıları taşıyacak yeterli sedye bile yok. Bu nedenle kendi imkanlarımızı kullanıyoruz; bir şeyler yapmaya çalışıyoruz.

Gittiğimiz yerlerin şartları zordur; ya yürüyerek ya da zırhlı araçlarla gitmeliyiz. Suikast, mayın gibi saldırılara karşı yaralıyı taşımak zorundayız.

Sizin cephedeki varlığınız savaşçıları nasıl etkiliyor?

Arkadaşlar bizi, işimizi ve nasıl bir gayretle yaptığımızı gördüklerinde moral alıyor, güç alıyor. Bazı arkadaşlarımız dışardan da gelmişler. İnsan birlikte olunca birbirinden güç alıyor. Birlikte olmak ve elele verip savaşmak, birbirinden güç almak, bir iyilik halidir, güzeldir.

Bu hamlede sizi en çok etkileyen bir olayı okuyucularımızla paylaşabilir misiniz?

Bir defasında 5 yaralı arkadaşı almaya gitmiştik. Bir arkadaş 20 metre ilerde kalmıştı. Suikastçı vardı, ulaşamıyorduk. Onun şehit düştüğünü sanıyorduk. Onu almaya çalıştık ve aldık; şehit düşmediğini gördük. Yarası ağırdı. Çok ağırdı yarası. Küçük bir ihtimal de olsa ona sarılmak, sonuna kadar zorlamaktan vazgeçemezsin. Onu kurtaramadık, şehid düştü...

Yaralanma durumunda bazen durumu hafifletebilirsin. Çünkü ilk kez yaralanan savaşçılar bazen panik yaşayabiliyor. Sen o esnada ona güç ve moral verebilirsin.

Yaralıya müdahale ederken, savaş hattında kaldığınız zamanlar oluyor mu?

Oluyor. Çok fazla sıcak savaşın içine girmiyoruz ama yine de bazen suikast yapılıyor, çete elemanları saldırıyor ya da mayınlar oluyor. Aslında dikkat ettiğinde, kendi başına hareket etmediğinde ve arkadaşların disiplin kurallarına göre hareket davrandığında sorun çıkmıyor. Herkes birbirini tamamlıyor. İlk yardımı yapan arkadaş, şoför, doktor herkes kendi işini doğru ve eksiksiz yaptığında sorunlar daha da azalıyor. Bir yerde bir eksikliğin olması sorunu başlatıyor.

Kaç yıldır Rojava'dasınız, sağlık çalışmasına ne zamandan beri başladınz?

Dilan Cudi: 2015'te geldim. Hesekê, Hol, Şedadê ve Siluk hamlelerine katıldım. Siluk'te yaralandım. İyileştikten sonra Tebqa hamlesine katıldım ve şimdi de Reqa şehir hamlesinde yer alıyorum.

Eskiden çok fazla sağlık çalışması yapmıyordum. Fakat Hesekê ve Hol hamlelerinde arkadaşlarımın şehit düştüğüne tanık oldum. Kurtarılabilecek yaralanmalardan dolayı şehit düşmelerini istemiyorum. Devrim için buradayız. Ben de sağlık çalışmasına katıldım.

Bu çalışmada sizi en çok zorlayan nedir?

Beni en çok zorlayan, birlikte zaman geçirdiğim ve bir sürü şey paylaştığım arkadaşlarımın yaralanması veya şehit düşmesi. O zaman canım çok yanıyor, zaten bunun için sağlıkçı oldum, kurtarabileyim diye. Bazen yaralı olduğunda, suikast ve mayından dolayı gidip alamıyorsun. Bazen mayın sende de patlıyor. Senin de durumun bu sefer ağırlaşıyor. Yaralıyı kurtarman da gerekiyor.

Benim bir arkadaşım vardı. Çok güzel bir insandı; her yünüyle çok güzel biriydi. Biz birlikte bir buçuk yıl kaldık. Birlikte Şedadê'ye gittik. Suikast sonucu yaralandı. DAİŞ'liler vardı, arkadaşlar bize ulaşamıyorlardı. Ben onu omuzuma aldım ve ona sürekli -merak etme arkadaşlar gelecek- diyordum. Ancak arkadaşım şehid düştü. O esnadaki zorluğu, tarif etmekte zorlanıyorum.

Sen hem sağlıkçı ve hem de savaşçı olarak cephede yer alıyorsun. Hem savaşmak, hem de hayat kurtarmak nasıl bir duygu?

Cephede savaşmak ya da ilk yardım için sağlık hizmeti vermenin pek farkı yok. Çünkü mücadele ediyorsun. Ben onu öldürmezsem o beni ve benim arkadaşımı öldürecek; kadınları, çocukları katledecek. Bu toplumun ve bütün insanlığın başına musallat olmuş/edilmiş bir yapıyla uğraşıyorsun.

Çiyager ve Egîd adlı enternasyonal savaşçılar da sağlıkçılar arasında yerlerini alıyor.

Egîd, yaralıların önce güvenliğe alınmasını sağladıklarını daha sonra onların sahra hastanesine mümkün olduğu kadar hızlı naklettiklerini anlattı. Sürekli olarak yoğun tehdit altında çalıştıklarını gülerek anlatan Egîd, buna rağmen yaralıları kurtarmak için seferber olduklarını dile getirdi.

Reqa’nın Nazi Almanyasının Berlin’i gibi bir şey olduğunu ifade eden Egîd, Rakka alındığı zaman Suriye’de DAİŞ’in biteceğini anlattı.

Çiyager ise İsveçli bir enternasyonel savaşçı. İki aydır Rakka’da görev yapıyor. DAEŞ’e karşı çarpışmak için Suriye’de olduğunu anlatan Çiyager, Avrupa hükümetlerinin DAEŞ ile daha etkili mücadele edebilecek durumdayken bunu yapmadığını dile getirdi.

Çiyager, İsveç ordusunda sıhhiyede görev yaptığını bu nedenle Rakka’da da aynı alanda çalıştığını belirtti. Kendini yaralı insanlar için bir şey yaptığı için iyi hissettiğini ifade eden Çiyager, David adlı arkadaşını kaybettiği anı hiç unutmayacağını anlattı.