Şengal direnişi demokratik özerklikle taçlanacak
Tüm Êzidîlerin, özgürlüğe susamış kesimlerin, yıllardır baskı ve zulüm altında olanların bu demokratik özerklik projesine sahip çıkması ve yaşama geçirmesi temel görevi olmalıdır.
Tüm Êzidîlerin, özgürlüğe susamış kesimlerin, yıllardır baskı ve zulüm altında olanların bu demokratik özerklik projesine sahip çıkması ve yaşama geçirmesi temel görevi olmalıdır.
Êzidî halkının verdiği özgürlük mücadelesinde kazanılmış önemli bir mevzi olarak tanımlayabileceğimiz 23 maddeden oluşan Şengal Demokratik Özerklik Projesi geçtiğimiz günlerde Şengal Demokratik Meclisi tarafından kamuoyuna deklere edildi.
Şengal Demokratik Özerklik Projesi aylardır tartışılıyordu. Bu proje Êzidî halkı için kendi kendini yönetmek, kutsal toprakları olan Êzidxan’ı savunmak ve aynı zamanda irade olmaktır. 73. Fermandan sonra gelişen direnişle gelen Demokratik Özerklik Projesi Êzidî halkının tarihinde bir dönüm noktası olması itibariyle farklılık taşıyor.
Tarihsel ve toplumsal açıdan ilklerden birini ifade ediyor. Tarih boyunca çok zengin bir kültürel yapıya sahip olan Zerdüşt felsefesinin gerçek taşıyıcıları olan Êzidî halkının yaşanılan tüm zora, fiziki katliamlara karşı göstermiş oldukları direnişinin dile gelişidir bu. Êzidîler Kürt halkının protipidir. Bunun için Kürt halkının tarih boyunca yaşadığı zulmü ve acıyı anlamak için Êzidî halkının yaşadıklarına bakmak yeterlidir. Bu halkın yaşadıkları ezilenlerin tarihinin aynası gibidir.
Bu kadim halkın binlerce yıllık birikimleri, nesilden nesile geçen kültürel yaşam tarzı ve bugün halen kullandıkları dilden de anlaşıldığı gibi Kürtlüğün hakiki özünü taşıdıkları görülmektedir. Toprak, güneş ve suyun kutsallığından hiç kopmayan Êzidî halkı, Kürt varlığının halen korunuyor olmasında bire bir özne rolünü oynamıştır. Ancak binlerce yıldır yaşadıkları topraklar istila ve işgallere uğramış bunun sonuncunda kutsal kitapları dahil yazılı hiçbir kanıt bırakılmamıştır.
Var olan tüm kültürel dinamizmleri yakıp yıkılmış, talan edilmiş, onlarca fermandan geçirilmiş, kadın ve genç kızlara zorla el konulmuş, pazarlarda satılmış, taciz ve tecavüze maruz kalmışlardır. Hegemonik güçlerin desteğiyle insanlıktan nasibini almamış DAİŞ çeteleri tarafından 73. Fermanda da görüldüğü gibi böylesi köklerine bağlı kadim bir halkı ortadan kaldırmak istedi. Bundan dolayı da Êzidî kadın ve kızlarına el atılmakta, ganimet gibi pazarlarda satılmakta, taciz ve tecavüze uğramaktadırlar. Ama uygulanan tüm vahşi, insanlık dışı muamelelere karşı direnen Êzidî toplumu toprağını terk etmemekte ısrar etmiş ve etmeye de devam etmektedir. Bunun için Êzidî toplumu ilan ettiği özerklik projesinde ortaya koyduğu maddelerde anlaşılacağı gibi artık kendini savunacak pozisyona gelmiştir. Bu düşünceyle de özerklik projesini yaşama geçiriyor.
Özgürlük Hareketinin yoğun çabalarıyla Êzidî halkı kendisini örgütlemiş,bu çabalarla kültür aşınımının önüne geçilmek istenmiştir. Bunun için büyük bedeller verilmiş, verilmeye de devam ediliyor. Êzidîler, Kürt Özgürlük Hareketinin kırk yıllık mücadelesinin deneyimlerinden yararlanmalıdır. Kürdistan halkının başta Rojava Kürdistan’ında elde ettiği kazanımlar, Demokratik Özerklik Projesinin ilanının verdiği moral ve heyecanla; Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın elli yıllık emeğinin sonucu, canı pahasına savaşan binlerce özgürlük şehidi ve Kürt halkının duruşuyla elde edilen kazanımlar ile ulaşılan düzey anlamlı ve değerlidir.
Tarihi bir dönemin yaşandığı bugünlerde, bu özerklik projesinin ilanı Êzidîler ve özgür yaşama ulaşma çabası içinde olan tüm halklar için büyük bir öneme sahiptir. Verilmiş bunca bedeller sonucu her ne kadar gecikmiş bir proje olsa da Êzidxan’ı savunmak, iradelerini ortaya koymak; kaçırılan, pazarlarda satılan, taciz ve tecavüze uğrayan kadınların intikamını almak ve en önemlisi de bir ferman daha yaşamamak için büyük bir anlam taşımaktadır Şengal Demokratik Özerklik Projesi.
Êzidî halkının bu bilinç ve duyarlılıkla projelerine sahip çıkarak, öz örgütlülük temelinde, öz yönetimleriyle bundan sonra kendi kendilerini yönetmelidirler. Alınan kararların pratikleştirileceği ortak yaşam alanları örgütlendirilmeli, savunma sistemleri geliştirmeli ve mutlaka tüm Êzidîlere ulaşılması hedeflenmelidir.
Siyasal, toplumsal, kültürel, ekonomik, öz savunma vb. çalışmalarla, demokratik özerklik projesi aynı zamanda kadın çalışma alanı da oluyor. Bütün bu boyutlarda kadın kendisini örgütleyecek, örgütlülüğünü buna göre yapacaktır. Demokratik özerklik sistemi kadının kendisini ifade edebileceği gibi bir bütünen toplumun tabandaki örgütlenmesinden genel yönetiliş biçimine kadar, tüm yönetim mekanizmalarında hem eşit temelde katılımı gerçekleştirmek hem de bir kadın sistemi olarak da özgün örgütlülüğünü sağlamak ve korumak durumunda olacaktır.
Demokratik özerkliğin genel anlamdaki katılım düzeyi hiçbir biçimde özgün örgütlenmesini, özgün olarak kendi sistemini geliştirmesini etkilememelidir. Yaşamın her alanında genel örgütlülük içerisinde eşit tarzda katılım sağlayacağı gibi özgün tarzda da yerelden bir bütünen toplumun en üst örgütlülük organlarına kadar öz bilinciyle cins örgütlülüğünü, özgünlüğünü mutlaka geliştirmesi gerekmektedir.
Bu temelde demokratik özerklik projesi aynı zamanda kadının kendisini özgün, özerk, demokratik, eşit tarzda örgütlediği bir sistem olmaktadır. Bunun için başta Êzidî kadınları olmak üzere tüm Êzidîlerin, özgürlüğe susamış kesimlerin, yıllardır baskı ve zulüm altında olanların bu demokratik özerklik projesine sahip çıkması ve yaşama geçirmesi temel görevi olmalıdır.