Hükümetin çevreci ekonomi bakanı Robert Habeck, bu adımı "acı verici ama gerekli" olarak tanımladı. Kısa vadeli bir kriz yönetimi aracı olarak gerekli olduğunu savunan koalisyon hükümetindeki önde gelen Yeşiller'in desteğini aldı.
Çevre savunucuları ise çevreyi bu denli kirleten bir enerjinin kullanımına geri dönülmesinin çok ileri bir adım olduğunu ve Almanya'nın en temel iklim hedeflerini bile ıskalama tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu savunuyor.
Ukrayna krizinden önce Almanya, kömürü 2030 yılına kadar aşamalı olarak terk etmeyi planlıyordu. Ancak Almanya'nın büyük ölçüde bağımlı olduğu Rusya'dan gelen doğalgaz miktarı, Rusya'nın akışı azaltmasının ardından azalmaya başlayınca, rafa kaldırılan kömürlü termik santrallerin yeniden devreye sokulması için harekete geçildi.
Savaş başladığında ülkedeki gaz depolama tesisleri sadece üçte bir oranında doluydu. Cuma gününe kadar, tasarruf tedbirleri ve başka yerlerden tedarik sağlama çabaları sayesinde kademeli gaz tesisleri yaklaşık yüzde 63 kapasiteye kadar dolduruldu. Ancak uzmanlara göre 1 Kasım'a kadar ulaşılması gereken ve Almanya'nın kışı geçirmesini sağlayacak olan yüzde 90'lık hedefin hala oldukça uzağında.