Amed'in tutku pazarı: Kehribar
Aslı, fosilleşmiş bir ağaç reçinesi olan ve halk arasında 'şifalı taş' olarak inanılan bölge kehribar borsasının kalbi her hafta sonu Amed'de atıyor.
Aslı, fosilleşmiş bir ağaç reçinesi olan ve halk arasında 'şifalı taş' olarak inanılan bölge kehribar borsasının kalbi her hafta sonu Amed'de atıyor.
Amed'te kurulan kehribar borsasında renk renk, çeşit çeşit tesbih, yüzük ve kolye kehribarlara rastlamak mümkün. Fiyatları 200 liradan,7 bin dolara kadar çıkabiliyor. Hastalık derecede kehribar tutkunu olanlar, bölge illerinden her hafta Amed'de buluşuyor.
Her hafta sonu Cumartesi günleri Amed'de Ulucami'nin hemen bitişiğinde bir çay evinde, pek kimselerin bilmediği ve bazılarının büyük bir tutkuyla koleksiyonunu yaptığı kehribar borsası kuruluyor. Erzurum'dan, Mardin'den, Adana'dan, Malatya'dan, Ağrı'dan, Van'dan, Bitlis'ten gelen kehribar meraklıları kurulan tezgahlarda rengarenk kehribarları sergiliyor.
Ateş kehribar, sıkma kehribar, damla kehribar, sürmeli kehribar, hareli kehribar, fosilli kehribar.... böylece isimleri sıralanıyor kehribarların. En değerlileri damla kehribar ve içinde böcek fosili bulunan kehribarlar.
Her Cumartesi günü Diyar Çay Evi'nde kurulan küçük tezgahlarda sergilenen kehribar borsasının meraklıları ise yöre insanı veya bölge illerinden gelen alıcılar ve satıcılar. Adana'dan, Erzurum'dan buraya çantayla kehribar getirip satan da var, buradan beğendiği kehribarları satın alan da...
Amed'de bu borsanın yanı sıra, sadece kehribar tesbih veya kolye satan onlarca işyeri bulunurken, Ulucami önünde de kurulan tezgahlarda da bu kehribar pazarına rastlamak mümkün.
Kehribarlar da rengine, ismine ve çeşidine göre fiyatlandırılıyor. 200-300 liraya satılan çeşit çeşit kehribarlar da bulunurken, hakiki damla kehribarın fiyatı 2 bin dolardan başlıyor. Osmanlı sığması denilen kehribarın fiyatı ise 7 bin dolar...
ÇOCUKLARA MİRAS
Çay Evi'nde kurulan kehribar borsası için her hafta Cumartesi günleri Urfa'dan buraya geldiğini ifade eden Yılmaz Kılıç, aile olarak kehribar tutkunu olduklarını belirterek, "Urfa'da dükkanımız var. Her hafta buraya gelir yeni ürün varsa satın alırım. Bu bir hastalık. Ailece buna meraklıyız. Çeşit çeşit tesbih ve kolye kehribarlarımız var. En değerlilerini evimizde bulunduruyoruz ve satmıyoruz. Çocuklarımıza miras diye düşünebilirsiniz" şeklinde konuştu.
Kehribarın bir tutku olduğunu belirten Kılıç, aynı zamanda elde oğuşturulduğunda veya boyuna, bileğe takıldığında kan dolaşımını dengede tuttuğunu, Guatrs ve Sarılık hastalıklarına iyi geldiğini ileri sürdü.
FOSİLLİ KEHRİBAR AVRUPALILARIN GÖZDESİ
Adana'dan gelen Abdülkadir Bulut da, Cumartesi sabahı kurulan kehribar borsasında bulunmak için bir gece önceden Amed'e gelerek geceyi otelde geçirdiğini ve sabah erken saatte kurulan bu borsaya gelerek kehribar beğendiğini söyledi. Birçok yöreden kehribar meraklılarının burada toplandığı için nadide çeşitlere rastlamanın mümkün olduğunu ifade eden Bulut, "Zamanım olduğu müddetçe her hafta geliyorum. Burada beğendiğim kolye, tesbih, yüzük veya ham kehribar olduğunda fiyatı da uygunsa alıyorum. Sonra İstanbul'a gönderiyorum. Oradan da nadide parçaların, özellikle içinde böcek fosili olanlarının Avrupa'ya satışının yapıldığını biliyorum" dedi.
KEHRİBAR NEDİR?
Halk arasında değerli bir taş olarak bilinen kehribar aslında bir ağacın fosilleşmiş reçinesidir. Sıklıkla süs eşyası yapımında kullanılan kehribar, çok açık sarı tonlarından kızıl tonlarına kadar birçok renkte bulunan, yarı saydam formda olan ve kırılgan yapıdaki bir fosildir. Kehribara yapışmış fosil böcekler, diğer taşlarda görülmeyen özelliklerden biridir.
Şekilsiz, saydam veya yarı saydam olarak doğada bulunan kehribarlar, tezgahlarda şekillendirildikten sonra tesbih, kolye, bileklik, yüzük, küpe olarak kullanılabiliyor.
Birbirinden farklı doğal renkleriyle, günümüzde genel olarak süs eşyası yapımında kullanılan kehribar, tarihte şifa amacıyla da kullanılmış. İyileştirici gücü olduğuna inanılan kehribarın bedenle temas ettiği anda bedene sıcaklık yaydığı, bu nedenle takı eşyası olarak boyun çevresine takılarak özellikle soğuk havada bu ısıdan faydalanıldığına inanılır.