Çevre dostu rüzgar türbinleri denizleri kirletiyor
Küresel ısınma ile birlikte giderek daha fazla ilgi gören ve çevre dostu olarak bilinen rüzgar türbinlerinin de doğaya zarar verdiği ortaya çıktı.
Küresel ısınma ile birlikte giderek daha fazla ilgi gören ve çevre dostu olarak bilinen rüzgar türbinlerinin de doğaya zarar verdiği ortaya çıktı.
Almanya’nın Nordsee ve Ostsee adlı denizlerde faaliyete geçirdiği türbinlerin her biri yıllar içinde tonlarca zararlı metali denize bırakıyor.
Almanya’da sayıları 25 bin civarında olan rüzgar türbinleri ülkenin kömür ve nükleer enerji santrallerinden boşalacak enerji açığını kısmen de olsa kapatmayı amaçlıyor. Ancak, çevre dostu olarak bilinen rüzgar türbinlerinin özellikle denizlerde olmaları durumunda sulara yoğun bir kirlilik saçtığı bildiriliyor.
Nordsee ve Ostsee adlı denizlerde kurulan rüzgar türbinlerinin suda kalan kısımlarının pas tutmaması için kullanılan aliminyum boyalar yıllar içinde aşınarak suya karışıyor. Türbinlerin pas tutmaması için çinko ve diğer ağır metaller de kullanılıyor.
Ancak bu metallerin zamanla aşınmaları ile birlikte deniz sularında binlerce ton zararlı metal birikmiş olacak. Alman Su İşleri Dairesi’nin hesaplamalarına göre, normal bir rüzgar türbini için kullanılacağı 25 yıl boyunca 10 tona kadar aliminyum sürülüyor.
Sadece Almanya’nın kıyılarında binlerce türbinin bulunduğu göz önüne alındığında, denizlere akıtılacak metallerin miktarının on binlerce tonu bulacağı da hesaplanıyor. 2020 yılına kadar Almanya’da ek 6 bin 500 rüzgar türbininin kurulacağı dikkate alındığında, denizlere akacak ek metal miktarının ise 13 bin ton olacağı da kaydediliyor.
Denizlerdeki rüzgar türbinlerinin paslanmaması için denizcilikte kullanılan ve çeliğin elektrik yöntemiyle paslanmasını engelleme yöntemi de bulunuyor. Ancak bu yöntem hem uzun sürmesi hem de pahalı olduğu gerekçesiyle tercih edilmiyor.
Almanya, yenilenebilir enerji kaynaklarına verdiği önemle bilinirken, ülke genelinde 2013 yılı sonu itibariyle 24 bine yakın rüzgar türbini bulunuyordu. Federal hükümet, 2011’de Japonya’da yaşanan Fukuşima faciası sonrasında nükleer enerji santrallerini 2022 yılına kadar tümüyle devre dışı bırakma ve yenilenebilir enerjilere ağırlık verme kararı almıştı.