DBP'den HES'lere karşı mücadeleyi yükseltme çağrısı
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Genel Merkezi, Hidroelektrik Santralleri'ne (HES) ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Genel Merkezi, Hidroelektrik Santralleri'ne (HES) ilişkin yazılı açıklama yaptı.
DBP, HES'ler yoluyla Mezopotamya'da doğa katliamının yaşatıldığını vurgulayarak, "Bugün DAİŞ’in yaptığı kültürel yıkımın benzerini daha inceltilmiş, daha masumane gösterilmeye çalışılan yöntemlerle hükümet barajlar ve HES’ler aracılığıyla gerçekleştirmektedir" dedi. Açıklamada, HES'leri engellemek için mücadelenin büyütüleceği belirtilerek, halka da eylemselliklere katılım çağrısı yapıldı.
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Genel Merkezi, Hidroelektrik Santralleri'ne (HES) ilişkin yazılı açıklama yaptı.
'İNSANLIĞIN ÖZÜ YOK EDİLMEK İSTENİYOR'
Doğal yaşamın en köklü biçiminin Mezopotamya topraklarında yaşandığına, doğal yaşamın özünün bu topraklarda filizlendiğine dikkat çekilen açıklamada, "Yaşamı katletmek isteyen iktidar güçlerinin Mezopotamya coğrafyasını bu düzeyde tahrip etmeye çalışması da Mezopotamya’nın toplumsallığı en derinlemesine yaşayan alanlar olmasından kaynaklıdır. Yaşam bu topraklarda tüm doğal güzellikleriyle örülmüştür" denildi.
Tarih boyunca özgürlük çizgisi karşısında köleci zihniyeti savunan egemenlikçi çizginin kendisine yöntem olarak yok etmeyi benimsediğinin ifade edildiği açıklamada, bunu zaman zaman kültürel yok etme zaman zaman ise fiziksel ve coğrafi olarak yok etme biçiminde gerçekleştirdiği vurgulandı. Açıklamada, Mezopotamya'nın, insanlığın özünün yok edilmesi için her türlü yöntemin uygulandığı bir coğrafya haline getirildiğine değinilerek, şunlar kaydedildi:
'HÜKÜMET HES'LER İNŞA EDEREK YAŞAM ALANLARINI YOK ETTİ'
"Coğrafya olarak tüm mevsimlerin yaşanabildiği bir coğrafya olmasından kaynaklı Mezopotamya birçok canlı türünün bir arada yaşamasına olanak sağlamaktadır. Canlılık boyutuyla dünyadaki birçok coğrafyadan çok daha fazla canlının bir arada yaşamasına olanak sağlamaktadır. Bütün bu canlı çeşitliliği tüm dinamizmiyle tahakkümcü, egemen sınıfa karşı müthiş bir direniş içerisindedir. Bu direniş canlı doğanın yok olma ve kapitalist modernitenin para hırsıyla her şeyin kendisine peşkeş çekilmesini beklemesine karşı gerçekleştirilen bir direniştir. Zamanın kapitalist modernitenin lehine akışının tersine çevrilmesi için direnen kültür kendisini devam ettirmektedir.
Mevcut hükümet de şimdiye kadar doğa katliamlarında, kültür katliamlarında çeşitli boyutlarda yer almıştır. Bu katliamları birçok defa binalar, AVM’ler inşa etmek için gerçekleştirmiştir birçok defa da barajlar, HES’ler inşa ederek canlıların, yaşam alanlarını yok ederek gerçekleştirmiştir. Ülkemizde yaklaşık 40 yıldır yaşanan savaş süreci ve yürütülen savaş politikası ise doğanın katledilmesine yol açan en büyük etken olmuştur. Bir yanda coğrafyada savaş için kullanılan patlayıcılar, kimyasallar doğayı tahrip ederken diğer yandan savaş argümanı olarak kullanılmak için kurulan HES’ler doğaya çok ciddi tahribatlar vermiştir."
DAİŞ BENZETMESİ
Eril egemenlikçi sistemin tahribat yaratmak istedikleri yerlerdeki ilk yönelimlerinin kültür ve doğa üzerine olduğunun belirtildiği ve bugün DAİŞ’in girdiği ilk alanlarda kültürlere yönelmesinin, tahrip etmesinin nedeninin de bu tarihsel yıkımı sağlamayı hedefleme olduğunun ifade edildiği açıklamada, şu mesaj verildi:
"Bugün DAİŞ’in yaptığı kültürel yıkımın benzerini daha inceltilmiş, daha masumane gösterilmeye çalışılan yöntemlerle hükümet barajlar ve HES’ler aracılığıyla gerçekleştirmektedir. Bizler demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü paradigmayı benimseyen bir parti olarak şimdiye kadar olduğu gibi şimdiden sonra da canlı doğanın yok edilmesine, canlıların yaşam alanlarının yok edilmesine karşı mücadelemizi yükselterek devam ettireceğiz."
EYLEMSELLİĞE KATILIM ÇAĞRISI
DBP, önümüzdeki süreç açısından daha güçlü eylemselliklerle mücadelesini sürdüreceğini duyurarak, şu çağrıda bulundu: "Doğa katliamına 'dur' demek, HES’lerin yapılmasını engellemek için gerçekleştirilecek eylemselliklere tüm halkımızı, ekolojistleri, duyarlı çevreleri güçlü bir biçimde katılmaya çağırıyoruz."