Emektar Canda şimdi Reqa’da

Reqa cephesinde büyük zorluklarla kurulan, adeta yoktan var edilen ilk yardım noktasının görünmeyen emektarı Canda, her gün bölgede yüzlerce savaşçı ve sivile derman oluyor.

Rojava Devrimi süresince O’nun sesi duyulmadı, televizyonlar yabancı savaşçıların peşinden koştuğu kadar hiç onu görüntülemedi ama cephelerin hemşiresi Canda, büyük fedakarlıkla katıldığı Rojava Devrimi’nde kadının kudretli gücünü emekleriyle sessizce sürdürmeye devam ediyor.

Hemen hemen her gün onlarca yaralı savaşçıya ilk yardım müdahalesinde bulunuyor, grup grup kurtarılan sivillerin ilk kontrollerini yapıyor, müdahale gerekliyse hiç düşünmüyor bile, hemen gerekeni yapıyor. Cephenin doktoru Heval Akif ile birlikte bir kadının inancı ve gücünü dünyaya gösteriyor Canda, koca bir savaşın yaralarını sararak...

Rojava Devrimi süresince sayısız hamlede cephelerde yer aldı, kurşun yarasına da, ağır yanıklara da, vücutlara saplanan havanın hain parçalarına da derman oldu Canda, savaşçıların diş ve baş ağrılarına da...

Nişanlıyken Rojava Devrimi’ne gönül veriyor. İçi içine sığmıyor eğitimli hemşire Canda’nın, birşeyler yapmak istiyor ülkesi ve devrim için. Önce nişanlısıyla konuşuyor. Nişanlısı Canda’nın cephelerde görev almasını kabul etmiyor, onu kaybetmekten korkuyor, Janda’nın ölümünin onu da bitireceği düşüncesiyle.

Üzerinden bir yıl geçmesinin ardından nişanlısı da YPG saflarına katılıyor ve bir hamle esnasında mayına basarak şehit düşüyor. İşte bu olay Canda’nın yaşadığı en kötü ve asla unutamayacağı olay.

Canda onlarca hamlenin ardından halen Reqa cephesinde görev yapıyor; hem kan revan içindeki yaralılara derman oluyor hem de şehitlerin cenazelerini hiç gözünü kırpmadan büyük bir cesaretle gidecekleri yere hazırlıyor.

Tüm yaşananlara birebir tanıklık eden, savaşın yaralarını saran 26 yaşındaki Dêrikli Canda’yı yakından tanımak istedik.

Nerede okudun, hemşireliğe ilk nerde başladın?

Liseden sonra hemşirelik bölümünü kazandım. Şam’daydık. Bir yıl okuduktan sonra Rojava Devrimi başlayınca rejimin baskıları nedeniyle okuyamadım. Bunun üzerine Şam Muwesade Hastanesi’nde 6 ay çalıştım. Çatışmalar Şam’a sıçrayınca koşullar kötüleşti ve biz Dêrik’e döndük. 4 yıldan beridir de Dêrik Hastanesi’nde çalışıyorum.

Hangi hamlelerde yer aldın?

Qamişlo’da YPG ile rejim güçleri arasında yaşanan savaşta, Til Hemis’te hazır bulundum. Til Koçer ve Rimelan gibi yakınımızda olan hamlelerde de yer aldım. Fırat’ın Gazabı Hamlesi’nin başladığı 9 aydan beridir de buradayım. Bazen 5 günlüğüne eve gidip istirahat ettikten sonra geri dönüyorum.

Unutamadığın en kötü ve en güzel anılar hangileri?

Nişanlıydım. Hamle başladığında nişanlım hamleye katılmama izin vermedi. Onu terkettim ve katıldım. Bunun üzerine o da peşimden gelip katıldı. Çok bahsetmek istemiyorum.

Yoldaşlığı tanıdım. Kadın arkadaşların yanında çok kaldım. Burada yoldaşlık ruhunu tanıdım. Birbirimizi çok sevdik. En kötü şey, insanların birbirini sevdikten, birbirine bağlandıktan sonra şehit düşmesi. En güzel şey ise yoldaşlık yaşamı. Bazen eve gitmek bile istemiyordum.

Rojava Devrimi bir kadın devrimidir, sen de bu devrimin bir parçasısın. Duyguların nedir?

Rojava Devrimi’nin zafere ulaşmasını diliyorum. Reqa Hamlesi başarıyla sonuçlandıktan ve şehadetler son bulduktan sonra Bakur hamlesine katılacağım.

Devrime katılmana neden olan etken neydi?

Ben daha doğmadan önce ailem, babam Apocu’ydu. İki amcam ve bir halam şehit düşmüş. Şimdi bir kardeşim de Reqa hamlesine katıldı. Kanları yerde kalmasın diye, bu devrime ben de bir şey katayım diye hamlede yerimi aldım.

Reqa hamlesinde en çok zorlandığın şey neydi?

İlaçlar yetersiz. İlaçlarımız hiçbir şeye yetmiyor. Yol çok uzak ve kötü. Yaralılar Hesekê’ye ulaştırılıncaya kadar şehit düşüyor. Ama özellikle ilaçların azlığı çok zorlayıcı.

Diasporada yaşayan halkımız merak ediyor; bu çetin, kanlı savaş koşullarında nasıl çalışıyorlar, bu cesaret nerden geliyor diye…

Cesareti veren yoldaşlarımızdır, kardeşlerimiz, şehitlerimizden cesaret alıyoruz. Bu yaralıları görüyoruz, bunlar canlarını feda ediyorlar. Bu şeylere tanık olduğumuzda yaralıları kurtarma hissiyle donanıyoruz. Bu istem bizi cesaretli kılıyor.

Reqa hamlesine katılan bir kadın, bir hemşire olarak Reqa’nın özgürleştirilmesi senin için ne ifade ediyor?

Reqa’nın özgürleştirilmesi, Reqa kadınının özgürleştirilmesidir. Reqa’da kadın ve çocuklar köle durumundadır. Bunlara zulüm yapılıyor. Bütün işler, kadın ve çocukların emeğiyle yürütülüyor. Hiçbir hakları yoktur. Köledirler, evin içerisinde çamaşırlarını yıkıyor, yemeklerini pişiriyorlar. Reqa’daki kadın ve çocuklar çok mazlum.

Sen sivilleri de görüyorsun, onları tedavi ediyorsun; bu konuda en çok ilgini çeken, seni etkileyen nedir?

İki gün önce siviller geldi, yanlarına gittik ve onları tedavi ettik. Tedaviden sonra bir kadın gelip ellerimi tuttu, çocuklarından bahsetti. “Çeteler çocuklarımı katletti. Gözlerimin önünde çocuklarımın etleri eridi, sadece kemikleri kaldı” dedi. Bu olay canımı çok incitti, çok etkilendim. Bir annenin çocuklarının katledilişine tanık olması, gözlerinin önünde cenazelerinin çürümesi… Ve bunun karşısında teselli niyetine dahi hiçbir şey yapamıyor olmanız…

Şimdi bütün gözler Reqa’ya çevrili. Neler söylemek istersin? Özellikle de dünya kadınlarına mesajın nedir?

Destek versinler. Hem siviller için hem de savaşçılar için sağlık malzemeleri, ilaç lazım. Elbise, erzak ihtiyacı var, çünkü birçok göçmen kamplarda yaşıyor, ayakkabısız, çorapsız gezmek zorunda kalıyorlar kışın. Bu konuda yardım etselerdi, savaşçı ve siviller için ilaç gönderselerdi iyi olurdu.

Kaynak: Yeni Özgür Politika-EREN KANSOY