Sağlık Gözlem Enstitüsü (InVS) ile Ulusal Kanser Enstitüsü (INCa) tarafından yapılan geniş kapsamlı üçüncü araştırmada bazı istisnalar dışında kanserli hastaların yaşam süresinin uzamaya devam ettiği anlaşıldı. 1989 ve 2010 yılları arasında Fransa’daki 53 farklı türden 535 bin kanser vakası üzerinde yapılan araştırmaya göre, erken teşhis ve tedavi olanaklarının geliştirilmesi sayesinde hastaların hayatta kalma süreleri uzadı.
InVS ve INCa araştırmasına göre, kansere yakalanan kadınların yüzde 17’si, erkeklerin ise yüzde 31’i kanser teşhisi konulduktan 5 yılı aşkın bir süre daha yaşamayı başardılar.
Prostat, meme ve kolon kanserlerinde teşhişten 5 yıl sonra da hayatta olan hastaların oranı ciddi oranda arttı. 1989-1993 yılları arasında prostat kanseri teşhisi konulan hastalarda 5 yıl yaşayanların oranı yüzde 72 iken, 2005-2010 arası dönemde bu oran yüzde 94’e kadar çıktı. Araştırmada, yüzde 22’lik bu iyileşmenin özellikle erken teşhis ve tedavilerdeki ilerlemeler sayesinde mümkün olduğu belirtildi.
Meme kanserine yakalananlar arasında 1989-1993 yılları arasında teşhisten 5 yıl sonra da hayatta olan hastaların oranı yüzde 80 iken, bu oran 2005-2010 arasında yüzde 87’ye kadar yükseldi. Ancak meme kanseri halen Fransa’da kadınlar arasında en çok görülen kanser türü olmaya devam ediyor.
Kolon kanserine yakalananların yaşama süresi de artmaya devam ederken, 5 yıldan fazla yaşayanların oranı yüzde 54’den yüzde 63’e yükseldi.
AKCİĞER KANSERİ EN ÇABUK ÖLDÜREN KANSER TÜRÜ
Araştırmaya göre, akciğer kanseri teşhisi konulan bireylerin yaşama şansı kısmen artsa da halen oldukça düşük. Akciğer kanseri teşhisi konulduktan sonra 5 yıldan fazla hayatta kalabilenlerin oranı yüzde 13’ten yüzde 17’ye yükseldi.
Akciğer kanseri halen erkekler arasındaki birincil kanser türü olarak önde geliyor.
RAHİM KANSERİNDE YAŞAMA SÜRESİ KISALIYOR
InVS ve INCa’nın araştırmasına göre, rahim kanserine yakalanan kadınların hayatta kalma süresi ise azalıyor. Buna göre, teşhis konulduktan sonra 5 yıl hayatta kalmayı başaran hastaların oranı yüzde 68’ten yüzde 62’ye geriledi.
Rahim kanserinin özellikle yayılma sürecinde teşhis edilmesinin çok kolay olmamasının da bu artışta etkili olduğu tahmin ediliyor.