Mahkemenin dördüncü kamarasının aldığı kararda, belli bir gruba dahil kişilerin kan bağışı yapmasının yasaklanmasının sadece belli şartlarda mümkün olabileceğine dikkat çekildi.

Buna göre, eşcinsellerin kan bağışının genel olarak yasaklanabilmesi için eşcinsel bireylerin verdiği kandan hastalık bulaşabilmesine engel olunamadığı varsayımının kesin olarak kanıtlanması gerekiyor. Kararda, verilen kanların daha iyi bir şekilde test edilmesi ve eşcinsel bireye dair bilgilerin daha iyi incelenmesiyle herhangi bir bulaşma tehlikesinin önlenip önlenemeyeceğinin belirlenmesi gerektiğine vurgu yapıldı.

Eşcinsel bireylere kan bağışı yapılmasına ilişkin, Fransız Geoffrey Léger adlı kişinin yasağa karşı Strasbourg İdare Mahkemesi’ne başvurması ve mahkemenin konuyu Adalet Divanı’na taşımasıyla tüm Avrupa ülkelerini etkileyecek düzeye vardı. Mahkemenin kararıyla eşcinsel bireylere kan bağışı yasağı prensipte yanlış olarak değerlendirilmiyor, ancak bu şartlara bağlanıyor.

BİRÇOK GRUPTAN KİŞİLERE YASAK BULUNUYOR

Avrupa’nın birçok ülkesinde bu yasak hakim iken, İtalya, Polonya ve İsveç’te ise herhangi bir kısıtlama bulunmuyor. Almanya ve Fransa gibi ülkelerde ise henüz çok katı bir yasak bulunuyor.
Davanın Strasbourg İdare Mahkemesi’nde görüşülmesi sırasında savunmasını Fransız devlet yetkilileri, HIV virüsünün eşcinsellerde bulaşma riskinin karşıcinsel bireylere oranla 200 kat daha fazla olduğunu savunmuşlardı.  Fransa ile birlikte Almanya ve diğer birçok ülkede de eşcinseller, hayat kadınları, uyuşturucu kullanıcıları, tutuklular ve birden fazla kadınla birlikte olan erkeklere yönelik kan bağışı yasağı bulunuyor.

Geçtiğimiz haftalarda yeniden ülke gündemine giren kan bağışı tartışmalarına müdahil olan Sağlık Bakanı Marisol Touraine, eşcinsellere ömür boyu kan bağışı yasağını esnetme yanlısı olduğunu duyurmuştu. Sağlık Bakanı, kan bağışı sırasında doldurulan cevap formundaki soruların değiştirilerek, eşcinsel çiftlerin ayrımcılığa uğramasının engellenebileceğini söylemişti.

İRLANDA YASAĞI ESNETECEK

Adalet Divanı’nın kararının Avrupa ülkelerindeki yasaklara etkisinin ne olacağı merak edilirken, ilk adım İrlanda’dan geldi. Konuya ilişkin açıklama yapan Sağlık Bakanı Leo Varadkar, yasağın esnetilmesine ilişkin çalışmaların başlatıldığını söyledi. Ancak Varadkar, eşcinsellere kan bağışı yasağının ‘eşcinsellerin eşit haklara sahip olmasına’ engel olmadığını da savundu.

Büyük Britanya’da ise bu yasak daha önce gevşetilmiş ve eşcinsel bireylerin en az 12 ay eşcinsel ilişkiye girmemiş olması durumunda kan bağışı yapmasına müsade edilmişti.

AB’nin en büyük ülkesi Almanya’da ise geliştirilmiş metotlara rağmen bağış yapılan kanların hastalıklı olmadığına dair kesin bir yargıya sahip olmak mümkün değil. Bağış yapılan kanlar en az 16 gün sonra teste tabi tutularak, bağıştan hemen önce edinilen bir virüsün olup olmadığı tespit edilmeye çalışılıyor.