2015 yılından bu yana özellikle Latin Amerika ülkelerinde yayılan ve yeni doğan bebeklerde kafatasının anormal derecede küçük, beyinsel fonksiyonların ise eksik oluşmasına yol açan Zika virüsüne karşı araştırmalarda önemli bir gelişme sağlandığı duyuruldu.
Cell dergisinde yayınlanan araştırmayı yürüten bilim insanları, farelerde tespit ettikleri iki antikor türünün sadece zika virüsüne odaklandıklarını ve aynı aileden diğer virüs türlerine karşı etkili olmadıklarını ortaya koydu. Örneğin dengue virüsüne karşı bu antikorlar etkili değil.
Washington Üniversitesi’nden Daved Fremont, buldukları antikorların zikaya yol açan Afrika, Asya ve Amerika türü kökleri etkisiz hale getirdiğini, bunun da tüm dünyadaki zika virüsüne karşı korunulması için bir aşı geliştirilmesine imkan sağlayacağını söyledi.
KRONİK HASTALAR VE HAMİLE KADINLAR İÇİN KULLANILABİLİR
Farelerde buldukları iki antikorun Zika’ya karşı bağışıksal bir reaksiyonu tetikleyebileceğini kaydeden Fremont, artık virüsün tümüye aşı yapılması yerine sadece bir viral proteinin geliştirilmesiyle de aşı yapılabileceğini belirtti. Yaşayan bir virüsten elde edilen aşıların etkili olabildiğini kabul eden Fremont, ancak bu aşı türlerinin özellikle hamile kadınlarda veya kronik hastalığı olup bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerde kullanılamayacağının altını çizdi.
Fremont, farelerde buldukları antikorların ise yüksek sağlık riski olan bireyler veya hamile kadınlarda kullanılmak için yeni bir aşının geliştirilmesinde kullanılabileceğini söyledi.
Ancak bu antikorların farelerden alınmış olması nedeniyle insanlarda kullanılabilmeleri için de insan vücudundaki antikorlara benzetilmeleri ve bu amaçla değişime uğratılmaları gerekiyor.
ZAYIF ANTİKORLAR DENGUE VİRÜSÜNÜN YAYILMASINA YARDIMCI OLUYOR
Uzmanların araştırmasında ‘endişe verici’ olarak kabul edilen bir diğer bulguya da dikkat çektiler. Buna göre, zika virüsüne karşı düşük düzeyde koruma sağlayan antikorlar, zika ile aynı aileden olan dengue virüsünün vücuda yerleşmesine yardımcı oluyor.
Dengue virüsünün bir kez bulaştığı kişilere ikinci kez aynı virüsün bulaşması halinde diğer hastalara oranla çok daha ağır hastalandıkları tespit edildi. Bu da, ilk enfeksiyondan geriye kalan düşük antikor düzeyinin virüsün yayılmasına yardımcı olduğu şeklinde açıklanıyor.
Antikorlar, çok hücreli hayvansal organizmaların bağışıklık sistemleri tarafından; kendi organizmalarına ait olmayan organik yapılara karşı geliştirilen glikoprotein yapısında moleküllerdir. Bu moleküller organizmayı yabancı moleküllerin yol açması muhtemel zarar verici etkilere karşı erkenden uyararak koruyuculuk sağlarlar.