Nükleer enerji santrallerinde ABD’den sonra ikinci sırada gelen Fransa, aynı zamanda nükleer teknolojisini diğer dünya ülkelerine pazarlayan başlıca ülkelerden. Ancak her ne kadar atmosfere verdiği zarar düşük olduğu için tercih edilse de nükleer enerjinin arkasında bıraktığı atıkların yarattığı tehlike büyük boyutlarda.

3 YIL ÖNCESİNE ORANLA 80 BİN METREKÜP ARTTI

Fransa Ulusal Radyoaktif Atık İdaresi Ajansı (Andra) tarafından Nancy şehrinde düzenlenen bir toplantıda, ülke topraklarındaki nükleer atıkların bilançosu da yayınlandı. Buna göre, 2016 yılı itibariyle Fransa topraklarında toplam 1 milyon 540 bin metreküp nükleer atık bulunuyordu. 2013 yılındaki son rakamlarla kıyaslandığında nükleer atıkların miktarının 3 yılda 80 bin metreküp arttığı görülüyor.

YÜZDE 3’Ü TEHLİKELİ ATIKLAR

Bu nükleer çöplerin yüzde 90’ının ‘düşük aktivitedeki çöpler’ veya ‘kısa ömürlü düşük veya orta aktivitede’ olduğu savunulan açıklamada, bu nedenle söz konusu çöplerin tehlike düzeylerinin ‘oldukça düşük’ olduğu iddia edildi.

Her 3 yılda bir yayınlanan bu rakamlarda ayrıca nükleer çöplerin ne kadarının depolandığına da yer veriliyor. Buna göre, Fransa’daki nükleer atıkların yüzde 70’i belirlenen yeraltı depolarında stoklanıyor. Geri kalanı ise, ülkedeki nükleer santraller ile sitelerinde bulunuyor.

MEVCUT SANTRALLER KAPANDIĞINDA 3 KATI ATIK OLACAK

Ülkedeki orta ve yüksek düzeyde aktiviteye sahip olan çöplerin toplamdaki payı yüzde 3,1 iken, bu çöplerin Meuse vilayetindeki Bure komününde bulunan bir yeraltı deposunda stoklanması planlanıyor. Bu depolar yerin 500 metre altında inşa edilirken, halen deneme aşamasındalar.

Fransa’daki elektrik enerjisinin dörtte üçünün sağlandığı nükleerin geleceğine ilişkin ise farklı senaryolar var. Nükleerin tüm santrallerin 40 yıllık işletme sürelerinin dolması ardından tümüyle terk edilmesi ilk seçenek. Diğer seçenekler ise nükleer santrallerin kullanım sürelerinin 50-60 yıla kadar çıkarılması veya yeni teknolojilerle nükleerin karma olarak kullanımı.

Fransa’daki 59 nükleer reaktörün tümünün normal kullanım sürelerinin bitiminde ise ülkedeki tüm nükleer atıkların miktarının 4,5 milyon metreküpe ulaşacağı tahmin ediliyor.