Genel İş üyeleri taşeron kölelik düzenine karşı 1 Mayıs’ta Taksim’de
DİSK'e bağlı Genel-İş Anadolu Yakası 1 No'lu Şubesi üyeleri, Kadıköy Belediyesi önünde 1 Mayıs'a çağrı ve taşeron işçilere kadro talebiyle eylem yaptı.
DİSK'e bağlı Genel-İş Anadolu Yakası 1 No'lu Şubesi üyeleri, Kadıköy Belediyesi önünde 1 Mayıs'a çağrı ve taşeron işçilere kadro talebiyle eylem yaptı.
DİSK'e bağlı Genel-İş Anadolu Yakası 1 No'lu Şubesi üyeleri, Kadıköy Belediyesi önünde 1 Mayıs'a çağrı ve taşeron işçilere kadro talebiyle eylem yaptı. Başbakan Davutoğlu’nun müjde olarak açıkladığı “Özel Sözleşmeli Personel” düzenlemesinin, taşerona kadro şeklinde sunulmasının bir aldatmaca olduğunu vurgulayan Genel-İş Anadolu Yakası 1 No’lu Şube Başkanı Mehmet Sait Tanyeri, tüm işçileri emek sömürüsüne, yoksulluğa, savaşa ve faşizme karşı 1 Mayıs’ta Taksim’e çağırdı.
Kadıköy Belediyesi önünde bir araya gelen Genel-İş Anadolu Yakası 1 No’lu Şube üyeleri, taşeron kölelik düzenine karşı 1 Mayıs’ta tüm işçi ve emekçileri Taksim’e çağırdı. “Sözleşmeli kadro istiyoruz! Verdiğiniz sözünüzü tuttun” pankartını ve “İşçi sağlığı ve işçi güvenliği gaspına hayır!”, “Sözleşmeli kadro istiyoruz” dövizlerini taşıyan işçiler, tüm taşeron işçilerine grevli toplu sözleşme, sendika hakkı ve kadro istediler. Hep bir ağızdan, “1 Mayıs’ta 1 Mayıs alanındayız”, “Kahrolsun ücretli kölelik düzeni”, “Emeğe uzanan eller kırılsın” sloganlarının atıldığı eylemde işçiler adına açıklamayı Genel-İş Anadolu Yakası 1 No’lu Şebe Başkanı Mehmet Sait Tanyeri okudu.
‘DÜZENLEME BİR ALDATMACADAN İBARET’
Ülke tarihinin emeğe dönük en ağır saldırılarını yaşadıklarına işaret ederek sözlerine başlayan Tanyeri, başbakanın müjde diye açıkladığı düzenlemenin işçileri iyice güvencesiz ve tedirgin çalışma koşullarına ittiğini vurguladı. Seçimlerden önce “taşeron kadro” sözü verenlerin, sözlerinde durmadıklarını, işçilerin mahkemelerde ve filli mücadelelerde kazandıkları hakların tanınmadığını belirten Tanyeri Yapılacak “Özel sözleşmeli personel” düzenlemenin taşerona kadro şeklinde sunulmasının bir aldatmacadan ibaret olduğuna işaret etti.
Tanyeri, düzenleme geçtiği takdirde işçileri bekleyen hak gasplarını 9 madde şeklinde şöyle açıkladı: “Kamuda çalışan işçilerin beklediği şekilde bir kadro verilmeyecek. İşçiler, ne memur statüsüne alınacak ne de kadrolu işçi olarak çalışacak. ‘Özel sözleşmeli personel’ olarak ifade edilen ne olduğu belli olmayan bir statü yaratılıp işçiler daha da sömürülecek. Yapılacak sözleşmenin 3 yıllık olacağı ifade edilse de bu süre sonucunda bu sözleşmenin yenilenip, yenilenmeyeceği belirsiz. Asıl iş-yardımcı, iş ayrımı yapılmadan bütün taşeron işçiler, kamuda kaç yıl çalışmış olursa olsunlar, özel sözleşmeli personel olmak için sınava tabi tutulacak.
Sınavın kazanılmaması halinde yıllarca çalışmış olsalar bile mevcut işlerini kaybedecek, haklarını yitirecekler. Düzenlemenin 12 ay ve tam zamanlı işçileri kapsadığı belirtilmektedir, ancak bu kamu idarelerinin çok defa yaptığı kısa süreli ihalelerde çalıştığı işçilerin kapsam dışında tutulması demektir. Kapsam dışı kalacak tüm işçilerin meclis gündemindeki özel istihdam büroları düzenlenmesi çerçevesinde geçici iş ilişki ile çalışmaya mahkum edilecek. Taşeron işçiler bu özel sözleşmeli personel olmak için geçmişe dönük taleplerinden, varsa davalarından vazgeçmek zorunda kalacak. Geriye yönelik kıdem tazminatı haklarının ne olacağı belirsiz. Bu işçiler, toplu pazarlık ve grev haklarının olmadığı bir statüye sokulmak istenmektedir. Taşeron işçileri bugünkü durumlarını arar duruma gelecek. Bu düzenleme ile kıdem tazminatı alamayacakları bir statüde çalıştırılacaklar. Hükümet bu işçileri, işçi kadrosuna almayarak yılda 52 günlük ikramiye hakkından da tasarruf etmeyi hedeflemiştir. Belediye ve il özel idarelerinde çalıştırılan taşeron işçilerin ise bu idarelerin kurulacak şirketlerde çalıştırılacağı ifade edilmesinin anlamı belediye ve il özel idarelerinde taşeron şirketlerde çalışan işçilerin kadro beklentisinin boşa çıkarılmasıdır. Bu işçilerin kaderi söz konusu yerel yönetimlerine bırakılacaktır. Bu yönetimler isterlerse işçileri kendi şirketlerinde çalıştıracaklar, isterlerse taşeron şirket düzenini sürdürecek.”
“Türkiye büyüyor”, “ekonomi gelişiyor” masallarının büyüsünün, açlık-yoksulluk sınırının altında ücretlerle, güvencesiz, sendikasız, ölesiye çalıştırılan emekçilerin gerçeğiyle bozulduğunu altını çizen Tanyeri, tüm işçi ve emekçileri emek, barış, demokrasi için; sömürüye, yoksulluğa ve faşizme karşı, 1 Mayıs’a çağırdı.