‘Güney Kürdistan’da inşaat sektöründeki işçiler örgütlenmeli’
Güney Kürdistan inşaat işçileri derneği sözcüsü Şabaz Mahmut, emekçilerin isteyerek değil, örgütlü mücadele ederek haklarını elde edebileceğini söyledi.
Güney Kürdistan inşaat işçileri derneği sözcüsü Şabaz Mahmut, emekçilerin isteyerek değil, örgütlü mücadele ederek haklarını elde edebileceğini söyledi.
Güney Kürdistan’daki inşaat işçilerinin sorunlarını konuştuğumuz Mahmut, “suni bir kriz yaratılarak işçinin emeği, hakkı sermayedarların kasalarına dolduruluyor. İşçiler ise sigortasız, güvencesiz ve sağlıksız koşullarda çalıştırılıyor. 4 yılda sadece tespit ettiğimiz 257 ölümle sonuçlanan inşaat kazası yaşandı. Biz ancak örgütlü mücadelemizle bunun önüne geçebiliriz” diye konuştu
Ajansımıza konuşan güney Kürdistan inşaat işçileri derneği sözcüsü Şabaz Mahmut, iş ve işçi sorunlarına, güney Kürdistan’da yaşanan ekonomik krize ve örgütlü emek mücadelesine ilişkin sorularımızı yanıtladı.
Derneğiniz ne zaman ve hangi ihtiyaç üzerinden gündeme geldi?
İnşaat işçileri derneği 17 şubat 2011 tarihinde halkın bölgede yaşanan kriz ve yolsuzluklara karşı sokağa çıkmasından sonra gündeme geldi.
O zaman bir grup işçi bir araya gelerek inşaat işçilerinin örgütlü bir oluşuma gitmesi gerektiğini tartıştık. İnşaat işçileri derneğini o dönem kurduk. 17 Şubat eylemlerinde herkes vardı, taleplerini dile getiriyorlardı. Oysa hepsi işçi olmasına rağmen örgütlü bir yapıları yoktu. İşçiler olarak taleplerini dile getiremiyorlardı. Ne karşı olduklarını, neyi protesto ettiklerini biliyorlardı, ancak işçiler, emekçiler olarak taleplerini tam olarak ifade edemiyorlardı.
17 Şubat eylemlerinde Süleymaniye ilçelerinde 11 kişi yaşamını yitirdi. Eylem yapanlar işçilerdi, ezilenler, öldürülenler işçilerdi. Ama bunu sadece demokratik ve yolsuzluğun olmadığı, emeklerinin karşılığını alabilecekleri bir yaşam için eylem yapıyorlardı. En insani taleplerini ortaya koyarlarken 11 şehit ve onlarca yaralı vermişlerdi. Sonuçta kazanılan bir hak da olmadı.
Derneğiniz tüm bölgede örgütlü mü?
Evet biz güney Kürdistan’ın her yerinde inşaat işçilerinin örgütlenme çalışmalarını yürütüyoruz. Bunu halen tam olarak yapabildiğimizi söyleyemem.
Neden?
Bu yönlü engellerle karşılaşıyoruz. Örgütlenmemize izin vermiyorlar. Bölge yönetimini elinde bulunduranlar işçilerin örgütlenmesini istemiyorlar. Örgütlü bir yapıdan korkuyorlar. Emeğine, hakkına sahip çıkan bir işçi sınıfından korkuyorlar? Çünkü örgütlü bir işçi sınıfı olursa bu onların istedikleri gibi yolsuzluk yapmalarına engel teşkil edecek.
İnşaat sektörünün güney Kürdistan ekonomisindeki yeri nerede duruyor?
İnşaat sektörü güney Kürdistan ekonomisinde petrolden sonra en önemli sektör ve gelir kaynağı. Milyar dolarlarla ifade edilen sermayeye sahip şirketlerin çoğu inşaat sektörü üzerinden gelişti. Bunu çok ucuz iş gücü sağlayarak yapıyorlar.
Nasıl?
Şimdi güney Kürdistan’da şehir yapılanmasının hızla geliştiği bir yer. Dolayısıyla inşaat sektörü bu gelişimde oldukça önemli bir yer tutuyor. Bunun için kuzey Kürdistan’dan, Türkiye’den, Arap ülkelerinden büyük bir iş göçü alıyor. Böyle olunca ucuz iş gücü ortaya çıkıyor.
İnşaat sektöründe işçi güvenliği alınabiliyor mu, örneğin sigorta uygulaması yapılıyor mu?
Hayır işçi güvenliğine dair neredeyse hiçbir tedbir yok. Bu yönlü büyük sorunlar. Çoğu zaman bu tür sorunlarla uğraşıyoruz. Yine bu işçilerin en büyük problemi kalabilecekleri sağlıklı yer sorunudur. Yine yurt dışında gelen işçiler ayrıca da sorunlar yaşıyorlar.
Tabi inşaatlarda güvenlik tedbirleri alınmıyor. İşçinin yaşam güvenliği için yeteri düzeyde bir önlem geliştiren, kazaların önüne geçen bir uygulama genel manada çok fazla yok.
Güney Kürdistan’da bir ekonomik kriz yaşanıyor. Bunun inşaat sektörüne, işçilere etkisi ne düzeyde?
Ekonomik krizin en fazla vurduğu kesim inşaat sektöründe çalışan işçiler oldu. Zaten ucuz iş gücüyle çalışıyordu. Dediğim gibi inşaat sektörü güney Kürdistan’da ikinci büyük iş ve gelir sektörü. Ekonomik kriz ortaya çıkınca dolayısıyla inşaat sektörü bundan etkilendi. Sadece bizim elimizde olan ve şirketlerde çalışan inşaat işçisi sayısı 100.000’dir. Bunun dışında on binlerce işçi şirket düzeyinde olmayan küçük inşaatlarda çalışıyor. İşte bunlar ekonomik krizden büyük etkilendi. Şirketler işleri durdurdu. İnsanlar işsiz kaldı. Yine çalışıp da içerde yüklü paraları olanlar var ve alamıyorlar. Bunlar hepsi sorun işte. Şirket paralarımız bankalarda ancak banka ödeme yapıyor deyip, işçinin parasını da vermiyor ya da veremiyor.
Para yok mu gerçekten. Krizin sebebi bu mu?
Hayır bence değil. Aslında paralar birilerinin kasalarına akıyor. Yetkiyi, devlet erkini elinde bulunduranların ceplerine, kasalarına gittiği için bu ekonomik kriz yaşanıyor. Para partilerin kasasında. Halk için kullanmak istemiyorlar. Halkın, emekçinin sırtından sermayelerine sermaye katıyorlar. Sonra suni ekonomik krizler yaratıp halkı da buna inandırmaya çalışıyorlar. Dolayısıyla özünde bir olmayan bir kriz de böylece yaratılmış oluyor.
Bölgede yeterince sendikalar var mı? Bu gerçeği ortaya çıkaracak, işçin hakkını savunacak emek örgütleri neden oluşmuyor?
Aslında sendikalar var. Ama sarı sendika dediğimiz emeğin karşısında, sermayenin yanında yer alan sendikalardır. Bununla işçi örgütlenemiyor, hakkını arayamıyor. Çünkü bu sendikalar sonuçta gücü elinde bulunduranların yanında işçiye karşı duruyorlar, partilere bağlı olan sendikalardır. Mevcut sistem bağımsız sendikaların oluşmasında olanak vermiyor. Çeşitli engellemeler yaratılıyor. Örgütlü bir emek gücünden korkuluyor. Dolayısıyla emeği, hakkı gasp edilen emekçi de hakkını arayamıyor. Yasalar işçiye hak tanımıyor. Oysa her ülkede işçinin hakkı yasalarla güvence alınır. Demokratik bir sistemde olması gereken de bu. Biz yeni anayasa da bunları talep edeceğiz.
Derneğinizin kurulduğu yıldan bu yana iş kazalarına dönük bir araştırmanız oldu mu? Ortada ne tür istatistikler var?
Evet bu yönlü bir araştırmamız oldu. 2012 yılında inşaat sektöründe ölümle sonuçlanan iş kazası 59, 2013 yılında 129, 2014 yılında 54, 2015 yılında ise 15. 2012 yılından bu yana sadece şirketlerde bizde resmi kayıtlı bulunan işçiler arasında yaşanan toplu ölüm kazaları 257. Bunun dışında bize kayıtlı olmayan işçiler var. şirket sayılmayan inşaatlarda çalışan on binlerce işçi var ve buralarda da iş kazaları sürekli yaşanıyor.
İnşaat sektöründe sigorta uygulaması var mı?
Hayır hiçbir şirkette sigorta uygulaması yok. İşçinin hakkını arayabileceği her hangi bir mercii yok. Biz bu tür durumlarda dernek olarak devreye girmeye çalışıyoruz. Ailelerin haklarını aramaya çalışıyoruz ancak bu da çok yetersiz kalıyor.
1 Mayıs işçi bayramı Güney Kürdistan’da kutlanıyor mu?
Aslında çok cılız geçiyor. Çünkü örgütlü bir yapı yok. Ancak yine de tüm emekçilere çağrım sokaklara çıkmaları, bayramlarını kutlamaları ve haklarını aramalarıdır. Biz ancak bu şekilde bizi ezen, emeğimizi sömüren bu sisteme karşı güçlü durabiliriz. Güney kürdistanda da işçiler artık örgütlenmeli. Hak talep ediyorum, demekle alınmaz. Biz ne kadar güçlü örgütlenir, mücadele yürütürsek ancak o düzeyde hakkımızı elde edebiliriz. 1 mayıs vesilesiyle çağrımı yineliyorum ve tüm emekçilerin bayramını kutluyorum.