Gürcistan’dan gerilla saflarına
Gürcistan’dan gerilla saflarına katılan Rüstem Ezdi kod adlı Rüstem Gsoian; “halkımızın özgürlüğü için artık mücadeleyi büyütmeliyiz” dedi.
Gürcistan’dan gerilla saflarına katılan Rüstem Ezdi kod adlı Rüstem Gsoian; “halkımızın özgürlüğü için artık mücadeleyi büyütmeliyiz” dedi.
PKK’ye Gürcistan dan katılan ve aslen Ezdi Kürtlerinden olan gerilla Rüstem Ezdi kod adlı Rüstem Gsoian 1986 yılında Tiflis’te dünyaya gelmiş. Evli ve bir kız çocuğu babası olan gerilla Rüstem, Moskova ve Ukrayna’da da kalmış. Gittiği her yerde Kürt halkı üzerindeki baskılara şahit olmuş. Ortadoğu’da ve dünyada Kürt halkı üzerindeki baskıları kabullenememiş. En son 2014 yılında DAİŞ çetelerinin Şengal ve Kobani saldırılarının ardından ailesini ve işini geride bırakarak gerilla saflarında yerini almış.
SÖMÜRÜYE KARŞI DİRENİŞİ BÜYÜTELİM
Kürtlerin her yerde sömürge altında olduğuna, dillerini rahat konuşamadıklarını ve kültürlerini de rahat yaşayamadıklarına dikkat çeken gerilla Rüstem; “Bu ne zamana kadar devam edecek. Ne zamana kadar halkımızın kanı akacak. Hangi ülkeye giderseniz halkımız orada vardır, faşistlerden görmediği zülüm kalmadı. Faşist TC’nin de elinden çekmediği kalmadı. Kimse demesin Avrupa Amerika iyidir, biz oralara gidelim, orada iyi yaşam var. Hayır, her yerde Kürt halkı baskı altındadır. Sana ne rahat bir yaşama hakkı nede başka bir şey vermiyor. Yine okullarda da aynı şey var. Sana kendi dilinde konuşma hakkı bile tanımazlar. Kürt olduğunu bilseler önünü hemen kapatıyorlar. Gelişmeni istemiyorlar” dedi.
PKK ile Kürtlerin kaderinin değiştiğine dikkat çeken gerilla Rüstem gerilla saflarında da bu değişimi en çarpıcı bir şekilde gördüğünü ifade ediyor. Dışarıdan bakanlar için gerillanın sadece elinde bir silahlı güç olarak görüldüğünü ama içine girince her şeyin silahtan ibaret olmadığını şu sözlerle ifade etti: “İlk dağa geldiğimde arkadaşlar eğitim görmem gerektiğini belirttiler. Fakat ben buna karşı çıktım. Hemen silah verin ben savaşa gideyim, dedim. Halkımız baskı altıda, halkımızın kanı akıyor ve hemen savaşmalıyım, dedim. Ama arkadaşlar önce kendimizi ve düşmanımızı iyi tanımamız gerektiğini, ondan sonra savaş alanlarına gidilmesi gerektiğini söyledi. Ve eğitime gittim. Eğitimde her şeyi daha iyi anladım. Neden silah kullanıyoruz, neden savaşıyoruz, halkımızı nasıl savunursun, nasıl savaşı daha ileri bir boyuta taşırsın, toprağını ve Kürdistanı nasıl özgürleştirirsin sorularına eğitimlerde cevap buldum. Ve PKK’nin başarısının nedenlerini de anladım.”
YOLDAŞLIK BAŞKA BİR ŞEY
Kürdistan dağlarındaki yaşamın ve gerilla içindeki yoldaşlıktan çok etkilendiğini ifade eden Rüstem: “İlk geldiğimde bir yabancılık çeksem de kısa sürede alıştım. Gerillada her şey yoldaşlık üzerine kurulmuş. İnsan burada birbirini daha iyi anlıyor. Hiçbir yerde görmediğini saygıyı burada görüyorsun. Sistemde yaşamın, arkadaşlıkların hepsi çıkar üzerinedir. Fakat burada öyle bir durum yok, komünal bir yaşam içindeyiz. Askeri yaşamı düzen disiplini, gerillanın hareket tarzını burada öğrendim. Büyüklerimizin bir sözü vardır. Ne kadar yaşarsan o kadar öğrenirsin, ben de ne kadar yaşarsam o kadar öğreneceğim şeyler var, diyorum. Her şey o kadar güzel ki zamanın nasıl geçtiğini dahi anlamıyorsun” dedi.
Son olarak Kürt halkına seslenen Rüstem Ezdi konuşmasını bu sözlerle bitirdi: “Halkımıza sesleniyorum. Ezdi, Müslüman, Hıristiyan olsun hiç fark etmez hepimiz Kürdüz. Artık ayağa kalkmalıyız, birlikteliğimizi korumalıyız. Hiç kimse sadece kendisini düşünmesin, sadece kendimizi düşünürsek kanlar dökülmeye devam edecek. Çocuklarımızın kanı dökülmeye devam edecek, hiçbir suçu olmadan çocuklarımız katledildi. Bu ne zamana kadar sürecek artık ayağa kalma zamanı gelmiştir.”