'Hasankeyf' politikası AKP'ye kaybettirdi!
Mezopotamya’da uygarlığa beşiklik etmiş 12 bin yıllık tarihi kent Hasankeyf’i sular altında bırakmayı hedefleyen AKP hükümetine yönelik doğa ve çevre örgütlerinin tepkileri devam ediyor.
Mezopotamya’da uygarlığa beşiklik etmiş 12 bin yıllık tarihi kent Hasankeyf’i sular altında bırakmayı hedefleyen AKP hükümetine yönelik doğa ve çevre örgütlerinin tepkileri devam ediyor.
Mezopotamya’da uygarlığa beşiklik etmiş 12 bin yıllık tarihi kent Hasankeyf’i sular altında bırakmayı hedefleyen AKP hükümetine yönelik doğa ve çevre örgütlerinin tepkileri devam ediyor. 7 Haziran seçimlerinde doğaya yönelik saldırı politikasından vazgeçmeyen AKP’nin seçimlerde kaybettiğini belirten Hasankeyf Gönüllüleri Derneği Başkanı Recep Kavuş, "İnsanlar doğanın tahribatına, çevre felaketlerine 'dur' dedi, yanlış politikalara bir yerde 'dur' dedi. Kürdistan’da da kendini gösterdi. İşte HES’ler, güvenlik yolları, kalekollar, barajlarla tahrip edilen doğamızda insanlar buna 'dur' dedi" diye konuştu.
'ŞEHRİ BOŞALTIN' GENELGESİNE İTİRAZ
UNESCO Dünya Mirasının 10 kriterinden 9’unu taşıyan 12 bin yıllık tarihi kent Hasankeyf’i sular altında bırakmak isteyen AKP hükümetine bir çağrı daha yapıldı. Ilısu Barajı'nı en kısa sürede bitireceklerini seçim meydanlarında dile getiren AKP halkın büyük tepkisi ile karşı karşıya kalmıştı. Yüzlerce höyük, köy ve 10 binlerce tarım arazilerinin yanı sıra yaban hayatı ve bitki örtüsünü yok edecek olan 'güvenlik barajı' Ilısu Barajı'nın hukuki zeminini oluşturmak için ilçe sakinlerine ‘şehri boşaltın’ genelgesine itiraz edildi. Mahkeme yolu ile Bakanlar Kuruluna itirazda bulunan Hasankeyfliler, baraj projelerinde ısrar edenlerin 7 Haziran seçiminin akametine uğrayacaklarının altını çizdi.
'AKP’NİN DOĞA KATLİAMI POLİTİKASINA CEVAP VERİLDİ'
Hasankeyf Gönüllüleri Derneği Başkanı Recep Kavuş, AKP hükümetinin doğa katliamındaki ısrarından dolayı büyük kan kaybettiğini dile getirerek, “Özelikle genel seçimlerde ortaya çıkan sonuç, AKP hükümetinin çevre ile ilgili, doğa ile ilgili yarattığı tahribatların bir sonucu idi. Seçim sonuçlarını biraz da ona bağlıyoruz. İnsanlar doğanın tahribatına, çevre felaketlerine 'dur' dedi, yanlış politikalara bir yerde 'dur' dedi. Kürdistan’da da kendini gösterdi. İşte HES’ler, güvenlik yolları, kalekollar, barajlarla tahrip edilen doğamızda insanlar buna 'dur' dedi. Seçimden sonra doğrusu biz çevreciler biraz umutlandı. Hasankeyf’in sular altında kalmaması yönünde bir umudumuz doğdu. Oluşacak bir hükümete biz çevre gönüllüleri olarak ilk işimiz bir an önce bu projenin durdurulmasıdır. Bu yanlış projenin uygulanmamasıdır. Şu anda Meclis'te çevre, doğa kaygısı olan çok değerli milletvekilleri var. Biz bu milletvekilleri üzerinden taleplerimizi ileteceğiz. Doğamız, kültürel mirasımız enerjiye feda edilmemeli" şeklinde konuştu.
'ANCAK YÜZ YILDA RESTORESİ YAPILABİLİR'
Hasankeyf’i boşaltma politikalarının gelecekte bedelinin ağır olacağına işaret eden Kavuş, şunları ifade etti:
“Devletin Hasankef taşıması hikayesi vardı. O da tutmadı. Devletin Hasankeyf’i sular altında bırakmanın tek bir amacı vardı; Ilısu Barajı'nın hukuki zemini oluşturmak, yapılan çalışmalar hep bu yönde olmuş. Bugüne kadar hesapsız derecede paralar harcandı. Kazı adı altında restorasyon adı altında ve taşınma hikayesi adı altında büyük paralar harcandı. Oysa Hasankeyf’in restorasyonu yüz yıl dahi devam edecek. Ve Hasankeyf kazıları da bitmez ve taşınması da mümkün değildir. Devlet Ilısu Barajı'nı hayata geçirmek için 5 bin nüfuslu ilçeyi göçe maruz bırakarak bin 500 insanın yaşamasına sebep oldu. Şu anda da bu politikalar devam ediyor. Hasankeyf halkı, artık devletin onlara sunduğu teklifleri kabul etmiyor ve Hasankeyf'in başka bir yere taşınmasına kendileri de inanmıyor."
'SULAR ALTINDA BIRAKACAK HUKUKİ ZEMİN YOK'
Hasankeyf’in bir ayda boşaltılması için gönderilen genelgeye itiraz ettiklerini söyleyen Hasankeyfli Çevreci Rıdvan Ayhan, devletin Ilısu Barajı ile artık Hasankeyflileri yerinden edebilecek hukuki zemininin kalmadığını belirtti. Ayhan, şöyle konuştu: "Bir Hasankeyfli olarak ‘Hasankeyf’i boşaltın’ genelgesine itirazlarımız oldu. Şu an biz halk olarak yerimizden çıkmamaya yönelik itiraz başvurusunda bulunduk. Bize gönderilen genelge doğrultusunda mahkeme yoluyla Bakanlar Kuruluna başvurduk. Bizim temel amacımız evlerin verilmesi değil, bizim amacımız tarihimizin sular altında kalmamasıdır. Ilısu Barajı'nın bir an önce iptali için başvurduk. Hukuk mücadelemizi sonuna kadar kullanacağız. Son dönemde verilen mücadele çok kıymetlidir. Artık Hasankeyfliler kendilerine bırakılan 10 bin yıllık mirasa sahip çıkacaktır."