Hazar Merd mağaraları
Süleymaniye kent merkezinin sadece 13 km güneybatısına düşen Hazar Merd mağalarının geçmişi onbinlerce yıl öncesine dayanıyor. Tarih ve insanlık için önemli değeri olan bu mekan maalesef yeterli değeri görmüyor.
Süleymaniye kent merkezinin sadece 13 km güneybatısına düşen Hazar Merd mağalarının geçmişi onbinlerce yıl öncesine dayanıyor. Tarih ve insanlık için önemli değeri olan bu mekan maalesef yeterli değeri görmüyor.
Süleymaniye şehirinin ilk temelleri, 1784 yılına dayanıyor. 234 yıl önce, insanlar burayı bir yerleşim yeri olarak belirlemiş ve özellikle son yirmi yılda devasa bir şehre dönüştürmüş. Süleymaniye kent merkezinin sadece 13 km güneybatısına düşen Hazar Merd mağaları ise onbinlerce yıl öncesine dayanıyor.
1928 yılında İngiltere’den Paleantrepoloji Profesörü Dorothy Garrod bölgeye gelmiş ve yaptığı kazılar sonucunda Hazar Merd mağaralarının ortaya çıkmasını sağlamış. Ortadoğu’da yaptığı kazılar ile tanınan Garrod’un yaptığı ilk kazılarından biri burası. Hazar Merd ise Güney Kürdistan’daki Şanidar mağaralarının yanısıra ortaya çıkan en eski tarihi yerlerden. ‘Bin Erkek’ anlamına gelen ‘Hazar Merd’ mağaralarında yapılan kazılarda ortaya çıkan bulgular Orta Paleolotik çağ (300.000-50.000 yıl önce) dönemindeki Neandertal aletlerine işaret ediyor.
50 BİN YIL ÖNCESİNE AİT EL BALTASI
Hazar Merd’de kazı yapan Prof. Garrod tarafından ortaya çıkarılan alet ve bulguların önemli bir bölümünün kazı esnasında atıldığı ifade ediliyor. Fakat bulguların bazıları Süleymaniye Müzesi’nde sergileniyor. Sergilenen bu bulgular arasındaki bir el baltasının Orta Paleolotik çağda kullanılan araçlardan olduğu yazılmış. En az 50 bin yıl öncesine dayanan bu el baltası ve diğer bulunan aletler, o dönem Neanderthal’lerin avcılıkta ne kadar ustalaştıklarına ve hayvanları avlayabilmek için geliştirdikleri av teknikleri ve yöntemlerine işaret ediyor.
Prof. Garrod çalışmalarını anlattığı yapıtlarında, Hazar Merd’de yapmış olduğu kazıda, eldeki kısıtlı alet teknolojisi ile yaban keçisi, geyik, ceylan gibi hayvanları avlayabilen Neanderthal’lere ait çok sayıda ocak, çakmaktaşı ve kemiğe rastladığını ifade ediliyor.
BAKIMSIZ VE KENDİ HALİNE BIRAKILMIŞ
Aşkavti Tarik (karanlık mağaralar) olarak da bölgede bilenen Hazar Merd, birçok küçük mağaranın yanısıra yan yana dört büyük mağaradan oluşuyor. Burada oda türü bölümlerin bulunduğu Hazar Merd mağaralarının en büyüğünün genişliği 12, yüksekliği ise 11 metre. Bakımsız ve kendi haline bırakılan Hazar Merd mağaralarının, bahar ile birlikte birçok ziyaretçisi oluyor. Fakat mağaraların tarihine ve mağaralarda ortaya çıkan bulgulara ilişkin herhangi bir bilgilendirmenin olmaması, tarihe karşı ilgisizliği anlatıyor adeta.
İNSANLIĞA EV SAHİPLİĞİ YAPMIŞ AMA İLGİ YOK!
Halepçeli Arkeolog Hawar Najmadin Hawas ilgisizliği şöyle açıklıyor: “Yanı başında insanlığın gelişim süreçlerine ev sahipliği yapmış Hazar Merd’e ilgisizlik eğitim kurumları ile bağlantılı. Burada insanların tarih bilinci çok zayıf fakat bunu gidermek için de ilgi yok. Konu ile ilgili Kürdistan’da tarihi birçok yerde çalıştım ve araştırma yaptım. Buraları öğrencileri ile ziyarete gelen hiçbir öğretmene rastlamadım. Oysa başka ülkelerde bu tür yerler öğretmen ve öğrencilerinin akınına uğrar. Buraların tarih ve insanlık için önemini anlatabilecek bir bilince ve eğitime ihtiyaç var.
Oysa bu mağaralardan dışarıya bakınca, karşı tarafta devasa binalar ile çok değil, henüz 234 yıl önce inşa edilmeye başlanılan Süleymaniye şehri duruyor. Süleymaniye şehir idaresi başta olmak üzere eğitim kurumlarının, insanlığın geçmişinde uzun ve önemli bir dönemine tanıklık etmiş Hazar Merd mağaralarına, bu kadar duyarsız olması ve korumaya almaması en az içinde çıkan bulgular kadar şaşırtıcı!
KAYNAK: YENİ ÖZGÜR POLİTİKA/ DEVRİŞ ÇİMEN