HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Cerattepe direnişine ilişkin açıklama yaptı.
Yazılı açıklama yapan HDP MYK, "Artvin halkı yine ayakta ve 20 yılı aşkın süredir üzerine çöken bir kabustan kurtulma mücadelesi veriyor, 1990’ların başından bu yana Cerattepe’de halkın mücadelesi devam ediyor. Madenciliğin her türlüsünün yapılmak istendiği bu alanlar, Artvin’in yaşam kaynaklarının, yeraltı sularının bulunduğu yerlerdir. Halkın derdi, dünyadaki koruma öncelikli 200 ekolojik bölgeden birini ortadan kaldıracak bir madencilik faaliyetinin yapılmaması ve yaşam alanlarının korunmasıdır" dedi.

'HALKIN YAŞAM ALANLARI YOK EDİLMEK İSTENİYOR'

Açıklamada, AKP iktidarının, yandaşı olan sermaye gruplarına vaatlerini gerçekleştirmek, yaşam alanlarını sermayenin kar hırsı uğruna tahrip etmek için asker ve polisi ile halka saldırdığına dikkat çekildi. "İçişleri Bakanı Ala'nın, "Vurun geçin” emrini verdiğinin vurgulandığı açıklamada, "Halka karşı biber gazı ve plastik mermi kullanılıyor. İktidar-yandaş şirket-kolluk kuvveti zorbalığı halkın yaşam alanlarını yok etmek için uğraşıyor" denildi.
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:"
Artvinlilerin mücadelesi tüm bu zorbalığa rağmen kararlılıkla ilerliyor. 2005’te başlattıkları hukuk mücadelesini 2009’da Danıştay’da da kazanan Artvinliler hak mücadelesini sürdürüyor. Ama doğa düşmanları durmuyor. Hukuksal anlamda ‘madencilik yapılamaz’ kararı verilmiş olmasına rağmen, mahkeme kararları hiçe sayılıyor. İktidar, ruhsatları yeniliyor, siyanürlü altın madenciliği yapmak isteyen şirketin yeniden hazırlattığı ÇED raporları hızlı bir şekilde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından kabul ediliyor.
Artvin halkının başlattığı hukuk mücadelesinde ise mahkeme, projenin uygulanması durumunda Artvin’in yaşam alanı olmaktan çıkacağını gerekçe göstererek, Ocak 2015’te “ÇED Olumlu” kararını iptal ediyor. Ama doğa düşmanları yine durmuyor. Yeni bir ÇED raporunu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı onaylıyor. Şimdi ise iktidar yandaşı Cengiz İnşaat, mahkeme kararını beklemeden yeniden Cerattepe’ye girmeye çalışıyor.
İktidar, Artvin halkına karşı şirketin yanında yer alıyor. Yargı kararları tanınmaksızın, doğa sermayenin yağmasına açılmak isteniyor. Yarın Erdoğan'ın fiilen dayattığı "başkanlık" sistemi olsa, başkanın bir imzasıyla şirketler halkın yaşam alanlarına el koyabilecektir. Bizim önerdiğimiz yerel demokrasi sisteminde ise halk kendi yaşam alanları üzerinde söz ve karar sahibi olacaktır. Bu sistemin hakim olduğu bir ülkede hiç kimse halkın iradesini zorla ezip altın madenciliği, HES, termik santral, nükleer santral vs. yapamayacaktır.
Bu bölgenin şirketlerin hırsına teslim edilmesi demek, Artvin’in doğal varlıklarıyla, insanıyla, tarihiyle, kültürüyle silinecek olması demektir. Çünkü burası, Avrupa ve Orta Asya’yı içine alan coğrafyadaki en büyük doğal yaşlı orman ekosistemine sahiptir. Ağaç katliamıyla birlikte bölgedeki farklı bitkiler de kesilecek, korunması gereken ekosistem özellikleri olan alanlar yok edilecektir."

'MEŞRU VE HAKLI MÜCADELENİN YANINDAYIZ, AKP VAZGEÇSİN'

HDP, açıklamasının sonunda, Artvin halkının meşru ve haklı mücadelesini destekliyoruz, Artvinlilerle birlikte olduğunu bildirirken, "Saray-AKP iktidarını, Artvin’i mahvetme planlarından bir an önce vazgeçmeye ve hukuk alanında alınmış olan kararları uygulamaya çağırıyoruz" dedi.