YJA Star saflarına 2014'te katılan Arazad, katıldığı dönemi, sonrasını; Kürtlüğünü ve ülkesini bir insan, kadın ve gerilla olarak idrakini; yaşam ve mücadelenin anlam kazanmasını anlattı.

Arazad'ın ANF ile paylaştıkları şöyle: “Dağlarda mücadeleye gönül verdik. Bir kadın olarak dağlarda yaşamak, dağın koşullarına göğüs germek, kendini bulabilmek ve burada kendin; bir insan, kadın, militan olarak kendi farkına varabilmek en somut olandır. Katıldığım zaman asıl yerde olduğumun farkına vardım. Bu mücadeleyi geç bulmuşum ama iyi ki de bulmuşum. Bu dağlarda yürümeyi, konuşmayı, en önemlisi de kendi öz dilimi konuşmayı öğrendim. Ana kelimesinin ne demek olduğunu en iyi bu dağlarda öğrendim. Kucak açmış birinin seni her koşulda, ne olursa olsun koruyabilmesinin ne demek olduğunu öğretiyor dağlar. Mücadele etmenin ne demek olduğunu öğrendik. Ben asıl burada büyüdüm ve nefese buralarda kavuşabildim. Önderliğin felsefesi, ışığı ve gösterdiği yolda yürümek bambaşka. Umudumuz hep diri.”

GELDİĞİM ZAMAN KORKTUM

Aslında ilk dağa geldiğimde korktum. Çünkü yürümeyi bilmiyordum. Birilerinin itmesi-çekmesi ve elini tutmasıyla yürümeye alıştırılmışız. Bir anda bu eli bırakınca ne yapacağını kime dayanacağını, kimden güç alacağını ilk başta çözemiyoruz. Zorlanmalarım da oldu. Buralarda koşmak, patikalarında kan-ter akıtmak çok farklı. Doğadan, onun verdiği hissiyattan uzak yaşamaya hayıflandım. Önderlik, ’herkes yüzünü dağa dönsün’ diyor. Bunun idrakine vardım. Dağlara ne kadar sevginden verirsen, anlam katarsan o kadar sarmalar. Gerektiğinde düşmana karşı korur, toprağında büyütür ve seni kendine kavuşturur. Doğanın her haliyle yaşıyorum. Yaprak düşmesini hissedebiliyorum. Bir iş yaptığımda ellerime baktığım zaman kendi emeğim, fikrim ve düşüncelerimle mutlu oluyorum. Bu halk için bir şeyler yapabileceğiminin farkına vardım.

DAĞLAR EN BÜYÜK ÖĞRETMENDİR

Anlam verme, öğrenme çabasına giren, merak eden bir insan için hiçbir şeyin zor olmadığını gördüm. Çünkü dağlar insana her imkanı sunuyor. Öğrenmek isteyen bir insan için her yerde kucak açıyor. Düşmanla karşı karşıya geldiğimde nasıl savaşacağımı öğrendim. Gün geliyor düşman çok yoğun saldırıyor. O esnada kendinden vazgeçip yanındakileri korumayı düşünüyorsun. Sonradan farkediyorsun ki sen yoldaşlarını korumaya çalışırken dağlar hepinizi koruyor. Dağlar bir ana gibi hepimizi kucağına alıyor. Herkesi büyütüyor, yanlış yapana cezasını da veriyor. Dağlar en büyük öğretmendir.

Zaman geçtikçe doğayla o kadar bütünleşiyor insan zarar verilmemesi gereken yerleri,kaldırılması gerekmeyen taşları görüyorsun. Bir tepeye bakarken arkada düzlük mü var yoksa arkada bir tepe daha var mı bunların hepsini tahmin edebiliyorsun. Tahminlerinle karşı karşıya geldiğinde doğrulandığında şaşırıyorsun. N e olursa olsun çözümsüz değilim. Daha önce bu yollardan geçenler de oldu ve zorlandılar ama başardılar. Şimdi sıra sende, diyorum.

GÜCÜMÜN FARKINA VARDIM

Her yerde, her alanda o kadar yok sayılmışız, o kadar ötekileştirilmişiz, o kadar bazı şeylerden uzaklaştırılmışız ki; sevginin,  özlemin, umudun ve mücadelenin ne demek olduğunu unutmuşuz. Dağlara adım attığın ilk günde her yönde kendi gücünün açığa çıkışının şokunu yaşıyor insan. Kürt, kadın ve insanız ama bu hiç yaşattırılmadı bize. Zamanla birşeyler oluşturma çabasına girdikçe kendi gücünün; yapabildiğinin, düşünebildiğinin farkına varıyor insan.

HALK İÇİN FEDA EDEBİLMEK

Özgürlük halkın için kendini feda edebilmektir. Bütün kadınlar için dağlar, özgürlüğün en büyük adımlarından biridir. Özgürlük mücadelesinden asla vazgeçmemek, ilk ve en iyi öğrendiğimdir. Bunun için daha çok sarılıyorum mücadeleye ve halklar uğruna mücadele etmeye.  Özgürlüğe koşarken önüne çıkan engellerle mücadele etmeye çalışıyorsun.Bu da zamanla seni büyütüyor. Çünkü anlam vermeye çalışıyorsun, anlam kazanıyor ve anlamın güzelliğinin farkına varıyorsun.