HES yapımı ile köylüler Zilan’dan göç ediyor

Danıştay’ın iptal kararına rağmen Zilan Deresi’ne HES yapılması ile beraber toplu balık ölümleri görülürken, burada yaşayan köylüler ise göç etmeye başladı. Şahabettin Demir, Zilan Deresi’nin 2’inci kez göçe ve katliama maruz kaldığını söyledi.

HES’lerin yarattığı tahribat nedeniyle tarım ve hayvancılığın bittiğine dikkat çeken Demir, “Köylerde göç başladı. Bir zamanlar yaylalarından engin suların aktığı, doğa harikası olan ve her türlü tarımsal faaliyetin yürütüldüğü Zilan Deresi’nde bize göre 1930’dan sonra ikinci bir katliam yaşanıyor" diye konuştu.

Van’ın Erciş İlçesinde bulunan Zilan Deresi’ne hükümet tarafından 2014 yılında Hidroelektrik Santrali (HES) yapılması için başlatılan çalışmalar, çevre örgütleri ve çevre köylerin başvurusu üzerine Danıştay 6. Dairesi’nin kararıyla durduruldu. Danıştay kararına rağmen AKP hükümeti yine bildiğini yaptı ve Zilan Deresi’nde yapılan HES, geçtiğimiz yıl faaliyete geçti.

Elektrik üretimi ile ticaret yapılan HES’lerin yarattığı doğa katliamı ve felaketler ise gün ortaya çıkmaya başladı. Baraj kapaklarının kapatılması nedeniyle toplu balık ölümleri gerçekleşirken, yaylalardan akan suların HES’e çevrilmesiyle tarım ve hayvancılık öldü. 1930 Zilan Katliamı’nın yapıldığı yer olarak hafızalara kazınan bölgede 30 köy bulunurken, 10 köy HES yapımından olumsuz etkilendi. HES nedeniyle geçim kaynağı kalmayan köylüler ise bölgeden göç etmeye başladı.

TARIM VE HAYVANCILIK BİTTİ

Konuya ilişkin ANF’ye bilgi veren Zilan İnsiyatifi Sözcüsü Şahabettin Demir, Zilan deresinde su seviyesinin 10 cm’ye kadar düştüğünü ve bunun da toplu balık ölümlerini beraberinde getirdiğini söyledi. Yaylalardan akan suyun HES’e dönüştürüldüğünü ve böylelikle tarım ve hayvancılığın bittiğini kaydeden Demir; “Davamız Danıştay’da sürüyor, önümüzdeki günlerde nihai karar çıktıktan sonra yeniden harekete geçeceğiz. En son Van Bölge idare mahkemesinin bilirkişi raporu tamamen yanlı bir rapordu. Biz buna itiraz ettik. Danıştay kararımıza olumlu baktı. Danıştay da raporu eksik bulmuştu zaten. Bir çevre mühendisi ve arkeolog vardı, beraber buna itiraz ettik. Biz doğayla ilgili bütün dallardan bilirkişi istedik. Su ürünleri, arkeolog, çevre mühendisi, ziraat mühendisi gibi uzman kişilerin davaya dahil olmasını istiyoruz. Danıştay’ın yerel mahkeme kararına yaptığımız itiraz olumlu bir gelişme fakat bu yeterli değil” diye konuştu.

KÖYLÜLER GÖÇ ETMEYE BAŞLADI

HES’lerin yarattığı doğa tahribatı nedeniyle köylülerin tek geçim kaynağı olan tarım ve hayvancılığın da bittiğini dile getiren Demir, şöyle konuştu: “Şimdi o köylerde göç başladı. Bir zamanlar yaylalarından engin suların aktığı, doğa harikası olan ve her türlü tarımsal faaliyetin yürütüldüğü Zilan Deresi’nde bize göre 1930’dan sonra ikinci bir katliam yaşanıyor. Köylüler artık göç ediyor. Son günlerde göçte büyük artış var. Aileler artık Zilan’dan ayrılıyor. Danıştay’ın vereceği karara göre yeniden harekete geçeceğiz ve toprağımızı, suyumuzu sonuna kadar savunacağız.”