‘İklim Anlaşması küresel ısınmaya karşı yetersiz’

‘İklim Değil, Sistem Değişikliği’ adlı harekete üye kuruluşlar, Paris’te kabul edilen iklim anlaşmasının yaptırım gücünün olmamasına dikkat çekiyor.

 Viyana’da ortak bir basın konferansı düzenleyen harekete üye olan Fian, Attac ve Via Campesina adlı kuruluşlar, anlaşmanın oldukça ‘zayıf’ kaldığının altını çizdiler.

Anlaşmanın BM üyesi ülkelere karşı herhangi bir yaptırım gücü olmamasını eleştiren çevreci kurumlar, küresel ısınmanın 1,5 dereceyle sınırlandırılması hedefinin de uzak bir tarihe ertelenmiş olduğuna vurgu yaptılar.

İklim hareketine göre, hali hazırda devletler tarafından verilen vaatlerle küresel ısınmanın 19’uncu yüzyıla göre 2,7 ile 3,7 derece artacak. 2 derece hedefinin tutturulabilmesi için ise acilen sert önlemlerin alınması gerekiyor.

Ancak küresel ısınmaya yönelik yapılanlara dair bundan sonraki ilk denetleme 2023 yılında yapılacak. Ayrıca Paris’te üzerinde uzlaşılan anlaşma 2020 yılından itibaren geçerli olacak ve o tarihe kadar küresel ısınmanın 1,5 dereceyi yakalamış olacağı tahmin ediliyor.

Böylelikle 2050 yılına kadar karbondioksit salınımlarının tümüyle normal düzeye çekilmesi hedefi ise tümüyle ‘belirsiz’ olarak kalıyor.

Çevreci örgütlerin eleştirdiği bir diğer nokta da, petrol, gaz ve kömür gibi fosil enerjileri üreten ve kullanan ülkelere dair iklim anlaşmasında herhangi bir bölümün olmaması. Bu noktada özellikle TTIP, Ceta ve Tisa gibi kıtalar arasındaki serbest ticaret antlaşmalarına dikkat çekilirken, bu antlaşmaların aşırı liberal bir tarzda fosil enerjiler dahil tüm alanlardaki ihracatlara kolaylık sağladığına vurgu yapılıyor.

Viyana’daki konferansta eleştirilen bir diğer önemli konu da, iklim anlaşmasında insan haklarına değinilmemesi. İklimsel değişikliklerden en çok etkilenecek yerli halklar, balıkçılar, küçük ölçekte toprağa sahip çiftçiler ve göçerlerin anlaşmada yer almaması sert bir dille eleştiriliyor.