Dargeçit Belediye Eş Başkanı Sipçik, Ilısu Barajı'nın Kürdistan’da doğa tahribatı, kültürel soykırım ve kirli savaş hazırlığı olduğunu ifade etti. Projenin, AKP'nin çözüm sürecindeki samimiyetsizliğini de gösterdiğine dikkat çeken Şipçik, gerçekleştirecekleri kitlesel protesto yürüyüşüne herkesi destek olmaya çağırdı.
AKP hükümeti, çözüm sürecine rağmen askeri amaçlı baraj, kalekol ve HES’lere dair  adımlarını sürdürüyor. Hükümetin inşa ettiği barajlardan biri de, yapımına 2006 yılında başlanan Mardin’in Dargeçit ilçesindeki Ilısu Barajı.
Dargeçit (Kerboran) Belediye Eş Başkanı Zeynep Sipçik, Ilısu Barajı ile devletin Kürdistan'da neleri hedeflediğini ANF'ye değerlendirdi...

'ASKERİ MANTIK ESAS ALINARAK İNŞA EDİLİYOR'

Sipçik, iki yıldan bu yana başlayan çözüm sürecinde askeri olarak çatışmalar dursa bile AKP'nin savaş mantığının Kürdistan’da değişmediğine dikkat çekerek, "AKP hükümetinin Kürdistan’da ısrarla hayata geçirmeye çalıştığı askeri amaçlı barajlar, kalekol ve HES’lerin yapımı hiç durmadı" diye ekledi.
AKP’nin bu faaliyetlerinin, çözüm sürecindeki samimiyetsizliğini de gösterdiğine değinen Şipçik, barajın projesinin risklerini ise şöyle anlattı: 
"Ilısu Barajı'nın yapımına 2006 yılında başlandı. Baraj büyük bir maliyet ile yapılıyor. Devletin bu büyük bütçe ile amaçladığı şey Kürdistan’da herhangi bir hizmeti gerçekleştirmek değildir. Ilısu  Barajı doğa tahribatı, kültürel soykırım ve Kürt sorununa yönelik güvenlik ve askeri tedbirlerin hayata geçirilmesini içeriyor.
Barajlar tümüyle askeri mantık esas alınarak inşa ediliyor. Burada sadece Ilısu Barajı inşa edilmiyor. Baraj inşaatını çevreleyen bölgenin her bir noktasına kalekollar inşa edilmiş durumda. Buradan bakıldığında devletin çözüme değil savaşa hazırlandığını net olarak görebiliyoruz.
Ilısu Barajı ile birlikte yörenin eko-sistemi de alt üst oldu, doğal denge bozuldu ve köylüler doğal yaşam biçimlerinden uzaklaştırıldı. Ilısu Barajı, özellikle de Kürt tarihini, kültürünü en zengin biçimiyle yaşayan, tarihi değerlerin zengin olduğu köyleri etkiliyor."
Baraj inşaatı nedeniyle yaklaşık olarak 70-80 köyün boşaltıldığını söyleyerek, "Kürdistan’da '90’lı yıllarda köyleri yakarak, insanları katlederek köyleri boşaltan Türk devleti şimdi AKP hükümeti eliyle baraj, kalekol ve HES’ler yoluyla köyleri boşaltıyor" diyen Şipçik,  şunları ifade etti: 

'BARAJ İLE KORUCULUK GELİŞTİRİLİYOR'

"Bunun çok bilinçli bir tercih olduğunu düşünüyoruz. Boşaltılan köylerde yaşayanları Kürdistan’ın kültürel özellikleri, doğası ve köylülerin yaşam biçimi ile ilgisi olmayan köy projeleri ile inşa ettikleri yeni köylere taşıdılar. Buradan şunu anlıyoruz ki, yapılmak istenen şey; Kürdistan’da kültürel soykırım ve asimilasyonu geliştirmek, Kürdistan’ın doğasını tahrip etmek ve çözüm süreci adı altında savaş hazırlığı yapmaktır."
Baraj inşaatının, koruculuk sisteminin geliştirilmesi ve inşaat çevresinde bulunan köylerin koruculuğa zorlanmasını beraberinde getirdiğini belirten Şipçik, şimdiye kadar Kerboran çevresinde en az 56 kişinin baraj inşaatının korunması adı altında koruculaştırıldığını kaydetti.

'MÜSAADE ETMEYECEĞİZ'

Şipçik, barajların yapılmaması için mücadele edeceklerini duyurarak, "Doğamızın tahribatına, kültürel değerlerimizin yok edilmesine ve kirli savaş hazırlıklarına asla müsaade etmeyeceğiz. Dargeçit halkı bu bilinç ve farkındalık ile baraj inşaatına karşı direniyor ve Dargeçit’ten tek bir kişi bile gidip bu baraj inşaatında çalışmıyor" dedi.

YÜRÜYÜŞE ÇAĞRI

Önümüzdeki günlerde tepkilerini eylemselliğe dönüştüreceklerini de açıklayan Dargeçit Belediye Eş Başkanı Zeynep Sipçik, şu çağrıda bulundu: "Kitlesel protestolarla baraj ve kalekol yapımlarına, doğamızın tahrip edilmesine karşı güçlü bir mücadele sürecine gireceğiz. Bu amaçla 29 Mart günü Botan bölgesinden katılımların olacağı büyük bir yürüyüş düzenleyeceğiz. Herkesi de bu yürüyüşümüze destek olmaya çağırıyoruz."