Kerkük'te halkların mahallesi: Çift Kahve

Kerkük'te Kürt, Türkmen ve Arapların birlikte yaşadığı Çift Kahve Mahallesi'ndeki ortak yaşam kültürü yüzyıllardır korunarak, devam ettiriliyor.

Kürt, Türkmen, Arap ve Süryani halklarının birlikte yaşadığı Kerkük'te hakim olan hoşgörü ve ortak yaşam üzerinden yüzyıllar geçmesine rağmen bu dokusunu korumaya devam ediyor. Zengin petrol kaynaklarından dolayı her zaman ulus-devletçi ve işgalcilerin iştahını kabartan Kerkük'te yüzyıllardık halklar oluşturdukları ortak yaşam kültürüyle barış ve huzur içinde yaşıyor. ANF, Kerkük Kalesi'nin surları dışında kurulan kentin ilk ve en eski mahallesi Çot Qehwe (Çift Kahve) esnafına Kerkük'ü sordu.

KALENİN SURLARI DIŞINDAKİ İLK SEMT

Mahallenin Kerkük kalesinin hemen yanı başında kurulduğunu ve surlar dışında yapılan ilk yerleşim yeri olduğunu söyleyen Haşim Tofîq isimli ayakkabı ustası, mahallenin isminin ise pazar yerinde kurulan iki kahvehaneden geldiğini belirtiyor. Tofîq, "Burası Kerkük'ün en eski yerleşim yerlerinden biri. Büyük pazar burasıydı. Hemen ötede bir pazar daha var. Orası Bazara Biçûk (Küçük Pazar) olarak biliniyordu, burası ise Bazara Gewre (Büyük Pazar) olarak isimlendirilmişti" diyor.

SAYGI VE HOŞGÖRÜ KENTİ

Kentte ezelden beri çeşitli halkların barış içerisinde bir arada yaşadığını kaydeden Tofîq, Kerkük'ü "barış ve hoşgörü kenti" olarak tanımlıyor ve ekliyor: "Bizler bu kentin en eskileriyiz. Kürtler, Türkmenler ve Araplar birlikte bu semtte yaşarız. İlişkilerimiz çok iyi. Kardeşçe beraber yaşıyoruz. Bizler biriz artık. Mesela yanımdaki arkadaşım Türkmen. Bizler burada birlikte oturur sohbet ederiz. Türkmence konuşuruz, Kürtçe konuşuruz. Çünkü bu şehir hep böyleydi. Yani ezelden beri bir hoşgörü ve saygı kentiydi, Kerkük."

KÜRTÇE, TÜRKMENCE VE ARAPÇA EZGİLER...

Pazarda Kürt, Arap ve Türkmenlerin bir arada yaşadığını ve akşamları da eski kahvehaneye toplanarak sohbet ettiklerini söyleyen "Benim babam kilaş (Rojhilat'ta daha çok Hewreman Kürtlerin yaptığı bir ayakkabı türü) yapardı. Buradan yapılan kilaşlar pazara sunulurdu. Kifrî, Hewlêr, başka başka yerlerden siparişler gelirdi bizler de karşılardık. İş bittiğinde ise burada toplanırız her akşam, geç saatlere kadar sohbet ederiz. Kürtçe, Türkmence, Arapça şarkılar koyarız teybe ve sohbete dalarız" diye kaydediyor.

'ÜÇ KUŞAKTIR BU İŞİ YAPARIZ'

Çift Kahve pazarında demircilik yapan Kamil Sabih Hançerci isimli Türkmen de üç kuşaktır bu mesleği yaptıklarını söylüyor. Hançerci, "Bu iş bize dedelerimizden kaldı. Dedem de bu işte çalışırdı, babam da. Şimdi de ben devam ettiriyorum. Ailemde bu mesleği sürdüren bir tek ben kalmışım. Birçok kişi şimdi dükkanlarını çağın ihtiyaçlarına göre farklı şeyler için değerlendiriyor. Ama ben bu mesleği bırakmayacağım. Ahir nefesime kadar bu işi sürdürmeye devam edeceğim" diyor.

ZAMANLA GELEN DEĞİŞİM

Zamanla insanların ihtiyaçlarının değişmesi ve teknolojinin gelişmesinin pazarın eski yapısını da değişime uğrattığını dile getiren Hançerci, "Eskiden kılıç ve hançer gibi şeyler yapılırdı ama artık zamanda ihtiyaçlar değişince bizim meslekte de değişimler oldu. Orak falan yapardık bir zamanlar. Şimdi ise bıçak satır falan yaparız daha çok. Eskiden 13-14 usta vardı ama şimdi bir tek ben kaldım" diye belirtiyor.

'BURASI HAYIRLI BİR PAZARDI'

Hençerci, Kürt, Türkmen ve Arapların birlikte yaşadığı ve dükkanlarının yan yana olduğunu ifade ediyor ve şunları dile getiriyor: "Bu pazar eskiden çok hayırlı bir pazardı. Mesela kimse kimsenin müşterisini almazdı. Bir dükkan siftah etmişse diğeri yapmamışsa müşteri geldiği zaman oraya siftah yapmayana yönlendirilirdi. Çok güzel bir ortak yaşam vardı. Şimdi bunlar zayıfladı. Ama yine de başka yerlere göre Kerkük'te bu kültür hala var."