YPG/YPJ'nin savaşın ilk on gününde az sayıda savaşçı ve silah gücü nedeniyle geri çekilme taktiğini de kullanması nedeniyle çeteler, artık Kobanê'ye iyice yaklaşmıştı. Az sayıda savaşçı ile beş cephede, geniş alanda savunma hattını sıklaştıramayan YPG/YPJ savaşçıları, daha dar bir alanda üç cepheyi de birbirine yakınlaştırmak ve Kobanê'nin etrafında bir koruma çemberi oluşturmak için artık çekilmeye başladı.
Çekilme ile birlikte hatlarını sıklaştıran YPG/YPJ savaşçıları, bu noktadan sonra artık Kobanê çevresinde günlerce devam eden ve onlarca YPG/YPJ savaşçısı ve komutanının fedaileştiği bir direniş yarattı. DAİŞ çetesinin korku ve şaşkınlığı, telsiz konuşmalarına yansıyor; çete içinde 'Kobanê sendromu' başlıyordu. Türk devletine "Bir haftada Kobanê düşer" sözü veren çetelerin hesapları altüst olmuştu.
Savaşın artık Kobanê kent merkezine yakın alanlarda yaşanması ile birlikte savunma hatlarını daha fazla sıklaştırma imkanı bulan YPG/YPJ savaşçıları, her alanda çetelere darbeler indiriyor, ancak çeteler kente doğru ilerliyordu. Serzorî Direnişi ardından Kobanê'de ilk fedai eylem de gerçekleşiyordu. Batı cephesinde ilerleme sağlayan DAİŞ çetelerine karşı YPG savaşçısı Baran, Dolê Köyü yakınlarında son kurşununa kadar savaştıktan sonra üzerindeki bombalarla çetelerin içine kadar giderek onlarca çeteyi imha etti ve Kobanê'de ilk fedai eylemi gerçekleştiren savaşçı olarak direniş destanının kahramanlık sayfalarında yerini aldı.
BİR HAFTADA DÜŞMEDİ
Artık Eylül sonlarına gelinmişti. "Bir haftada düşer" hesabı tutmayan DAİŞ ve Türk devleti panik içindeydi. DAİŞ tüm gücünü Kobanê'ye taşıyordu, artık neyi var neyi yok, silah, eleman gücü, sınırsız vahşeti, her türlü kirli yöntemi ile saldırıyordu. Tam bu günlerde DAİŞ çetesi, batıda artık Kobanê kent merkezinin göründüğü noktaya, Dolê Tepesi'ne dayanmıştı. Dolê Tepesi'nde YPG komutanları Mahmut Berxwedan, Eriş Kobanê ve YPJ Komutanı Zozan, ilerleyen çetenin hareketini izliyordu. Bu sırada Komutan Eriş, Berxwedan'a dönerek, "Heval, bak buradan bakınca Kobanê görünüyor, çeteler buraya ulaştığında Kobanê'yi görecekler, ben bu noktadan sonra bir adım bile geriye çekilmem. Yaşadığım sürece DAİŞ'in gözü Kobanê'ye değmeyecek. Ancak tankları cenazemin üzerinden geçerse Kobanê'yi görürler" diyordu. Bu sırada YPJ Komutanı Zozan da geri çekilmeyeceğini, çetelerin cenazelerinin üzerinden geçmeden buradan geçemeyeceklerini söylüyordu. Aksi yöndeki tüm ısrarlara rağmen Eriş ve Zozan, Dolê Tepesi'nde kaldı.
Eriş ve Zozan, savaşçılarından Kobanê'yi sonuna kadar savunacakları sözünü aldı. Çete yaklaşıyordu, tepeye tank atışları yapılıyordu. Eriş ve Zozan'ın direnişi karşısında Dolê Tepesi'ne sızma yapamayan çete, tepeyi tüm ağır silah gücü ile vurmaya başladı. Eriş ve Zozan, kahramanca şehit düşerek verdikleri sözü tuttu; yaşadıkları sürece DAİŞ barbarlarının gözü Kobanê'ye değmedi.
YPJ’Lİ REVANA’NIN FEDAİLİĞİ
Tüm cephelerde her gün, her an bir kahramanlık öyküsü, direniş destanı yaşanıyordu. Kobanê'de normal nizama göre bir savaş yoktu. İnsanlığın o güne kadar deneyimlediği ne kadar kirli ve vahşi yöntem varsa adeta bunu kendi yapısında zirveleştirmeye ant içmiş DAİŞ'e karşı insanlık değerlerini savunmak adına fedaice bir savaş yürütülüyordu. Tarihin hiçbir döneminde ülkesi için bir askeri gücün tamamen fedaileştiği görülmemişti; Kobanê'den önce!
Şehit Eriş ve Zozan'dan bir gün sonra, çatışmaların yoğunlaştığı güney cephesinde bu defa da YPJ savaşçısı Revana, fedaice şehit düşüyordu. Güney cephesi, DAİŞ'in Halep Yolu üzerinden yoğun takviyeler yaptığı ve saldırıların en yoğun olduğu cephelerden biriydi. DAİŞ çetesi artık Seyran Lokantası'na ulaşmıştı, buradan sonrası Kobanê kent merkezi oluyordu. Eylül'ün son günlerinde, akşam üzeri, Revana, çetenin Miştenur'u da kuşattığını öğrendi, artık kente her cepheden yakınlaşan DAİŞ çetesine büyük bir öfke duyuyordu. "Artık yeter, çekilmem" dedi arkadaşlarına. Seyran Lokantası'nda beklemeye başladı. DAİŞ çetesi buraya vardığında Revana, yerde yatıyordu; DAİŞ çetesi mensupları, öldüğünü düşündü, onlarcası üzerine doğru geldi. Tam bu sırada Revana, üzerindeki bombaları patlatarak bu noktayı çeteciler için cehenneme çevirdi!
İKİNCİ HAFTA
Artık savaşta ikinci hafta geride bırakılmıştı. Çete, doğuda Hellince Köyü'ne yaklaşmış, Miştenur'a kadar dayanmış; güneyde Seyran Lokantası, batıda İzae Tepesi'ne varmadan önceki Zorava Köyü'ne ulaşmıştı. DAİŞ çetesi, o güne kadar hangi kente yaklaştıysa o kentte kaçışlar ve korku başlardı. Ancak Kobanê'de tersi yaşanıyordu. YPG/YPJ savaşçıları, DAİŞ kente yaklaştıkça büyük bir öfke duyuyor ve ardı ardına fedaileşiyordu. DAİŞ'e mesaj verilmişti: Kobanê'nin bir karışı için bile kıyamet koparılacaktı!
Derweşe Ewdî'nin yurdu Kobanê'de, onun ruhu her saniye yaşatıldı. O günlerde Batı Cephesi Komutanı Haki Kobanê, "Kobanê'yi Derweş'in Edule'ye olan aşkı ile savunacağız. Her karışında kahramanlık destanları yazılacak" dedi.
Eylül ayı geride bırakılmış, Ekim'in ilk günlerinde DAİŞ çetesi doğuda Hellince Köyü'ne ulaşmıştı. Burada yoğun çatışmalar yaşanıyor, bir yandan da Miştenur Tepesi'ne ağır saldırılar gerçekleşiyordu. Güneyde Seyran Lokantası geçilmiş, Halep Yolu'ndan kente doğru ilerleme devam ediyordu. Batıda ise çeteler İzae Tepesi'ni yoğun şekilde tank saldırısı altına almıştı.
Çeteler tüm cephe ve mevzilerde sürekli takviye ile değişim yapıyor, dinleniyor ve her türlü imkan ile saldırıyordu. Buna karşılık YPG/YPJ savaşçı ve komutanları, dinlenmek bir yana, bazen bir gün içinde birkaç mevzi ve cephede savaşmak zorunda kalıyordu. İki haftanın sonunda neredeyse hiç uyumadan, çoğu zaman su bile bulamadan, yemek yiyemeden mücadele eden YPG/YPJ savaşçı ve komutanları, DAİŞ çetesi ve destekçilerini şaşkına çeviriyor, dünya halklarının ise hayranlığını kazanıyordu.
EMİN ERKENDİ’NİN KAHRAMANLIĞI
DAİŞ, Ekim'in ilk günlerinde Hellince Köyü'ne ulaştığında burada karşısında Rojava Devrimi'nin büyük komutanı Emin Erkendi öncülüğünde küçük bir YPG/YPJ grubunu buldu. Hellince düşerse çeteler artık Miştenur Tepesi'ni tümden kuşatma altına alacak ve doğu cephesinden kente girmiş olacaktı. Eylül ayı boyunca savaşçıların en önünde tüm cephelere koşarak kahramanca direnen Erkendi, Hellince Köyü'nü çetelere dar etti. Aradaki güç eşitsizliği düşünüldüğünde dakikalar içerisinde DAİŞ'in kontrolüne geçmesi gereken Hellince Köyü'nde küçük bir grupla iki gün boyunca çeteye geçit vermeyen Erkendi, telsiz bağlantısı kurduğu YPJ Komutanı Meryem Kobanê'ye, "Heval Meryem, on gündür bir an olsun durmadık, görülmüş şey değil, silahımın namlusu eridi" diyordu. Komutan Erkendi, son ana kadar savaşçı grubu ile birlikte kahramanca direndi, Hellince Köyü'nde şehit düştü. Çete, köyü tümden kontrol altına aldı. Hellince'nin alınması ardından çete, Kobanê'nin girişindeki Mektel ve Kaniya Kurda mahallelerine doğru ilerlemeye başladı.
RUKEN VE EYLEM GEÇİT VERMEDİ
Çeteleri Mektel Mahallesi'nin girişinde kazılan hendeklerde karşılayan YPJ savaşçıları Doğu Kürdistanlı Ruken ile Kuzey Kürdistanlı Eylem, çete tanklarına karşı göğüs göğüse çarpışarak geçişlerine izin vermedi. Çetenin Mektel'e yaklaştığını görünce yanlarına çok sayıda cephane alarak üzerlerine giden savaşçılar Ruken ile Eylem, ağır kayıplar verdiriyor ve tankları darbeleyip tahrip ediyordu. Mektel'deki hendeklerden tek adım geriye gitmeyen YPJ savaşçıları Ruken ve Eylem, cephaneleri bitene kadar savaşarak kahramanca şehit düştü.
YPJ savaşçıları Ruken ve Eylem'in fedaice direnişinde bir gün sonra bu kez Kaniya Kurda Tepesi'nde YPJ savaşçısı Jiyan Rojhilat ve Gulan'ın benzer bir direnişi vardı. Mektel'e de giren çete, artık Kaniya Kurda Tepesi'ni de alarak buradan Kaniya Kurda Mahallesi'ne girecek ve Kobanê kent merkezine adım atacaktı. Jiyan Rojhilat ve Gulan, Kaniya Kurda Tepesi'nde sabah saatlerinden başlayarak çetenin tüm sayısal ve ağır silah üstünlüğüne karşı gece saatlerine kadar direndi ve Kaniya Kurda Tepesi'ne girmelerine izin vermedi. Bir gün boyunca devam eden direnişin ardından YPJ savaşçıları Jiyan Rojhilat ile Gulan, şehadete ulaştı ve çete Kaniya Kurda Mahallesi'nden önce Kaniya Kurda Tepesi'ne de girdi.
ARÎN MÎRKAN’IN ÖFKESİ
Aynı günlerde Miştenur Tepesi'nde büyük çatışmalar yaşanıyordu. Ağır silah ve tanklarla vurulan Miştenur Tepesi'ne sızan çete grupları ile YPG/YPJ savaşçıları arasında ağır çatışmalar yaşanıyordu. Kobanê halkı için kutsal olan Miştenur Tepesi, YPG/YPJ savaşçılarının kutsal direnişine tanıklık etti. Miştenur Tepesi, günlerce devam eden ağır saldırılar karşısında sergilenen kahramanca direnişin ardından 5 Ekim günü DAİŞ çetelerinin kontrolüne geçti. YPJ Komutanı Arîn Mîrkan, Miştenur Tepesi'nin DAİŞ'in kontrolüne geçmesine büyük bir öfke duyuyordu. Çeteye Miştenur'da ağır darbeler indirilmesi gerektiğini söyleyerek bunun için fedai eylem yapmaya karar verdi. Büyük bir kararlılık ile eyleme hazırlandı, ustaca çetelerin içine sızma gerçekleştirdi, tam olarak çetenin toplandığı bir noktaya vardı ve burada üzerindeki bombaları patlatarak onlarca çete üyesini öldürdü. DAİŞ çetesi kente varmıştı ama gelene kadar karşılaştığı direniş ve fedailik karşısında büyük bir korku ve panik yaşamaya başlamıştı. DAİŞ çetesi ilerledikçe "Bir haftada biter" inancını kaybetmiş, artık Kobanê'de cehennemi yaşayacağını anlamıştı.
BU KENT CEHENNEMLERİ OLACAK
Miştenur'un ardından artık çete, doğudan Kaniya Kurda Mahallesi'ne girmeye başlamıştı. Batıda İzae Tepesi de çetelerin eline geçmiş ve YPG/YPJ savaşçıları Til Şeir Tepesi ve gerisinde kazılan hendeklerde mevzilenmişti. Güneyde ise çete, kentin girişine yakın bulunan Şehit Dicle Mezarlığı çevresine kadar ulaşmıştı.
Bugünlerde YPJ Komutanı Meryem Kobanê, şunları söyledi: "DAİŞ artık kente Kaniya Kurda'dan girecek ama bu kent DAİŞ'in cehennemi olacak. Girdikleri gibi Kaniya Kurda'dan çıkarılacaklar."
Artık direniş kente taşınıyordu. Türk medyası ve AKP hükümeti, Kobanê bir haftada düşürülemeyince, "DAİŞ kent merkezine ulaşırsa Kobanê kendiliğinden düşecek, direniş olmaz" algısı yaratmaya girişti. Zira o günlerde Başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, DAİŞ'in kente girmeye başlaması karşısında, "Kobanê düştü düşecek" diyerek beklentisi ve arzusunu ifade etmişti.
Erdoğan'ın adeta ellerini ovuşturarak ortaya koyduğu bu beklentisine cevap, YPJ genel komutanlarından Meysa Ebdo'dan gelmişti: "Kobanê'nin düştüğünü ancak rüyasında görür. Direniş yeni başlıyor, Kobanê DAİŞ ve destekçilerinin cehennemi olacaktır."
DAİŞ'in kente girmesi ile birlikte Meysa Ebdo'nun sözleri, YPG/YPJ komutan ve savaşçılarının insanüstü direnişi ve kahramanlığı ile ilk anda gerçeğe dönüşüyordu.
DAİŞ'in kente girmeye başladığı anda YPG karargahına gelen Diyar Bagok'un yüzünde büyük bir öfke ve kararlılık vardı, öfkesinden yumruklarını sıkarak konuşuyordu. Komutan Diyar, "Asıl savaş şimdi başlıyor. Kobanê kırsalında nasıl ki çetelerin dizlerinin bağı çözüldüyse kent merkezinde de öyle olacak. Fedaice direneceğiz" dedi.
Yarın: Diyar Bagok fedaileşiyor