AKP/Saray rejimi tarafından müzakere süreci sonlandırılarak, devreye koyulan kirli savaş konseptiyle adeta acı ve gözyaşının kendilerine armağan edildiği anneler, baş eğmek yerine direneceklerini söyledi.
HASAN YOLDAŞ
URFA
Pazar, 22 Mayıs 2016, 07:16
Anneler zulme karşı birlik ve direniş çağrısında bulundu.
Kürt halkının halk olmaktan gelen hakları için verdiği mücadele on yıllardır aralıksız bir şekilde devam ediyor. Dünya tarihine her türlü inkar, imha, şiddet, baskı ve asimilasyon politikalarına karşı özgürlükleri adına en değerlilerini feda eden halk olarak geçen Kürt halkı, yaşatılan onca acı ve zulme karşı direnişinden ve mücadelesinden taviz vermeyerek hak arayışlarını amansız bir şekilde sürdürüyor. Kürt halkının özgürlük mücadelesinde en ağır yükü ise anneler omuzluyor. Kürt sorununun çözümü adına Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan tarafından tarihi 2013 Amed Newroz'unda halklara açıklanan manifesto ile başlayan müzakere sürecinin Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından bitirilmesiyle devreye koyulan kirli savaş konseptiyle her savaşta olduğu gibi adeta annelere gözyaşı ve acı armağan edildi.
'YÜREKLERİ YANMAYANLAR SESİMİZE SES VERSİN'
AKP/Saray tarafından saltanat ve iktidar uğruna sürdürülen ve 7 Haziran 2015 genel seçimleri ardından hayata geçirilerek her geçen gün daha da tırmandırılan savaşı değerlendiren anneler, her kesin elini taşın altına koyarak bu savaşı durdurabileceğinin inancında. Cizre'ye "Sokağa çıkma yasağı" adı altında uygulanan ablukada AKP/Saray çeteleri tarafından vahşi bir şekilde bodrumda katledilen DBP PM üyesi Mehmet Yavuzel'in annesi Hanım Yavuzel, acısını yüreğine gömdüğünü belirterek, tek amacının yeni Mehmetler katledilmesin adına olduğunu söyledi. Yüreği yanan annelerin acısının tarifini yapmanın imkânsız olduğunu söyleyen Yavuzel, "Yüreği yanmayan annelerin yürekleri yanmadan sesimize ses vermelerini bekliyoruz. Vicdan sahibi olan, yüreğinde insanlık adına bir şeyler taşıyan herkesin savaşa dur deme iradesini göstermesi gerekiyor" diye konuştu.
'KÜRTLERE SADECE KATLİAM REVA GÖRÜLÜYOR'
Dökülen kanların son bulmasının bir tek yolunun olduğunu kaydeden anne Yavuzel, bunun da haksızlığa karşı ayağa kalkmak ile mümkün olduğunu belirterek, Kürdistan coğrafyasının her yerinde katliamlarına imza atıldığını ve yaşanan her katliamda annelerin yüreklerine yeni acılar yüklendiğini dile getirdi. Yaşanan ölümler nedeniyle evlerinde oturamadıklarını ifade eden Yavuzel, Kürtlere seslenerek; "Ayağa kalkın. Bugün namus ve şeref günüdür. Bugün Kürtlerin birlik ve beraberlik günüdür. Çünkü Kürtlere sadece katliam reva görülüyor. Cizre’de ve Sur’da olanları görmüyor musunuz? Nusaybin'de ve Şırnak'ta da benzer katliamların yaşanmasını istemiyorsak ayağa kalkma zamanımızdır. Bu katliamlara dur demenin zamanıdır. Hepimiz biriz ve birbirimizden farkımız yoktur. Devlet zihniyetinde değişen bir şey yok. Sadece başına gelenler değişiyor. Bu zihniyet Kürtlere katliamdan başka seçenek sunmuyor. Bizde buna dur diyerek durdurabiliriz" dedi.
'SON NEFESİME KADAR MÜCADELE EDECEĞİM'
DBP PM üyesi olan oğlu Mehmet'in halkının özgür geleceği adına Cizre'de bulunduğu ve siyasi çalışmalar yaptığını gerçekleştirdiğini söyleyen anne Yavuzel, "Mehmet'im halkının dili ve kimliği için mücadele ediyordu. Cizre'de tüm haykırışlarımıza rağmen vahşice katledildi. Mehmet'imin direnişi en kutsalı ve onurlusudur. Bizlerde onun izinde yürüyeceğiz. Onun mücadelesini taçlandırarak onları onurlandıracağız. Biz artık köle olmayacağız. Biz baş eğmeyeceğiz. Düşmanın karşısında baş eğmeyecek Kürtler. Bir kişi dahi kalsak bu devletin önünde diz çökmeyeceğiz. Anneler olarak bizde mücadelemizi her alanda vermeye devam edeceğiz. Biz haklıyız. Sonuna kadar da hakkımız adına mücadele edeceğiz. Bende son nefesime kadar mücadele edeceğim ve oğluma yapılanın hesabını soracağım" dedi.
'BAŞ EĞMEYECEĞİZ, DİRENECEĞİZ'
Kürt halkının dili ve kimliği için mücadele ettiğini söyleyen Selvi Öztunç (63) da, Kürtlerin varlık mücadelesi verdiğini belirterek, mücadelelerinin bir halk gerçekliği üzerine olduğunu ve bunun için de hiçbir zaman baş eğmeyeceklerini dile getirdi. Anneler olarak yüreklerinin artık acıları taşıyacak düzeyde olmadığını ifade eden Öztunç, "Neredeyse her gün morg kapılarında şehit karşılıyoruz. Yıllardır sabah akşam döktüğümüz gözyaşlarımızın yerine artık kan akıyor. Bizden ne istiyorlar. Bizimle ne alıp veremedikleri var. Tankıyla, topuyla, uçağıyla bize saldırıyorlar. Şehirlerimizi yakıp-yıkıyorlar. Ne kadın ne çocuk nede yaşlı demeden katlediyor bizi. Buna rağmen biz baş eğmeyeceğiz ve direneceğiz. Biz anneler olarak ne kadar acı çeksek de acımızı yüreğimize gömer bu haklı mücadelemizden taviz vermeyiz. Gerilla'ya karşı savaştıklarını iddia ediyorlar. Ancak gerilla ne çocuk ne kadın ne de sivil katleder. Kürt halkının bu yalanlara artık karnı tok. Bu halk ile gerilla arasında bir fark yok. Gerilla haklı bir davanın tarafıdır ve mücadelesini veriyor. Bizde bu davanın mücadelesini veriyoruz. Gerilla kimdir? Gerilla da biziz. Bizde gerillayız" diye konuştu.
'TOPYEKÛN İMHAYA KARŞI TOPYEKÛN DİRENMELİYİZ'
Kürt halkının Rojava'daki kazanımlarını hazmedemeyen AKP/Saray rejiminin başta DAİŞ çeteleri üzerinden Kobanê'ye saldırdığını burada istediği başarıyı elde edemeyince Cizre, Sur, Silopi, Nusaybin, Gever ve Şırnak gibi Kürt kentlerine saldırdığını söyleyen Öztunç, şunları söyledi: "Ağzı kanlı kurt misali bize saldırıyorlar. Dinden habersiz, vicdandan yoksun olan AKP/Saray, Kürtlerin örgütlülüğüne hazmedemeyerek katletmek için saldırıyor. Gençlerimiz bu vahşiliğe karşı direniyor. Bizde baş eğmeyeceğiz. Bizde topyekûn direneceğiz. Bizimle bu güne kadar hareket etmeyenlere de sesleniyorum. Halkının haklı mücadelesinin yanında olmayan er ya da geç düşmanın kirli yüzü ile karşılaşacak. Birlik olmadığımız takdirde topyekûn yok olacağız. Ama biz topyekûn direnerek kazanacağız. Baş eğmeyeceğiz. Sonuna kadar haklı mücadelemizde direneceğiz."