Kurik Höyüğündeki 5 bin yıllık tahıl siloları sulara gömülecek!
Dicle Nehri kıyısında inşa edilen 4 bin 900 yıllık tarihi Korik Höyüğü, Ilısu Barajı ile sulara gömülüyor. Tarihi eserlerin çıkarılması için ise Turizm Bakanlığı henüz bütçe ayırmadı.
Dicle Nehri kıyısında inşa edilen 4 bin 900 yıllık tarihi Korik Höyüğü, Ilısu Barajı ile sulara gömülüyor. Tarihi eserlerin çıkarılması için ise Turizm Bakanlığı henüz bütçe ayırmadı.
Höyükte 6 yıldır aralıklarla devam edilen kazı çalışmalarının bir kısmı tamamlanırken, tarihin gün yüzüne çıkması için Kültür ve Turizm Bakanlığının bütçenin ayırmasını bekleniyor. Höyükte bulunan tarihi eserlerin baraj sularından kurtarma kazı çalışması olarak bilinen Korik Höyüğünde büyük tahıl ambarlarının açığa çıktığını ifade eden tarihçi Emin Bulut, Dicle Nehri kıyısında bulunan binlerce yıllık tarihin gün yüzene çıkartılmadan Ilısu Barajı ile yok edileceğine dikkat çekti.
AKP iktidarı, Kürdistan coğrafyasında bulunan 10 binlerce yıllık tarih katliamına aralıksız şekilde devam ettiriyor. Dicle Nehri kıyısında bulunan ve 5 bin yıllık tahıl filosu merkezi görevi gören tarihi Kurik Höyüğü, Ilısu Barajı ile sulara gömülecek. Binlerce yıl öncesinden toprak ve taşlardan yapılan su kanalı ile Dicle Nehrinden su takviye edilerek tarım arazisinin sulandığı Kurik Höyüğünün kazı çalışmalarının devam etmesi gerektiğini söyleyen Tarihçi Emin Bulut, ilk komünal yaşamın oluştuğu kentlerin başından geldiğine işaret etti.
Bulut, “Dicle Nehri ile Batman Çayı’nın kesiştiği çok önemli bir ören yerimizdir. Binlerce yıllık bir tarihi geçmişin, kültürün bütünleştiği Kurik Höyük dediğimiz yerde ilk kazılar 2010 yılında burada başlandı. Çukurova Üniversitenden Elif Genç’in başkanlığında yaklaşık 6 yıldır kazı çalışması yapıldı. Bu höyükte çıkan tarihi eserler, insanlık tarihi için ve dünya tarihi için çok önemli bir noktada. Çünkü Yukarı Dicle medeniyetinin insanlık tarihi açısından buna benzer çok önemli tarihi eserler, höyükler, örenlerin olduğu mekanlardır. Bu mekanların en önemli yerlerden birisi de Kurik höyüktür. Kurik Köyük’ta daha bir konimal yaşamın daha geniş bir versiyonuna şahit oluyoruz burada. Yapay hem taşlar ve toprak karşımı su kanalları Dicle Nehrinden alınmış. Yine aynı zamanda çanak çömlek fırınlarının görselliğini burada görebiliyoruz. Site içerisinde hem çocukların taş mezar evleri, hem de yetişkinlerin kare ve oyuk mezar evlerini görebiliyoruz” dedi.
5 BİN YILLIK TAHIL SİLOLARI BULUNUYOR
Dicle Nehri kıyısında bulunan bereketli toprakları ekolojik ve toplumsal kurallar çerçevesinde inşa edilen Kurik Höyüğünün uygarlık mirasının ilk sitelerinden bir tasını olduğuna dikkat çeken Bulut, “Dicle Nehri kıyısında bulunan toprakların çok bereketli olması nedeniyle bir tahıl deposu niteliğini oluşturan bu yaşam alanında toplumsal kominal bir höyük olarak iki bölümden oluşuyor. Bir bölümü Dicle’nin batısında, bir bölümü de doğusuna düşüyor. Bu iki yerleşim yerini birbirine bağlayan doğal su kanal geçişiyle rastlanmış bulunuyoruz. Burada buğday, arpa, mercimek gibi ürünlerin çok eski tarımsal teknikleri kullanılarak üretim merkezi oluşmuştur. Çünkü Silolar halinde ortaya çıkan bu tahıl ambarları, bize buradaki toprakların ne kadar bereketli olduğunu gösteriyor ve insanların burada tarımla, toprakla, suyla yaşamlarını harmanlaştırdığını ortaya koyuyor. Buda insanlık tarihi için, dünya tarihi için kültürün gerçekten yaşamsal anlamda doğa ile iç içe olduğunu bu höyük ile birlikte ekolojik yaşamı ortaya koyuyor” diye konuştu.
ILISU BARAJI YOK EDECEK
Kurik Höyüğünün Türkiye’nin yüzde bir enerji ihtiyacını karşılayan Ilısu Barajına heba edilmemesi gerektiğini de söyleyen Bulut, “5 bin yıllık bu tarihi kentin kazı çalışması devam ettirilmesi halinde 10 yılı aşkın bir tarihin açığa çıkacağını belirtmek istiyorum. Ancak bu yıl tamamlanması planlanan ‘Nuh Tufanı’ olarak kabul gördüğümüz Ilısu Barajı su tutmadan önce höyükte çıkartılması planlanan heykel ve değerli eserler için bu kazı çalışması yapılmıştı. Bundan sonra bu binlerce yıllık tarihi Korik Höyüğünün Ilısu Barajı ile yok edilmesi kimsenin umurunda değildir. Ancak biz Ilısu Barajının ne denli bir tarih ve doğa katliamı gerçekleştireceğinin uyarısını yapıyoruz. Hasankeyf ile birlikte bu dünya mirası olan uygarlığın ilk kentleri yok edilmemelidir” sözlerini sonlandırdı.