'Kürt şehirleri kendi küllerinden yine doğacak'
Kobanê Yeniden İnşa Koordinasyonu Üyesi Çoman Kenani, Kobanê'nin küllerinden yeniden doğacağını söyledi.
Kobanê Yeniden İnşa Koordinasyonu Üyesi Çoman Kenani, Kobanê'nin küllerinden yeniden doğacağını söyledi.
Kobanê Yeniden İnşa Koordinasyonu Üyesi Çoman Kenani, Rojava'yı yeniden inşa ederken, Kürt Halk Önderi Öcalan'ın ekoloji paradigmasından yararlandıklarını belirtti. Kenani, "Ne yapmaya çalışırlarsa çalışsınlar, ne kadar yıkmaya çalışırlarsa çalışsınlar Kürt halkı ve Kürdistan şehirleri küllerinden yeniden doğacaktır" dedi.
Kobanê, kültürel yapısına uygun bir şekilde inşasıyla kendini yaratmayı sürdürüyor. 2014 yılının Eylül ayının ortasında başlayan, 2015 Ocak ayının sonuna kadar devam eden DAİŞ saldırıları ve ona karşı verilen mücadelede harabeye dönen Kobanê’nin inşasını Kobanê Yeniden İnşa Koordinasyonu Üyesi, İnşaat Mühendisi Çoman Kenani ile konuştuk.
KOBANÊ'DEKİ SON DURUM VE ÇALIŞMALAR
Kobanê şehrinin şu an genel durumu nedir? Yüzde yüze varan harabeden geriye şimdi ne görünüm yaşanmaktadır?
Kobanê, DAİŞ saldırıları ve buna karşı verilen büyük direnişten sonra büyük oranda harabeye dönmüştü. Savaştan sonra Kuzey, Güney, Doğu Kürdistan başta olmak üzere Türkiye ve burada Kobanê’de hazır olan mühendislerin yaptığı araştırmalarda kentin yüzde seksen oranında yıkılmış olduğu açığa çıktı. Bu, şu sonucu çıkarıyordu ki, bu şehir için büyük bir çalışma ve emek gerekiyordu. Yaşanan büyük savaş direnişi kadar büyük bir yeniden yapılanma savaşı şehrin yeniden inşası için gerekiyordu. Başta gelen en önemli bu şey, harabeye dönmüş olan şehrin temizlenmesi, diğeri ise şehrin su ihtiyacının karşılanması.
Bu temelde üç başlık altında çalışmalara savaştan hemen sonra başlandı. Birincisi, şehrin temizliği ve ikincisi halkın yiyecek, giyecek, ısınma ve su gibi sorunlarının giderilmesi, üçüncüsü ise Kobanê nin yeniden inşası üzerineydi. Planlamanın birinci aşamasında işimiz oldukça zordu çünkü bir şehir baştan sona enkaza dönmüştü, o zamanlar burada dışarıdan, Amerika ve Avrupa'dan gelen insanlar olmuştu. Onlar 'bu enkazı bize devredin, üç yılda kaldıralım' diyorlardı. Ancak altı ay gibi bir zaman içerisinde Kuzey Kürdistan halkı ve Kuzey Kürdistan belediyelerinin büyük yardımlarıyla şehrin enkazı önemli oranda kaldırıldı.
Bu arada ikinci planlamamız olan halkın ihtiyaçlarını karşılama çalışmalarına başladık. Daha öncesinde şehirde bulunan bir ekmek fabrikası temizlenip tamir edilerek halkın hizmetine sunuldu. Bu fabrika her gün kırk ton ekmek çıkarmaya başladı. Onun dışında Kani Kurdan Mahallesi ve Berxbotan köyünde iki adet fırını daha faaliyete soktuk. Bunun dışında hem Kobanê kantonuna yeten hem Cizre kantonuna da yardımda bulunan kapasitede her gün yüz ton un çıkaran bir un değirmeni inşa edildi. Şehrin mazot ihtiyacı karşılanmış durumda, bunun yanında şehrin elektirik ihtiyacı yüzde seksen karşılanmış durumda. Şehrin su ihtiyacının karşılanması üzerinde yakın günlerde bitecek olan fırat suyunu geniş borularla Kobanê'ye akıtma projemiz var ve bu çok yakın zamanda tamamlanmak üzere. Bunlar şimdiye kadar yaptığımız ve tamamlanmak üzere olan çalışmalardı.
Üçüncü planlama ise Kobanê'nin yeniden inşasıdır. Bu geniş ve zahmetli bir çalışmayı gerektirmektedir. Bu planlamanın ilk aşaması yaşanan savaşta evlerini tümden kaybedenler ve şehrin müze olarak kullanılan yerde evleri arazileri kalanlar için yeni evlerin, yeni mahallelerin yapılması, yeni yapılan bu mahallelerde halkın rahat sağlıklı ve temiz yaşayabilmesi için de önemli projeler içerisinde bulunmaktadır. Çocukların eğitimi için altı adet okul, iki adet hastane ve çevre güzelliği ve sağlık için önemli olan parklar yapılmaktadır. Bu çalışmaların yanında var olan imkanları daha iyi kullanmak adına tamamlanmış ve insanların yaşam ihtiyaçlarını giderecek önemli projeler de tamamlanmış durumda. Bunların en başta gelenleri kum sanrtralı, beton santralı ve kiremit santralı. Tüm bu tamamlanan projelerden çıkan sonuçla şehrin ihtiyaçları karşılanmaktadır. Ayrıca şehin tüm geneli için bir imar planı da çıkarılmış durumda. Tüm bunların planlama ve uygulamasını inşa komitesi olarak yaparken yardım isteyen, destek isteyen kurum ve kişilere de yardım edilmektedir.
'HALKIN DOKUSU DEĞİŞTİRİLMEMELİ'
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın ekoloji ve ekolojik şehirleşmeye ilişkin ve özellikle Kobanê’nin inşasına ilişkin önemli düşünceleri vardı. Bunlardan nasıl yararlandınız?
Bu yeni mahallelerin yapımında Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın düşüncelerinden, ekoloji paradigmasından oldukça yararlandık. Yaşanılabilecek bir şehir için en başta ekolojik bir bakış açısının olması gerekiyor. İnsanın çevreyle uyum içerisinde yaşaması gerekiyor. Diğeri ise insanların birbirinden uzaklaşması değil, yakınlaşmasını sağlayan bir şehir. Bu çalışmalar önemli bir hızda ilerliyor.
'Ekolojik şehir nasıl olmalı' noktasında Öcalan'ın önemli değerlendirmeleri var. En başta ekolojik bir şehir o yöre insanının gelenek ve göreneklerine zarar vermemeli. Halkın dokusunu değiştirmemeli. Hava ve çevre kirliliği yaratmamalı, halkın ruh ve fiziki sağlığına zarar vermemeli. Dünya standartlarına göre her bir insan için on beş metre kare yeşil alan olmalı. Bu konuda dünyada iki ülke var. Birisi ABD, ikincisi ise Hollanda. Kobanê şehri bu ülke standartları düzeyinde inşa olmaktadır. Diğer bir konu, şu an yapılan binalarIN merkezi sistemle ısıtma ve soğutma sistemleri olacak; bu durumda hem çevre kirliliği engellenecek hem de tasarrufta ilerlemeler sağlanacak. Ama en önemli konu, aynı mekanda yaşayan insanlar birbirlerine yabancılaşmayacaklar, yapılacak olan park ve bahçelerle, halk meclisi evleriyle halk toplumsallaşmayı yaşayacak. Bunun yanında kullanılan malzemelere de dikkat edilmekte. Çevre dostu, çevreye ve insana zarar vermeyecek malzemeler nedir, nasıl bulunur, diye araştırarak inşaatlarda bunların kullanılmasına dikkat edilmektedir.
Yeniden inşa yaşanırken önünüzdeki zorluklar nedir? Halkın yeniden inşaya yaklaşımı ve katılımı ne durumda?
Baas rejimi döneminde özellikle Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı illerde yaşam standardı zayıf tutulmuş. Yaptığımız ve yapacağımız her projeyi halka sunup onlarla tartışarak alıyoruz. Kobanê halkı yeni projelere heyecanla bakıyor. Destek oluyor. Zirai projelerde özellikle yardımlarını esirgemiyorlar, kendi topraklarını gönüllü bir şekilde yapılacak olan zirai projelere açıyorlar. Toprağı olan toprağını açıyor, suyu olan suyunu genel kullanıma sunuyor. Yaptığımız değirmen böyle bir durumdan ortaya çıktı. Kapalı olan kapılara inat Rojava'da yokluktan bir hayat kuruluyor, bir devrim yaşanıyor.
'ROJAVA'DAKİ OYUNLAR BAŞARIYA ULAŞAMAYACAK'
Genel olarak Rojava üzerinde bir ambargo var. Rojava’ya açılan kapılar hem Türkiye hem de Kürdistan Federe Bölgesi tarafından kapatılmış durumda. Ambargoyu ve bu konuda özel bir yer tutan hükümet ile Barzani'nin tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Partiler dışı bir şey söyleyeyim. İnsani şeyler. PKK ve KDP'den ayrı olarak. Tersini düşünelim, Rojava Başur'da olsa, Başure Kürdistan Rojava'da olsa ve her siyasi hareket de yer değiştirmiş olsa... Ben inanmıyorum, o kapılar kapalı tutulsun. Sen bir partiye düşmanlık yapabilirsin ama orada yaşayan senin kanından, canından olan insanlar. Rojava'da ilaç sorunu var yer yer yiyecek ve başka türlü ihtiyac malzemeleri eksikliği var. İnsanlık düşmanı DAİŞ çetelerinin saldırılarından yaşanan şehadetler var.
Rojava Devrimi başladığında hiç kimse bu devrimin kısa bir sürede bu boyutta büyüyüp dünyaya moral kaynağı olacağını tahmin etmiyorlardı. Kimse inanmıyordu, Baas rejiminin etkileri böyle kısa bir sürede atılacak. O yüzden bu kazanımlar birçok gücün, başta Türk devleti ve hükümeti olmak üzere onunla birlikte hareket eden Barzani başkanlığındaki KDP'nin düşmanlığını üzerine çekip bu güçler DAİŞ çetelerine destek sudular. Bu çerçevede ilan edilen birbirinden kopuk olan kantonların birleşmemesi için ellerinden geleni DAİŞ ve diğer çeteler üzerinden uygulamaya geçtiler. Ama buna karşı özellikle Kobanê direnişi ve arkasından kazanılan zafer bu çevrelerin iştahlarını kursaklarında bıraktı. Kobanê direnişi sadece Kürtlerin değil, insanlığın kazanımı oldu.
Kapıların kapalı tutulmasıyla insanları burada boğmayı düşünüyorlar, bu da tutmazsa insanları göçertmeyi düşünüyorlar. İnsanlar buradan başta Türkiye ve Güney Kürdistan Federal Bölgesi olmak üzere Avrupa'ya göçertilmek isteniyor. İnsanları savaşla köleleştiremediler, göçerterek kendi köleliklerine almaya çalışıyorlar. Bunun başarılamayacağını anlayınca kapıları tümden kapattılar, gelen ve satın alınan yardımların önünü kestiler. Bu ambargoyu aşmanın en önemli yolunu yine Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan açtı. Onun ‘kapılar kapansa bile toprak yeyin ama ülkenizi bırakmayın’ çağrısı önemli oldu. Bunun üzerine iç kaynakları, araştırmaya onları kullanılır hale getirmeye başladık. Kapalı olan kapılara inat burada yokluktan bir hayat kuruluyor. Az önce anlattığım tüm inşaat fabrikasyon kendi öz kaynaklarımızı kullanarak kuruldu. Kapı kapatma siyaseti uygulayanlar kendi gelecekleriyle oynuyorlar; Rojava'nın geleceğiyle değil. Bütün dünya AKP'yi, KDP'yi ama aynı zamanda Rojava'yı ve burada yaşanan devrim ve insanlığı da artık iyi biliyor. Bir halk sözü var; 'düşmanın aynı zamanda senin hayrın olur.' Onlar Rojava Devrimi'ni, kantonları boğmak istediler ama başaramadılar; tersine, kantonlar birleşti ve bir devrim yaşanıyor. İdari yönetimi boğmak istediler, bunun için oyunlar oynadılar, şimdi Kuzey Suriye Federal Bölgesi oluşuyor. Bu oluşuma, bu bölgede yaşayan farklı halklar (Arap, Süryani, Ermeni, Türkmen vb.) destek verip kendilerini içlerinde buluyorlar.
Bir anımı anlatayım: Tişrin Barajı ve kasabası çetelerden kurtarıldığında şahit oldum... Bir anne kız çocuklarını yer altından bir tünelin içinden ellerinden çekerek çıkarıyor. Kadın Araptı, yanına giden QSD gücü savaşçılarını tek tek öpmeye başladı. Neden kızlarını oradan çıkarıyorsun, diye sorduğumuzda, 'İki yıldır DAİŞ çeteleri buradayken kızlarımı bu toprağın altındaki tünele sakladım, her gün ellerimle tünelin ucundaki küçücük pencereden onları besledim ama sizin gelişinizle artık onları oradan çıkarıyorum, size güveniyorum, alın onları birer savaşçı olarak yetiştirin’ dedi. Bu topraklarda yaşayan diğer bütün halklar aynı haklardan faydalanıyorlar. Askeri siyasi idari toplumsal bütün alanlarda temsiliyetlerini buluyorlar. Rojava kazanımları üzerine oyun oynayan hiçbir güç kazanamayacak, bu halkların arasına nifak tohumu ekemeyecekler.
'KÜRDİSTAN ŞEHİRLERİ YENİDEN DOĞACAK'
Önce Rojava şehirleri, şimdi de Kuzey Kürdistan şehirleri yerle bir ediliyor. Kürdistan şehirlerinin böyle yerle bir edilmesini nasıl yorumluyorsunuz?
Kürdistan insanlığın kalbidir, ana topraktır. Mezopotamya toprakları tarihe böyle bir misyonla geçmiştir. Şimdi de bu misyonu oynayacak düzeyde ve rolü üzerine almıştır. Bunun içinde çabalamakta, buna göre örgütlenmeler yaratmaktadır. Kuzey Kürdistan'daki HDP ve Rojava'daki TEV-DEM halkların birlikteliğinin en güzel örneğidir.
İnsanın en önemli özelliği, özgürlüğüne düşkün olmasıdır. Her insan, topluluk ve halk bunun için yaşar. Kürtler hiçbir zaman başka halkların topraklarına köleleştirmek ve sömürmek için saldırmamışlar. Kürdistan insanlığın belleğidir, değerlerinin, kazanımlarının koruyucusudur onun. En başta bunu yok etmek için saldırıyorlar. İkincisi, şimdi göz önünde yaşanan bir mücadele ve devrim var. Bu halklara mal olmasın, daha da yayılmasın, diye saldırıyorlar. Biliyorlar ki, burada yaşanan sadece bir Kürt devrimi ve kazanımı değil, insanlığın kazanımıdır. Bunun için saldırıyorlar. Türk devleti Kürt şehirlerinin dokusunu yıkarak aslında halkın belleğindeki dokuyu yıkmak istiyor, halkın kültürünü sergileyen evleri yerle bir ederek kapitalizme ve çevre düşmanı bir anlayışa hizmet eden yeni büyük binalar yapmak istiyor. Ne yapmaya çalışırlarsa çalışsınlar, ne kadar yıkmaya çalışırlarsa çalışsınlar Kürt halkı ve Kürdistan şehirleri küllerinden yeniden doğacaktır.