Makedon gerilla komutanı: Bu hareket benim hareketimdir!"

1996’da Kürtlerle tanışan, 1999’da arayışlarını güçlendirip Kürt Özgürlük Hareketi çalışmalarına, 2001’de de gerilla saflarına katılan HPG Komutanlarından Cumali Makedon, Kürt hareketini tüm halkların özgürlük mücadelesi olarak nitelendirdi.

Makedon göçmeni bir ailenin çocuğu olarak Kürtler ile ancak üniversitede tanıştığını belirten Cumali, Kürtlere dair söylenen her şeyin tamamıyla yalandan ibaret olduğunu burada fark ettiğini ifade etti. Cumali bundan sonrasını şöyle anlattı: “Kürtleri tanıdıkça, onlarla arkadaşlık ettikçe bu halkı tanıma istemim daha da büyüdü. Bununla aslında kendimi, farklılığımı biraz tanıdım. Bu bende bir vicdani muhasebe yarattı, kendi kimliğime karşıda sorumluluk hissetmeye başladım. Tüm bu gerçekler benim arayışlarımı daha güçlendirdi ve PKK'yi tanımaya götürdü.  Başladım kitaplarda Önderliği okumaya ve tanımaya. 1999’da resmi olarak gençlik çalışmalarına katıldım. Kısa bir dönem çalışmalarda bulundum, sonra ege de Aydın ve Manisa da belli süre kaldım. İstanbul da kısa bir dönem faaliyetlerde bulundum. 2001’de Kürdistan özgürlük dağlarına geldim"

PKK'yi tanıdıktan sonra hep “eğer Türkiye koşullarında gerçekten sosyalist olacaksan veya olmak istiyorsan o zaman niye birinciliğe oynamayasın da sonlarda kıyı da köşede kalasın” diye düşündüğünü ifade eden Cumali “Bir sürü örgüt var ama sosyalist düşünce mantığına göre kendini örgütleyen ve buna göre mücadelesini yürüten bir örgüt yok. Hepsine baktığında kendilerini hala yüz iki yüz yıl öncesi ideoloji ve örgütlenmesine göre hareket ediyorlar. İşin kötü tarafı da bununla başarılı olacaklarını sanıyorlar. Bakış açılarını değiştirmeleri gerekiyor. PKK'nin ve Önderliğinin bakış açısı çok farklı. Bu farklılık geliştiriyor, genişletiyor ve başarılı olmayı sağlıyor. Önder Apo'yu tanıyan bir insan en önde olmayı her zaman için tercih eder. Pasif kalmak isteyenler ancak diğer örgütlerde yer edinebilirler. Ki sosyalist insan en radikal olan insandır. Radikal olmak için de en önde olmak gerekir.”

BENİM CENNETİM DERSİM’Dİ

14 yıllık gerilla yaşamında her yoldaşından birçok şey öğrendiğini belirten Cumali, altı yıllık Dersim pratiğinin de onun cenneti olduğuna belirtti. “Senin önünde bir çizgi var ve sürekli aktif, mücadeleci, disiplinli. Sen doğalında silik kalamazsın. Her yoldaşın yaşamına bakarak çok şey öğreniyorsun. Dersim bana çok şey kattı. Dersim benim için cennetti. Alanlar ne kadar zorsa yoldaşlık bağları da o kadar güçleniyor. İnsan birbirine destek sunma yardımcı olma ihtiyacını duyuyor. Gerekliliklerde insanları birbirine yakınlaştırmaya götürüyor. 6 yıl Dersim pratiğim oldu. Beş yıl Munzurlarda kaldım. Munzurlar görülmeye değer bir yerdir. Güzelliğiyle insana farklı bir hissiyat kazandırıyor. Tabi asiliği ile de direniş ruhunu yaratıyor. Bana göre Munzurları çok az insan görmüştür. Uzaktan bakmak farklıdır. Oralarda yaşamak ve onunla bütünleşmek yaşamına ayrı bir anlam katıyor” diyen Cumali, Medya Savunma Alanlarında da kendine çok şey kattığını ifade etti.

GERİLLADA GÜCÜMÜZÜN FARKINA VARDIK

“Gerillada insan olarak gücümüzün farkına vardık. Hiç yürümeyen bir insan bu dağlarda yürümeyi öğreniyor. Hiç çalışma yürütmeyen bir insan çalışmayı öğreniyor. Birçok dalda iş yapmayı öğreniyor. Bunu yaparken hem yeteneklerinin farkına varıyor hem de emekle yaşamı güzelleştirmenin anlamına varıyor” diyen Cumali şunları söyledi “Bir işle sınırlı kalırsan o işe göre bir yoğunlaşman oluyor ama birçok işi bir arada yaptığında beynin vücuduna göre harekete geçiyor. Ya da vücudun beynine göre hareketleniyor. Buda daha çok düşünmeye götürüyor, kafa yoruyorsun. Eskiden bu konularda zayıftık şimdi ise gittikçe güçleniyoruz. PKK de insanlar güçlüdür belki de bu gücün yansımasıdır insanı harekete geçiren.  Yaşamda ki ve savaş da ki duruş bunun göstergesidir adeta. Gerillada ki insanlar arı ve karıncalar gibidirler. Hep bir şeylere koşturtuyorlar hep bir arayış ve çalışma içerisindedirler. Yaptıkları her işten zevk alarak çalışıyorlar. Katıldıkları oranda başardıkları oranda güçlerinin farkına varıyorlar bu onlara mutluluk getiriyor ve mutlu bir paylaşım yaratıyor. Hatta mutlu yatıyorlar. Bu sıradan bir durum değildir. Kendisi için, örgütü, halkı ve her şeyden önemlisi Önderliği için bir şeyler yapmış onun getirisidir bu mutluluk."

YOLDAŞLIK KADINDA ANLAMLARIN EN GÜZELİNE ULAŞIYOR

“Sistemde en güçsüz erkeğin bile gölgesinde kalan kadın, dağlarda kendisine ait öz gücünün açığa çıktığını çok bariz görebiliyorum” diyen Cumali, gerilladaki kadınların öncülükteki örnek duruşlarına şu sözlerle dikkat çekti: "Kadının yaratım gücü, derleyip toparlama gücü, yoldaşını her zaman her koşul altında düşünme ve savaşta asla bırakmama gücü her zaman zirvededir. Erkekte bu oran daha düşüktür. Şu bir gerçeklik PKK'nin özünde yoldaşlık çok farklı bir anlama sahiptir. Kadına bunu indirgediğimizde bu yoldaşlık anlamların en güzeline ulaşıyor. Kadınlar yaşanan yanlışlıkları bile kendi içinde çözmeyi esas alırlar. Bu yoldaşlıkta yaratılan bağla alakalıdır. Birbirini sevme ve saymayla bağlantılıdır. Biz kavramı kadınlarda çok öndedir. Toplumsallığın özü de biz'dir. Erkekte ben kavramı daha ön plandadır. Kadın gerillada 'kadın güçsüzdür' yalanını ortadan kaldırdı. Nasıl ki ' Kürtler yoktur' yalanı ile bir algı oluşturulmak istendi ise, 'kadın güçsüzdür' yalanıyla da aynı algı oluşturulmak istendi. Kadın her iki yalanı ters yüz etti gerillada. Kadın hem özgürlüğe çok yakındır hem de doğaya. Doğaya yakın olan özgürlüğe de yakın olur. Bulunduğum alanlarda ve eyaletlerde de bu kendisini hep açığa vurdu. Kadınların olduğu her alanda duyarlılık, düzen, disiplin vardır. Orada yoldaşlık bağı güçlüdür ve asla yanlışa taviz verilmez. Birde yaptığı işe karşı çok duyarlıdır. Erkekte aynı duyarlılığı göremiyorsun. Önderliğimiz boşuna 'PKK bir kadın hareketidir, Özgürlük hareketidir' dememiş. Bu söz pratikte anlam kazanıyor. Kadın özgürleştikçe ortam özgürleşiyor, bizler özgürleşiyoruz. Böylesi bir ortamda ya özgürlüğe uyarsın ya da yıkılırsın, başka yolu yok."

...