Namibya ve Zimbabve kıtlıkla mücadele için filleri katletmeye başladı

Güney Afrika’nın iki ülkesi Namibya ve Zimbabwe, tarihlerinin en kötü kuraklıklarından birini yaşıyor. Her iki ülke halklarını beslemek ve fil nüfusunu kontrol altına almak amacıyla filleri öldürme gibi radikal bir karar aldı.

Namibya’nın ardından, Zimbabve de benzer bir adım atmaya hazırlanıyor. Zimbabve Parklar ve Yaban Hayatı Kurumu’nun (ZimParks) sözcüsü Tinashe Farawo, ülkedeki 84.000’den fazla fil nüfusundan 200’ünün öldürüleceğini açıkladı. Bu karar, ülkenin doğal kaynaklarının üzerindeki büyük baskıyı hafifletme çabasıyla alındı. Farawo, Zimbabve’nin doğal kaynaklarının yalnızca 45.000 fili destekleyebileceğini belirtti.

Zimbabve Çevre Bakanı Sithembo Nyoni, Namibya’nın izlediği yöntemi uygulayacaklarını belirterek, itlaf edilen fillerin etlerinin kurutularak proteine ihtiyaç duyan topluluklara dağıtılacağını söyledi. Nyoni, “Ülkemizde ihtiyaç duyduğumuzdan fazla fil var ve bu durum ormanlarımız üzerinde büyük bir yük oluşturuyor” dedi.

KURAKLIK VE YABAN HAYATI İLE ÇATIŞMA

Zimbabve’de kuraklık nedeniyle aç kalan filler, yiyecek ve su bulmak için doğal yaşam alanlarını terk ediyor ve insanlarla daha sık karşı karşıya geliyor. Bu da insan-fil çatışmalarının artmasına neden oluyor. Yetkililer, öldürmenin özellikle hayvanların mevcut kaynakları aştığı bölgelerde yapılacağını belirtiyor.

Namibya’da ise şimdiden 83 fil katledildi. Ağustos ayında, kuraklık mağdurlarına yardım amacıyla 723 hayvanın öldürülmesine edilmesine izin verilmişti. Bu hayvanlar arasında zebra, antilop, bufalo ve su aygırları da bulunuyordu.

HAYVAN HAKLARI SAVUNUCULARI TEPKİLİ

Hayvan hakları aktivistleri, bu katliam kararına tepki gösteriyor. Aktivistler, Namibya tarihindeki en büyük vahşi hayvan katliamlarından birini durdurmak için imza kampanyası başlattı. 

Uzmanlar, bu kuraklıkların ve aşırı iklim olaylarının, küresel ısınmaya katkıda bulunan El Niño hava olayıyla bağlantılı olabileceğini vurguluyor. Bu nedenle, iklim değişikliğiyle mücadele ve doğal yaşamın korunması konusundaki çağrılar daha da önem kazanıyor.