Reqa'ya savaşçı olarak döndü

Reqalı Ezed, doğup büyüdüğü Reqa'yı 15 yaşında terk etmek zorunda kaldı, 18'ine girince YPG'li oldu ve dört aydır kentini kurtarmak için savaşıyor.

Ezed Mihemed Ehmed, Reqalı bir Kürt genci. 2013'te Reqa'dan çıktılarında 15 yaşındadır. YPG kurulduğunda ısrarla saflarına katılmak ister. Ancak yaşının küçük olmasından dolayı kabul edilmez. Ailesi tarafından Türkiye'ye gönderilen Ehmed, orada sadece 5 ay dayanabilmiş.  Dört yıldır Reqa'dan çıkmasına rağmen YPG'li Ehmed'in tek isteği tekrar doğduğu topraklara dönmek. Ezed Mihemed Ehmed, Reqa'da yaşadıklarını, YPG'li olmasını ve Reqa hamlesine katılma nedenini ANF'ye anlattı.

Reqa'da nasıl bir hayatınız vardı, sonra ne değişti?

Ben Reqa'da doğdum. Babam ve annem de orada doğmuşlar. Yani biz Reqa'nın yerlileri sayılırız. Savaş öncesi Reqa'yı anlatmaya gerek yok zaten. Nasıl olursa olsun biz orada mutluyduk. Hayatımız orada başlamıştı. Orada okula gidiyorduk, ilk arkadaşlarımızı orada edinmiştik. Kısacası hayata ilk adımımızı orada atmıştık. Zengin değildik ama fakir de değil. Geçiniyorduk. Reqa'da çok fazla farklı dinden ve milletten insanlar olmasına rağmen sorunsuz yaşıyorduk. Birbirimizi en azından dışlamıyorduk.

Reqa'da ilk savaş 2013'te başladığında, önce ÖSO girdi Reqa'ya, daha sonra DAİŞ. DAİŞ bir anda tüm Kürtleri düşman ilan etti ve şehirden çıkmaya zorladı. Biz de mecburen çıkıp Kobanê'ye geldik.

Kobanê'ye geçtikten sonra ne yaptınız?

Kobanê savaşı başladığında YPG'ye katılmak istiyordum ama yaşımdan dolayı kabul etmediler, 'sen daha küçüksün, olmaz' dediler. Bunun üzerine ailemin beni Türkiye'ye gönderme isteğine uymak zorunda kaldım.

Orada neler yaşadınız, neyle karşılaştınız?

Benim için gerçekle yüzleşmek Türkiye'ye geçerken yaşandı. Türkiye'deki tanıdıklarımızın yanında kalıyordum. Daha büyük baskı ve dışlanma yaşadık. Birlikte gittiğim bazı arkadaşlarım da kamplara gitti. Zaten onların bazılarından hala haber almış değilim. Türkçe bilmiyorduk, Arapça ve Kürtçe biliyorduk. Hemen kim olduğumuzu anlıyorlardı. Suriyeli ve özellikle Kürt olduğumuzu fark ettiklerinde çok kötü davranıyorlardı. 5 ay sonra ne olursa olsun Rojava'ya geri döneceğim, dedim ve geri döndüm.

Döndükten sonra ne oldu?

Ne olursa olsun bir insan kendi toprakların/ülkesini terk etmemeli. Savaş da olsa ölüm de olsa insanın gerçek cenneti kendi doğup büyüdüğü topraklarıdır. Geri döndükten sonra bir kez daha YPG'ye katılmak için ısrar ettim ama yine 'yaşın tutmuyor' dediler. 18 yaşıma girdiğimde kapılarına dayandım ve YPG'ye katıldım.

YPG savaşçısı olarak şimdi Reqa hamlesinde yer alıyorsun, senin için önemini anlatabilir misin?

Reqa savaşına katılmak için çok ısrar ettim. Benim için hayatta en önemli şey haline gelmişti. Türkiye'deyken yemin etmiştim; ne olursa olsun kesinlikle gidip DAİŞ'le savaşacaktım. Özellikle Reqa'nın kurtuluşu hamlesinde yer almalıydım. Şimdi Reqa hamlesindeyim. Hamle 4. ayında devam ediyor ve Reqa'nın yüzde 70'inden fazlasını DAİŞ'ten temizledik.

Gerçekten çok çetin geçen bir hamle. DAİŞ'in son kalesi ve son kalesini kaybetmemek için her yönteme baş vuruyor. Reqa'da nerdeyse mayınlamadığı ev, cadde, dükkan kalmamış. Her yere suikastçılarını yerleştirmiş, intihar saldırıları ve bomba yüklü arabalarla hemen her gün saldırıyor. Tüm bu çabaları sonuçsuz kalıyor, son nefesini vermekten kurtulamayacak.

Bu hamlede sizi en çok zorlayan şey neydi?

Bizi en çok zorlayan, DAİŞ'in sivilleri kullanıyor olması. Sivil söz konusu olunca bizim çok hassas olduğumuzu anlamış. O yüzden buna başvuruyor. Bazen sivillerin içine girip çatışmaya giriyor. Bazen sivil kılığına girip içimize kadar gelebiliyor. Bazen sivilleri kendilerine kalkan olarak kullanıyor. Bazen de pusuda bekleyip sivillere 'QSD savaşçılarına sizi kurtarmaları için seslenin' diye zorluyor. Bu şekilde siviller yardım isteyince arkadaşlarımız dayanamıyor ve yardıma gidiyor; o esnada onlar çıkıp ateş ediyor.

Bu şekilde şehit düşen arkadaşlarınız oldu mu?

Elbette şehit düşen ve yaralanan arkadaşlarımız oldu.

Paylaşabilir misiniz?

Çok örnek var ama beni çok etkileyeni paylaşayım. Bir keresinde biz ilerliyorduk, bazı siviller göründü. Aramızda 50-100 metre vardı. 'Bize doğru gelin' diye seslendik ama siviller sessizce bize bakıyorlardı. Hiç hareket etmiyorlardı. Biz belki korkuyorlar diye yavaş yavaş onlara doğru ilerledik. Biraz yaklaşınca el hareketleriyle gizliden bazı sivillerin bize 'gidin' dediğini fark ettik. O esnada pusu olduğunu anladık. DAİŞ'liler sivillerin bu davranışını görünce onlara doğru ateş etmeye başladı. Bizim bir arkadaşımız hemen öne atıldı ve DAİŞ'lilere ateş etmeye başladı. İki saat çatışmadan sonra biz tüm sivilleri kurtarmayı başardık ama maalesef arkadaşımız şehit oldu. Siviller yanımıza gelince, 'Neden geldiniz. Biz size gidin dedik. Arkadaşınız bizim yüzümüzden şehit düştü' diyerek, ağlıyordu.  Bir taraftan da dua ediyorlardı.

Reqa hamlesi bittiğinde ne yapacaksınız?

Reqa'daki DAİŞ işgaline son verdikten sonra da durmayacağız. Suriye tümden çetelerden temizlenmeyene kadar bizim bu mücadelemiz devam edecek.