Rozerin'in geceye düşen sesi

Ay ışığı yeni çıkmıştı; damlara, sokaklara loş bir hava veriyordu. Rozerin'in Kürtçe ağıdı yankılandı. Sesi, Rega'da kalmamalı, tüm Kürdistan'a da ulaşmalıydı.

QSD savaşçıları, savaşın arka cephesinde kurulan noktalarda  istirahate çekiliyor. Bir ya da iki gün için dinlenmeye gelen savaşçılar, bazen eğitim görüyor, bazen radyolarda çalan ezgilerin ritmine ayak uydurarak halay çekiyor, bazen de voleybol sahasında voleybol oynuyor.

Hava çok sıcak, buna bir de eklenen barut ve toz kokusu ekleniyor. Geceleri sivri sinekler nedeniyle kent adeta çekilmez hale geliyor. Savaşçılar, akşamları genelde evlerin damlarında uyumayı tercih ediyor. Akşamları hafif çöl esintisine rağmen dam da olsa uyumak işkence halini alıyor. Bu yüzden savaşçılar uyumak yerine gecenin geç saatlerine kadar damlarda içilen demli çayın eşliğinde sohbete dalıyor ya da gecenin karanlığına karışan Kürtçe ve Arapça şarkılara eşlik ediyor.

HERKES KULAK KABARTIR

Gecenin karanlığını yırtan ve Reqa semalarında dağılan bu davudi seslerden kimse rahatsız olmaz. Herkes sükunet içinde sesin geldiği yere kulak kabartır ve dinlemeye başlar. Söylenen şarkılar, ya şehid düşmüş bir savaşçıyı anlatır ya ülke özlemini ya da özgürlüğe olan tutkuyu. Şiirde buluşan kelimeler, bir melodiyle birleşerek yayılır Reqa semalarında. Herkes kendinde bir parça bulur. Belki de bu yüzdendir yorgun ve dinlenmeye  muhtaç bedenler, gecenin geç saatinde Rega karanlığını yırtan bu seslerden rahatsız olmaz.

ROZERİN'İN AĞIDINA SELAM

Böyle bir gece de tanıştık Rozerin'in sesiyle. YPJ savaşçılarının kaldığı nokta ile bizim basın noktası arasında sadece birkaç ev vardı. Biz de sıcak ve sivri sinekten kurtulmak için kaldığımız evin damında dinlenmeye çalışırken, gür bir kadın sesi, Kürtçe bir şarkıyla/ağıtla yankılandı. Damlarda uyuyan herkes yavaş yavaş yerlerinden kalkıp oturmaya başladı. Ay ışığı yeni çıkmıştı; damlara, sokaklara loş bir hava veriyordu. Damlarda oturan savaşçıların hepsi gölgeyi andırıyordu. Giderek damlardaki bu gölge sayısı artmaya başladı. Herkes bu sese kulak kabartmıştı. Şehid düşen üç savaşçıyı anlatan bu Kürtçe şarkı, o gece tüm savaşçılarda aynı duyguyu yaratmıştı. Kürtçe anlayan veya anlamayan her savaşçı, kendinden bir parça bulmuştu.

NEDEN KAYIT ALTINA ALMADIK?

Şarkı bittikten sonra kendi aramızda "neden kayıt yapmadık" diyerek hayıflanmaya başladık. Gerçekten o esnada hiçbirimizin aklına gelmemişti. Hepimiz o esnada söylenen şarkıya kaptırmıştık kendimizi. Herkes o anı kaçırdığı için üzülüyordu. Aklımıza koymuştuk; mutlaka o sesin sahibini bulup o şarkıyı tekrar ona söyletecektik. Bu duygularla hepimiz uykuya daldık.

ERTESİ GÜN ROZERİN'İ BULDUK

Ertesi gün ilk işimiz, YPJ noktasına gidip o gece şarkı söyleyenin kim olduğunu öğrenmek oldu. Savaşçılar Rozerin adındaki bir arkadaşlarına ait olduğunu söyledi. Birkaç defa ona bize şarkıyı okuması için ısrar ettik. Rozerin kabul etmedi. Arkadaşları onun çok utangaç olduğunu bu yüzden ne yaparsak yapalım olumsuz yanıt alacağımız söyledi. Israrlıydık; bu güzel sesi mutlaka kayıt altına almak gerekiyordu.

JİYAN ARACI OLDU

Rozerin'e çok yakın olan, Rozeri'nin de hiç kıramayacağı YPJ savaşçısı Jiyan'dan ikna etmesi için yardım istedik. Jiyan, onunla biraz konuştuktan sonra yanımıza gelip "Siz bana kameranızı verin, ben çekeceğim" dedi. Rozerin etrafında insanlar olunca heyecanlanıyor ve söyleyemiyor. Bunun üzerine kameramızı verdik ve oradan ayrıldık. Jiyan, birkaç saat sonra yanımıza gelip kamerayı iade etti ve "Eğer sesi yayınlayacaksanız Reqa şehitleri anısına yayınlamanızı rica ediyorum" dediğini iletti.

ARTIK REQA'NIN DIŞINDA DA

Rozerin'in gecenin karanlığında Rega'nın damlarında, sokaklarında yankılanan sesine ulaşmanın heyecanıyla yeniden işimizin başına döndük. Rozerin'in sesi, sadece Rega'da değil, Kürdistan'ın dört parçasına ulaşacaktı.