‘Sağlık çalışmalarını devrimleştirmek’
Medya Savunma Alanlarında KCK Sağlık Komitesi’ne bağlı olarak çalışma yürüten gerillalar çalışma sistemlerini ve alternatif sağlık hizmetlerinin nasıl örgütlendirilebileceğini anlattı.
Medya Savunma Alanlarında KCK Sağlık Komitesi’ne bağlı olarak çalışma yürüten gerillalar çalışma sistemlerini ve alternatif sağlık hizmetlerinin nasıl örgütlendirilebileceğini anlattı.
KCK Sağlık Komitesi üyesi Kendal Amanos, “Devlet insanların yaşam hakkını bile tanımazken, sağlık hizmetlerinin devletten beklenmemesi gerekiyor” dedi.
Sağlık Komitesi üyelerinden Kendal Amanos, yedi yıldır Kürdistan dağlarında sağlık çalışmaları içerisinde yer alıyor. Bu alanda yürüttükleri çalışmalara ilişkin bilgi veren Amanos, “Oldukça geniş bir coğrafyayı kapsayan Medya Savunma Alanlarının hemen her yerinde sağlık merkezlerimiz ve hastanelerimiz var. Bu hastaneler tüm sahalara yetecek şekilde örgütlendiriliyor. Hastanelerimizde sağlık çalışmalarını yürütebilecek deneyimli doktor ve sağlıkçı arkadaşlarımız bir arada çalışıyor. Yine her alan ve cephede sağlıkçı arkadaşlarımız var. Genellikle ilk müdahaleyi yapıp hasta ya da yaralı arkadaşlarımızı sağlık merkezlerimize ulaştırıyorlar” dedi.
Sağlık merkezlerinin her zaman sabit olmadığını, ihtiyaç halinde hareketli de olabildiğini belirten Amanos, çalışma sistemlerini “Acil bir durumda hem olay yerinde, hem yolda müdahale olanaklarımız var. Yerinde müdahale, merkezlere aktarıncaya kadar müdahale ve tedavilerin devam etme süreci her alanda aynı mekanizmalar üzerinden yürütülüyor. Teknik imkanlarımız da bu çerçevede oluşturulmuştur” ifadeleriyle anlattı.
Tedavi imkanlarının yanı sıra, sürekli yürüttükleri eğitim faaliyetleriyle sağlık alanında çalışacak gençler yetiştirdiklerini belirten Amanos, eğitim süreçlerini şu şekilde anlattı: “Arkadaşlarımızın bu alandaki deneyimlerine göre; bazen üç, bazen altı aylık, bazen de bir yıllık yoğunlaştırılmış eğitim devreleri açılır. Normal tıp eğitimleri yedi yıl gibi uzun bir zamana yayılırken, bizde bu süreç kısadır. Çünkü yaşadığımız savaş gerçekliği içerisinde, arkadaşlarımızın yaşamı bizim için her şeyden öncelikli.”
SAĞLIK HİZMETLERİ DEVLETTEN BEKLENMEMELİ
İnsanların sağlık hakkının tartışılamayacak, doğal bir hak olduğunu vurgulayan Amanos, toplumsal alanda sağlık hizmetlerinin devlet tarafından sanki bir nimetmiş gibi sunulmasının toplum tarafından kabul edilemez bir durum olduğuna dikkat çekti. Devlet insanlara yaşam hakkı bile tanımazken, sağlık hizmetlerinin devletten beklenmemesi gerektiğini belirten Amanos, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’nın konuyu; “Sağlığını kendi öz imkânlarıyla koruyamayan toplumun temeli, varoluş ve özgürlüğü ya tehdit altındadır veya tümüyle yitirilmiştir” şeklinde değerlendirdiğini aktardı.
SAĞLIK İNSANLARA ULAŞTIRILMALI
Halkın kendi öz imkanlarıyla sağlığını koruyabilmesi için halk meclisleri içerisinde sağlık alanının ayrı bir boyut olarak ele alınmak zorunda olduğunu belirten Amanos, doktorların yalnız halk meclislerinde yer almasının yeterli olmadığını, bu kişilerin halka sağlık hizmeti de vermesi ya da hizmet verebilecek kişileri yetiştirmesinin gerekliliğine de değindi. Geçtiğimiz sonbahar- kış sürecinde Kürdistan’da yaşanan yoğun savaş sürecini değerlendiren Amanos, bu süreçte tıbbi müdahalelerde yetersiz kalındığını belirtti. Bu süreçlerde sağlık hizmetlerinin yerelleşmesi ve yaygınlaşması gerektiğine vurgu yapan Amanos şu şekilde ifade etti; “Kocaman binalara sahip hastaneler olduğu halde yaralı insanlar hastanelere ulaştırılamadı. Buna izin verilmedi. Eğer insanlar oldukları yerden çıkarılamıyorsa, sağlık onlara ulaşmalı. Sağlık birimlerinin mutlaka her yerde oluşturulması gerekiyor. Ayrıca, birçok ev sağlık evine dönüştürülüp, birçok mekan sadece müdahalelerin yapıldığı noktalar şeklinde düzenlenebilir. Bunun ötesinde eğer çok ağır durumlar varsa, bir odada ameliyathane bile oluşturulabilir. Bunlar sağlık sisteminin örgütlülüğünü oluşturabilecek şeylerdir”
SAĞLIK ÇALIŞMALARI DEVRİM İÇİNDE DEVRİM YÖNÜYLE KADINI YANSITIYOR
Sağlık Komitesi üyelerinden Gulan Amara ise, sağlık çalışmasındaki temel hedeflerinin yapılabilecek müdahalenin, yaklaşımın ve eğitimlerin sonuç alıcı olması ve en önemlisi süreç ve mücadele gerçeğine cevap olabilmesi olduğunu söyledi. Devletin sağlık alanındaki eğitim sistemini “Kapitalist modernite, hizmetine soktuğu bilimi parçalayarak ve evrensel sağlık anlayışını kendi hizmetine sokarak sisteme bağlı memnun memurlar yetiştirmek amacıyla; sağlık eğitimlerini amacına uygun yönetmekte ve yönlendirmektedir” ifadeleriyle değerlendiren Amara, özgürlük hareketi olarak kendi sağlık çalışmalarını Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın; ‘bilimlerin ve düşüncelerin bütünlüğü’ paradigması çerçevesinde yürüttüklerini dile getirdi. Dağda yürüttükleri sağlığa yönelik eğitim çalışmalarının “donukluktan ve kalıplardan ziyade, sadece bir alanla sınırlı kalmayan, hem hemen her türlü vakaya cevap olabilecek, hem de dağın koşullarını avantaja evirerek pratikleştirmeye yönelik” olduğunu belirten Amara, “Sağlık çalışmalarımızın esası, hegemonik bir sisteme itaatkar bir memur olmaktan öte, mücadele gerçekliğimizin içinde yaşamla beraber sağlığı- sağlık çalışmalarını devrimleştirmektir. Ve bu devrimi yaşamsallaştırmak” dedi. Özellikle bir kadın olarak sağlık çalışmalarında yer almanın, çalışmaya tecrübe, özveri ve emeğin yanı sıra daha fazla çaba, hissiyat ve derinlikle yaklaşmayı da getirdiğini belirten Amara, “Dağdaki sağlık çalışmaları devrim içinde devrim yönüyle kadını yansıtmaktadır” dedi.
HER ZAMAN HEM ÖĞRENCİ HEM DE HOCA
Gerillaya katılım yapmadan önce bıraktığı sağlık eğitiminin ardından, dağdaki sağlık çalışmalarına dahil olan Mahsum Welat, iki yıldır bu alanda hem eğitim alıyor hem de buradaki sağlık ihtiyaçlarına cevap olmaya çalışıyor. Dağa gelmeden önce sağlık alanını yalnız devletin resmi kurumları aracılığıyla tanıdığını belirten Welat, “Burada bu işin mutlaka rahat koşullarda yapılması gerekmediğini, dağ koşullarında da sağlık çalışmalarının nasıl en iyi şekilde yürütülebileceğini görme, öğrenme ve pratikleştirme fırsatım oldu” dedi. Dağda, sağlık alanına dair sistemdeki ön kabuller ve kuralların geçerli olmadığını dile getiren Welat, “Burada bir insanın sadece fiziki olarak nasıl iyileştirilebileceğini değil, en iyi şekilde tekrar yaşama nasıl katılabileceğini öğrendim” ifadelerine yer verdi. Kendisi gibi bu çalışmada yer alanların çoğunun, benzer eğitim aşamalarından geçerek sağlık hizmeti verebilecek düzeye ve deneyime sahip hale geldiğini sözlerine ekleyen Welat bu konuyu, “Başlarda yeterli donanıma sahip olmadığımız için zorlandık ama her zaman yanımızda bizim bu aşamaya gelmemizi sağlayan çok değerli doktor arkadaşlarımız vardı. Belirli bir deneyimden sonra, sen de artık senden sonra bu işleri yürütebilecek arkadaşların eğitimini üstleniyorsun. Dağda yürüttüğümüz bütün çalışmalarda olduğu gibi, sen her zaman hem öğrenci hem de hoca olmak durumundasın” sözleriyle ifade etti.
ALTERNATİF SAĞLIKÇILAR YETİŞTİRİLEBİLİR
Kürdistan’da yaşanan savaş koşullarında sağlık çalışmalarının önemine dikkat çeken Welat, devletin her zaman savaş süreçlerini fırsat bilerek, hasta ve yaralıları kendi sağlık sistemine mecbur kıldığını belirtti. Buna karşı, devlete alternatif sağlık örgütlenmelerinin oluşturulmasının gerekliliğini vurgulayan Welat, her gün ölümlerin yaşandığı bir coğrafyada, yeterliliğin olduğu halde bu işin içinde yer almamanın, büyük bir ahlaki sorun olduğunu söyledi. Bu konuda özellikle öğrencilerin üzerine büyük bir sorumluluk düştüğünü sözlerine ekleyen Welat, “ Özellikle tıp fakültesi, sağlık meslek yüksekokulları ve meslek liselerinde okuyan gençlerin bir araya gelip, bu alanda çalışabilecek insanlarla eğitim çalışmaları yürütebileceğine inanıyorum. Halkın sağlık ihtiyaçlarına bu şekilde cevap olunabilir. Deneyimli insanların sahip oldukları bilgi ve tecrübeleri bu alanda çalışmak isteyenlerle paylaşarak, hızlı bir şekilde, öldüren devletin zaten halkın ulaşamadığı sağlık hizmetlerine alternatif oluşturacak yeni sağlıkçılar yetiştirilebilir” dedi.